Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu, Tel Rifat’ın önemli bölümünü ele geçirdi.
Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat’ın Şevergaelrız, Tennep, Malikiyye, Keffin, Kefernaya, Miskan, El-Cuz, Tatmıraş, Tel İneb, Mezeret Hamad, Zoyan, Maranaz, Algamiyye, Burcelgas, Minnığ, Telaccaz, Harabşems, Kutale, Ayn dakne, Deyr Cemal ve Zukkebir köylerini, Zuyan Tepesi’ni, Kuveyris ve Minnığ havaalanlarını ele geçirdi.
Beyaz Saray’dan ilk resmî açıklama geldi:
Suriye’deki durumu yakından takip ediyoruz ve son 48 saattir bölgedeki başkentlerle temas halindeyiz.
Esad rejiminin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında belirtilen siyasi sürece katılmayı sürekli reddetmesi ve Rusya ile İran’a dayanması, şu anda kuzeybatı Suriye’de yaşanan olayların, özellikle rejim hatlarının çöküşünün, koşullarını yaratmıştır.
Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki bu saldırıyla hiçbir şekilde bağlantılı değildir; HTŞ, terör örgütü olarak tanınmaktadır.
ABD, ortakları ve müttefikleriyle birlikte, gerilimin azaltılmasını, sivillerin ve azınlık grupların korunmasını, ve bu iç savaşı bir kez ve tamamen sona erdirebilecek, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu ciddi ve güvenilir bir siyasi süreç çağrısında bulunmaktadır.
Ayrıca, Suriye’de IŞİD’in bir daha asla yeniden dirilmemesini sağlamak için hayati önem taşıyan ABD personelini ve askeri mevkilerini tam olarak savunmaya ve korumaya devam edeceğiz.
Aylar öncesinden başlayan hazırlık Lübnan’da ateşkesin gelmesi ile fiili müdahaleye döndü.
Suriye’de HTŞ (Heyetu Tahriru’ş Şam) Halep’in batı kırsalından Halep’teki Şii milisler ve Esad güçlerine karşı operasyon başlattıklarını duyurdu.
HTŞ’ye bağlı silahlı gruplar, Halep’in batı kırsalında Esad rejimi kontrolündeki El Ragib Tepesi, Kuptan Dağı, Debbabat Tepesi, Ancara beldesi, 46. Liva ile Kefer Besme, Basartun, Hur, Elkasimiyye, Acil, Bele, Sellum, Kefer Bissin, Şeyh Akil, Hırderkal, Acemi, Ürumsugra, Uveycil, El hüte, El dab’a, Urum Elkübra, Bişantara, Bakdina, Cemiyet Elmaari, Cemiyet Ebu Amşe, Cemiyet Emin, Cemiyet Manahil, Cemiyet el Rıdvan, Mühendisin, Arnaz, Kefernaha, Kanasel dahil olmak üzere 32 köy ve noktayı ele geçirdi.
HTŞ, Halep kent merkezinin 5 kilometre yakınına kadar yaklaşırken, bugün kontrolünü ele geçirdiği bölge 245 kilometrekarelik bir alana ulaştı.
Esad rejimi, çatışmalar sürerken sivil yerleşim yerlerini, karadan karaya atış yapılan silahlarla hedef aldı.
HTŞ ele geçirdiği bölgelerde, Esad rejimine ait ağır silah ve askeri araçları ele geçirirken, onlarca rejim askerini esir aldı.
Rejim ile HTŞ arasındaki çatışmalar devam ederken, bölgedeki çatışmalardan kaçan yaklaşık 10 bin sivil de İdlib kırsalına sığınıyor.
Çatışmalar, Halep merkezine doğru yoğunlaşarak sürüyor.
Türk güvenlik kaynakları: Halep’e doğru “sınırlı bir saldırı” başlatıldı
Türk güvenlik kaynakları Perşembe günü Suriyeli muhalif grupların, İran ve Rusya destekli Beşar Esed rejiminin İdlib’deki sivil halkı hedef alan saldırılarını durdurmak için Halep’e doğru “sınırlı bir saldırı” başlattığını söyledi.
Çarşamba gününden bu yana sosyal medyada dolaşan görüntülerde Tahriru’ş Şam Heyeti (HTŞ) ve ona bağlı muhalif grupların önemli ilerlemeler kaydettiği, geniş toprakları ele geçirdiği ve Halep şehrinin dış mahallelerine doğru hızla ilerlediği görülüyor.
Middle East Eye’dan Ragıp Soylu’nun haberine göre, raporlar Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu’na bağlı grupların tamamına yakınının şu ana kadar operasyona katılmaktan geri durduğunu gösteriyor.
Middle East Eye’a konuşan üst düzey bir Türk güvenlik kaynağı, Türkiye’nin, özellikle İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki savaşları göz önüne alındığında, bölgedeki gerilimin daha da tırmanmasını önlemek için saldırıyı engellemeye çalıştığını söyledi.
Ancak, Rusya ve Esed rejiminin muhaliflerin elindeki İdlib vilayetinin yerleşim bölgelerini hedef alan hava saldırılarını durdurmak için 2019’da imzalanan çatışmasızlık anlaşmasıyla kurulan kanalları kullanma çabaları sonuç vermedi.
Kaynak, “Bu saldırılara yanıt olarak Suriyeli muhalif gruplar Halep’e yönelik sınırlı bir operasyon başlattı ve saldırıların kaynaklandığı bölgeleri hedef aldı” dedi ve ekledi:
“Başlangıçta sınırlı bir operasyon olarak planlanan harekât, rejim güçlerinin mevzilerinden kaçmaya başlamasıyla daha da genişledi.”
“Amaç İdlib çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını yeniden belirlemek”
Kaynak, operasyonun amacının Rusya, Türkiye ve İran tarafından 2019’da üzerinde anlaşmaya varılan İdlib çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını yeniden belirlemek olduğunu söyledi.
Kaynak, aralarında Hizbullah ve İran destekli milislerin de bulunduğu Beşar Esed’e bağlı güçlerin 2020 yılında anlaşmayı ihlal ederek Halep yakınlarında daha fazla toprak ele geçirmesinin ardından Rusya ve rejimin saldırılarının çatışmasızlık bölgesinin boyutunu küçülttüğünü de sözlerine ekledi.
Kaynağa göre yeni operasyon İdlib’in doğusunda Türkiye, Rusya ve İran’ın üzerinde anlaştığı sınırlara kadar muhaliflerin kontrolünü yeniden sağlamayı amaçlıyor.
Devrim Muhafızları’nın Halep’teki komutanı öldü
İran Devrim Muhafızları’nın Halepte’ki Komutanlarından Tuğgeneral Kiyomarth Porhashmi, son saldırılarda öldü.
Rus uçakları, muhaliflerin elindeki Halep’te bulunan Mare bölgesini bombaladı
Rus savaş uçakları, yıllar sonra ilk kez toprak ele geçiren muhaliflerin saldırısını püskürtmek için Türkiye sınırı yakınlarındaki muhaliflerin kontrolündeki kuzeybatı Suriye’deki Mare bölgesini bombaladı. Saldırının, HTŞ ve Türkiye destekli Milli Ordusu’ndan muhalif güçlerin YPG kontrolündeki Tel Rifat’a operasyon başlatacağı bilgisi üzerine yapıldığı bildirildi.
İki ordu kaynağına göre Rus jetleri, muhaliflerin elindeki son bölgede yeni ele geçirilen bölgeleri bombaladı ve nüfusun yoğun olduğu kasabaları vurdu.
Muhaliflerin kontrolündeki Atareb kasabasında bir Rus jetinin yerleşim bölgesini bombalaması sonucu en az 16 sivilin öldüğünü bildirdi.
Çatışmalar sonucu Halep-Şam ana karayolunun ulaşıma kapatıldı.
Dışişleri: “Son günlerde yaşanan çatışmalar, bölgedeki gerginliğin istenmeyen şekilde artmasına sebep olmuştur”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, X hesabından “İdlip ve mücavir bölgedeki gelişmeler hakkında” başlıklı olarak şu açıklamayı yaptı:
“Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlip ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir.
2017 yılından bu yana, İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’yle ilgili bazı mutabakatlar tesis edilmiştir. Türkiye, taraf olduğu mutabakatların gereğini hassasiyetle yerine getirmektedir.
İdlip’e yönelik son dönemdeki saldırıların, Astana mutabakatlarının ruhuna ve işleyişine zarar verecek boyuta ulaştığı ve ciddi sivil kayıplara yol açtığı konusunda gerekli uyarıları çeşitli uluslararası platformlarda yapmış ve bu saldırıların durdurulması gerektiğini kayda geçirmiştik. Nitekim, son günlerde yaşanan çatışmalar, bölgedeki gerginliğin istenmeyen şekilde artmasına sebep olmuştur.
Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir.
Diğer taraftan, mevcut istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan Tel Rıfat ve Münbiç’teki terör gruplarının sivil halkı ve Türkiye’yi hedef alan saldırılarındaki artışı da dikkatle izliyoruz. Bu bölgelerdeki terörist varlığının sonlandırılması amacıyla paydaşlarla daha önce varılan mutabakatların gereğinin yerine getirilmemiş olması endişelerimizi artırmaktadır.
Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz.”
Cevlani’den HTŞ militanlarına seslendi
HTŞ lideri Muhammed El Cevlani, HTŞ militanları için bir mesaj yayınladı.
“Halkımıza merhametli ve yumuşak yüzlü olmanızı tavsiye ediyorum. Önceliğiniz halkımızın can ve mal güvenliğini sağlamak olsun. Ağaçları kesmeyin, hiçbir çocuk sizden korkmasın, hangi dinden, ırktan ya da mezhepten olursa olsun halkımızdan hiçkimse sizden korkmasın.
Zira Halep, her zaman medeniyetimizin ve kültürümüzün şehri olmuştur. Çeşitli etnik ve dini kesimlere tarih boyunca yurt olmuştur. Bugün merhamet günüdür. Her kim evine girip kapısını kapatırsa, size dil uzatmazsa ve her kim rejimden ayrıldığını ilan edip silahını bırakarak sizin yanınıza gelirse o kişi güvende olsun❞
“Rusya’yı, çıkarlarını Esed rejimiyle bağdaştırmamaya davet ediyoruz.”
HTŞ’ye bağlı Kurtuluş Hükümetinin Siyasi İşler Dairesi, Rusya’nın bölgedeki pozisyonuna ilişkin açıklama yayımladı.
Suriye devrimi, Rusya dahil herhangi bir ülkeye karşı başlamamıştır. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşında da taraf değildir. Suriye devrimi, halkın kölelikten kurtulup özgür bir yaşam sürme arzusuyla başlamıştır.
Bu kapsamda, Rusya’yı çıkarlarını Esed rejimiyle ya da Beşşar Esed’in şahsıyla bağdaştırmamaya davet ediyoruz.
Suriye halkı, Rusya dahil bütün dünya ülkeleriyle karşılıklı saygı ve çıkarlara dayalı bir ilişki kurmak istemektedir. Rusya’yı da Suriye’nin aydınlık geleceğinin inşaasında bir ortak olarak görmek istiyoruz.
Bölgedeki son duruma ilişkin analiz
“Ortadoğu sorunları ve terörizm alanlarında çalışan Doç. Dr. Serhat Erkmen’in X hesabından paylaştığı, konuya ilişkin analizi:”
1. HTŞ önderliğindeki gruplar Halep’in merkezine girdi. Kendilerinin bile beklediğinden çabuk oldu. Artık denge değişti. HTŞ tam olarak belirleyici aktör.
2. İran Halep’teki gücünü tamamen kaybetti. İran’ın aldığı darbe Şam’ın aldığı kadar büyük. Humus ve güney çöllerindeki varlığından sonra Halep’i kaybetmesi İran’ı çöllere ve Irak sınırına itiyor. Iraktan milis getireceklermiş, geç kaldılar. İsrail’in mutsuz olduğunu sanmıyorum.
3.Ruslar neredeyse hiç yoktu. Ukrayna, Rusya’nın Suriye’deki varlığını tüketmiş. Uçak filoları, askerler, danışmanlar ve Wagner gidince geriye kalan nerdeyse bir hiç.
4. Operasyon daha bitmedi. Halep’in tamamına yakını ve İdlib güneyine doğru devam edecek. Halep-İdlib-Hama hattında çatışma birkaç dün daha sürer.
5. Muhalif bölgelerde büyük bir sevinç hakim. Culani, politik ve psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. SMO ve benzerlerinin çoğu yakında parça parça HTŞ’ye bağlanır.
6. Culani kamuoyu önünde çok rahat. Halep’i aldıktan sonra yaptığı konuşma ve Ruslara bizi muhatap al, Esad’dan vazgeç birlikte çalışalım çıkışı çok akıllıca. Operasyonun askeri harekat dışı kısmı da iyi planlanmış. Acaba planlama tamamen yerel mi?
7. Suriye ordusu yok olmaktan kurtulmak için tutamayacağı yerlerden çekildi. Güvenli hatta bir araya geliyor. Diğer bölgelerden destek getiriyor. İranlı milisler yola çıktı. Ruslardan büyük destek gelirse tekrar çatışma alevlenir. Yoksa en geç 1 haftaya Halep ve çevresi tamamen HTŞ’de.
8. Halep’teki PKK’lılar tutuştu. Ya çekilmeleri için kanal açılacak ya da iki mahalle ciddi savaş alanına dönüşecek. Bence birincisi.
9. Tel Rıfat kaçınılmaz hale geldi. Nubbl Zehra boşalmaya başladı. SMO girmesse HTŞ gider alır. Ruslar Mare ve Ahterinde SMO’yu vurdular. HTŞ Halep’i alırken Rusların derdi SMO, Tel Rıfat’a gelmesin. Halep’i kaybeden Rusya Tel Rıfat’ın PKK’dan temizlenmemesinden ne umuyor acaba?
10. Yarın daha hızlı bir ilerleme olacak fakat bundan sonra önemlisi Halep’e kimin bayrağı dikilecek. Yakın geleceğin en önemli siyasi sorusu bu.
Hakan Fidan: “Halep’te yaşanan çatışmalara Türkiye müdahil değil”
Türkiye gazetesinden Emrah Özcan’ın haberine göre; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, AK Parti Ege ve Akdeniz Bölgesi milletvekilleri ile yaptığı toplantıda Halep’teki çatışmalara dair değerlendirmelerde bulundu.
Fidan, Halep’te yaşanan çatışmalara Türkiye’nin müdahil olmadığını, ancak yeni bir göç dalgası ihtimaline karşı gereken tedbirlerin alınacağını ve herhangi bir göç dalgasına sebebiyet verecek bir aksiyonda bulunulmayacağını ifade etti.
Rus medyası Türkiye’yi suçladı
Rus resmi medyası Halep’in muhaliflerin eline geçmesi için Türkiye’yi suçladı
İzvestiya: “Halep’teki büyük terör saldırısı, İsrail’in desteği ve ABD’nin onayıyla, Türk istihbaratı, Ukrayna istihbaratı ve Fransız istihbaratı tarafından koordine edildi.”
RT: “Bu durum, Ankara’nın Suriye’deki Kürt güçlerine yönelik operasyonlarını zorlaştıracak, Şam ile normalleşmeyi engelleyecek, Rusya ve İran ile ilişkilerini zorlaştıracak.”
Esad güçlerinin ardından YPG’ de çatışmadan şehri terk etti
Esad güçlerinin çekilmesinden sonra YPG/SDG’nin kontrol ettiği Şiilerin yaşadığı Nubul ve el-Zehra şehirlerine HTŞ girdi. YPG güçleri çatışmadan şehri terk etti.
Halep Havalimanı’nda muhalif güçlerle havalimanını kontrol eden SDG/YPG arasında çatışmalar çıktı.
HTŞ güçlerinin YPG kontrolündeki Tel Rıfat’a girdiği iddia edildi.
Rus ve Suriye uçakları Halep şehir merkezini bombaladı
Esad: “Suriye teröristleri ortadan kaldırabilecek kadar güçlü”
Esad: “Suriye, tüm teröristlere ve destekçilerine karşı istikrarını ve toprak bütünlüğünü savunmaya devam edecek. Müttefikleri ve dostlarının yardımıyla, terörist saldırılarının şiddeti ne olursa olsun, bu teröristleri yenip ortadan kaldırma yeteneğine sahip.”
HTŞ’den YPG’ye çağrı: Silahlarınızla güvenli bir şekilde Halep’ten gidebilirsiniz
HTŞ, yazılı bir bildiri yayımlayarak Halep’te bulunan YPG/SDG güçlerine güvenli bir şekilde ayrılma çağrısı yaptı.
Yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Bizler, halkımızın selametinin garanti altına alınması ve sağ salim bir şekilde yurtlarına geri dönmeleri için mücrim Esed rejimine karşı savaşıyor ve İran milislerini şehirlerimizden ve köylerimizden uzaklaştırıyoruz. Sizlere de silahlarınızla beraber kuzeydoğu Suriye bölgesine güvenli bir şekilde çıkmanızı öneriyoruz.
Buna mukabil, Suriye Kürtlerinin Suriye toplumunun ayrılmaz bir parçası olduğunu ve ülkenin diğer evlatlarıyla birlikte tüm ortak haklara sahip olduklarını tekit ederiz. Halep’in Şeyh Maksut mahallesi ve diğer bölgelerindeki Kürt halkımıza şunu belirtmek isteriz ki: Siz bizim ehlimizsiniz; bizim lehimize olan sizin de lehinize, aleyhimize olan sizin de aleyhinizedir. Sizi himaye etmek ve sizin için onurlu bir hayat temin etmek bizim için bir sorumluluktur.”
Mazlum Abdi’den ilk açıklama: Direnişimiz sürüyor
Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye’de yaşanan son gelişmelerle ilgili açıklama yaptı.
Mazlum Abdi, güçlerinin birden fazla yönden yoğun saldırılara maruz kaldığını ve Suriye ordusu ile müttefiklerinin çöküşü sonrası halkı korumak için insani koridor açmaya çalıştıklarını ifade etti. Mazlum Abdi, “Güçlerimiz, Halep, Tel Rıfat ve Şehba’daki halkımızı kahramanca savundu. Ancak Türk işgali tarafından desteklenen silahlı grupların saldırıları, doğu bölgelerimizle bu alanlar arasında oluşturmak istediğimiz insani koridoru kesti” dedi. Mazlum Abdi, halkın güvenliğini sağlamak ve onları Tel Rıfat ile Şehba’dan ülkenin kuzeydoğusundaki güvenli bölgelere taşımak için Suriye’deki etkin tüm taraflarla iletişim kurmaya çalıştıklarını belirtti.
Abdi, “Halep’teki Kürt mahallelerinde direnişimiz sürüyor. Halkımızı korumak birinci önceliğimizdir. Bu zorlu süreçte halkımızı yalnız bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
İran Dışişleri Bakanı Ankara’da
Dün Şam’ı ziyaret eden İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, bu sabah da Ankara’ya geldi.
Irakçi, Ankara’ya varışında şöyle konuştu:
“Suriye’yi destekliyoruz ve endişelerimizi Türkiye ile paylaşıyoruz. Suriye’deki militanlar yanlış hesap yaptı, ordu ve hükümet bunlarlı defetmeye hazır.”
HTŞ’den Halep’teki Kürtlere mesaj
HTŞ Kürtlere seslendi:
“ÖZGÜR HALEP ŞEHRİNDEKİ SURİYE KÜRTLERİNE MESAJ
Suriyeli Kürtlerin onurlarıyla özgürce yaşama hakları vardır. Onların durumu, tüm Suriye halkının durumuyla aynıdır.
Bu bağlamda, IŞİD örgütünün, -aralarında cariye almak vb. İslam’ımıza, adetlerimize ve geleneklerimize ters olan uygulamaların da bulunduğu- Kürtlere karşı işlediği barbarca davranışları kesin bir şekilde reddediyoruz. Bu fiillerin ne hanif olan dinimizin öğretileriyle ne de köklü devrim değerlerimizle bir ilgisi bulunmamaktadır.
Hiç kimsenin bu mütekamil dokuyla oynamasına ya da Suriye’nin tüm yapıları arasındaki kardeşlik ve dayanışmanın saflığını bulandıranlara izin vermeyeceğiz.
Son olarak, Suriye Kürtlerini, oluşumları ve farklı kültürleri ile daha parlak ve medeni bir hale gelecek olan Halep şehrindeki asıl bölgelerinde kalmaya çağırıyor ve bunların sağlanmasında onlara kefil oluyoruz.”
YGP/SDG: “Türkiye ile diyaloğa açığız”
Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Halep ve Hama’nın HTŞ tarafından ele geçirilmesinin ardından X hesabından açıklama yayınladı.
“Suriye Demokratik Güçleri, Suriye’de şiddetin yeniden canlanmasını şiddetle kınamaktadır. Halep şehri ve Hama kırsalının Türkiye destekli silahlı gruplar tarafından direniş olmaksızın ele geçirilmesi de dâhil olmak üzere ülkedeki genel gelişmelerden derin endişe duymaktadır.
SDG, ülke genelinde Suriyeli sivillerin karşı karşıya kaldığı tehditleri kınamaktadır. Ayrıca, uluslararası toplumu Suriye’nin kuzeybatısında tırmanan şiddeti durdurmak üzere derhal ve etkili bir şekilde harekete geçmeye çağırır. Çatışan tüm taraflara ateşi kesmeleri için azami baskı uygulanması çağrısında bulunur. Amaç, Suriye halkını ve onların isteklerini temsil eden kapsamlı yeni barış görüşmelerine başlamaktır. Bu görüşmeler, dışlama olmaksızın ilgili tüm Suriyeli tarafların katılımını içermelidir.
SDG, ülkede devam etmekte olan krizden Suriye rejimini sorumlu tutmakta ve Suriye’de insani bir felaketi önlemeye yönelik tüm girişimleri reddetmekle suçlamaktadır. Ayrıca, Suriye’nin kuzeybatısında son dönemde tırmanan şiddet olaylarından doğrudan Türk işgalini sorumlu tutar.
Buna ek olarak, el-Şehbaa bölgesinde yerinden edilmiş insanların karşı karşıya kaldığı vahim insani durumdan derin endişe duyduğunu ifade eder. Ayrıca, Birleşmiş Milletler ve BM Güvenlik Konseyi’ni derhal müdahale etmeye çağırır. Uluslararası toplumu, tüm Suriyeli sivilleri, daha önce savaş suçları, soykırım ve zorla yerinden etme suçları işlemiş olan Türkiye destekli grupların oluşturduğu yakın tehditten korumak için hızlı bir şekilde harekete geçmeye çağırır.
SDG, İslam Devleti IŞİD’in Suriye’nin kuzeybatısında son dönemde yaşanan gerilimi istismar etmesinin tehlikeleri konusunda uyarıda bulunur. Ayrıca, ABD öncülüğündeki Küresel Koalisyona, IŞİD’e karşı mücadelelerinde Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) verdiği desteği güçlendirmesi çağrısında bulunur. Sonuç olarak, Irak halkının endişelerine ilişkin ciddi kaygılarını dile getirmekte ve terörle mücadelenin güçlendirilmesi için Küresel Koalisyon ile koordinasyon halinde Irak güçleri ile SDG arasında işbirliği yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Öte yandan SDG, kapsamlı bir siyasi çözümün desteklenmesinde Rusya Federasyonu’nun rolünün önemini teyit eder. Aynı zamanda, Suriye topraklarının daha fazla işgalini meşrulaştırmak için kullanılan tüm bahaneleri reddederek Türkiye ile diyaloğa açık olduğunu yineler.
Dolayısıyla, bu kritik koşullar altında SDG, Suriye halkı için aşağıdaki hususları temin eder:
1-Suriyeli taraflar arasındaki çatışmaların devam etmesi sadece Suriye halkının düşmanlarına hizmet eder ve sivillerin acılarını arttırır. Bu nedenle SDG, güç kullanımı yerine ulusal diyaloğa öncelik verilmesi çağrısında bulunur.
2- SDG, Suriye toplumunun belirli bileşenlerini hedef alan tüm ihlallere son verilmesi çağrısında bulunur. Ayrıca, Kürtlerin ve diğer ulusal ve dini azınlıkların Suriye tarihinin ve halkının ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha teyit eder.
3- Suriye krizi ancak tüm Suriyelilerin haklarını garanti altına alan ve adalet, özgürlük ve eşitliği sağlayan adil bir siyasi çözümle çözülebilir. Bu çözüm her türlü dış müdahaleden ve yeni bir gerçekliği zorla dayatma girişimlerinden uzak olmalıdır.
Sonuç olarak, Suriye ulusal diyaloğu, Suriye halkının bir bütün olarak yaşadığı Suriye krizini çözmenin tek yoludur. SDG, Suriye’nin birliğini, güvenliğini ve egemenliğini güçlendirmek için tüm Suriyelilerle diyaloğa açıktır. Ayrıca Suriye’nin tüm bölgelerindeki tüm vatansever Suriyelileri kışkırtma, intikam ve kötü niyetli propagandaya karşı direnmeye çağırır. Ayrıca BM’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda demokratik bir geçişi sağlayacak siyasi çözüme bağlı kalmanın önemini vurgular. Bu geçiş, tüm Suriyelilerin isteklerini karşılayan ademi merkeziyetçi demokratik bir siyasi rejim çerçevesinde Suriye’nin birliğini ve egemenliğini güçlendirmelidir.”