İzlemek için:
Günaydın efendim, iyi haftalar. Benim hatırladığım kadarıyla hiçbir Amerikan Cumhurbaşkanı’nın cenazesi bu kadar görkemli bir şekilde kaldırılmamıştır. Carter deyince benim de hiçbir yerde yayınlanmamış bir anım var. Tarih, 1 Haziran 1978. Çoğunuz doğmamışsınızdır. NATO Zirvesi Washington’da yapılıyor. Ecevit de tesadüfen o dönemin başbakanı. Yani televizyonda açılış konuşmasını Ecevit yapacak. Zor getirdik. “Ambargo varsa gitmem,” dedi. “Efendim, siz giderseniz ambargo kalkacaktır,” diye ikna ettik.
Nitekim bildirinin bir paragrafında gayrisafi milli hasılanın belirli ölçüde yükseltilmesini öngören bir madde vardı. Ecevit, bu maddeyi veto etti. Yani veto etmesini biz tavsiye ettik. Veto edince Carter hemen söz aldı: “Washington’a dönünce söz veriyorum, ambargoyu kaldıracağım,” dedi. Bunun üzerine Luns, Ecevit ve Carter bir odaya geçtiler. O paragrafı yeniden yazdılar.
Ecevit’in devlet adamlığı ilginçtir. Bana da dedi ki: “Sen kapının önünde dur.” O sıralar NATO işlerine bakıyordum. Ecevit, Carter’ın hayret dolu bakışları arasında çıktı, bana kağıdı gösterdi: “Uygun mudur?” dedi. Carter şaşkına döndü. Üç liderin hazırladığı bir metni, ufak düzeyde bir bürokratın onayına bırakıyordu. “Uygundur efendim,” dedim. Baktım, gerçekten uygundu. Bunun üzerine biz 19. paragraf için vetoyu kaldırdık. Döner dönmez Carter da ambargoyu Kongre’ye kaldırttı. Ancak çok sonra, 208’e 202 oyla kabul edildi.
Komşuda da bir ölüm oldu. Simitis vefat etti. Aslında Simitis, Türk-Yunan ilişkilerini düzeltmeye çalışan bir başbakandı.
Gelelim Suriye’ye. Suriye’de ümit ve kuşku bir arada yürüyor. Yeni yönetimin, Batılıların arzularına ne ölçüde uygun olabileceği bekleniyor. Bu arada Alman Dışişleri Bakanı Baerbock’un elini sıkmaması, Batı’da ciddi düşüncelere yol açtı. Çünkü bu, İran ve Taliban’ın bir simgesi olarak görülüyor. Bakalım ne olacak? Suriye işi kolay bir iş değil, onu söyleyeyim. Yani hiçbir zaman kolay olmadı. Suriye hiç kolay değil. Bir yıkıntıdan, bir depremden kalkınmaya çalışılacak.
Ukrayna… Şimdi Trump başa geçmeden herkes bir şeyler ilerletmeye çalışıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin açıkladığına göre, Ukrayna bir Rus Kuzey Kore taburunu ima etmiş. Tabur büyük bir şey; yani kolay değil. Eğer doğruysa, önemli bir gelişme.
Bunun dışında Biden hâlâ kendisini cumhurbaşkanı zannediyor. Daha doğrusu, cumhurbaşkanı ama artık kimse Biden’ı ciddiye almıyor. İsrail’e 8 milyar dolarlık silah satışına izin verdi. Bu arada, Avrupalı liderler de teker teker Florida’da Trump’ın evine gidip Trump’la tanışıyor. En son İtalyan Başbakanı gitti. Yani, Amerika’da seçimden sonra yeni başkanın resmen göreve gelişi arasında iki buçuk aylık bir süre var ve bu çok yanlış bir süre. Amerikalılar bunu düzeltmek zorundalar. Yani olacak şey değil.
Bunun dışında artık Gazze’deki fecaate alıştık. Sudan’daki açlığa da… Dünya bunları seyrede seyrede adeta normal görmeye başlıyor ve bu çok tehlikeli bir durum.
Avrupa’da ise en büyük tartışma konusu yapay et. Yapay etin sağlıklı olup olmadığı, hatta caiz olup olmadığı tartışmaları devam ediyor.
İşte böyle, dünya yine tatsız bir şekilde 2025’e girdi. Zaten böyle girmesi bekleniyordu. Hepinize saygılar sunuyorum.