Kıdemli bir din âliminin, kızlık zarı onarımına veya yenilenmesine müsaade eden bir fetva çıkarması, Mısır sosyal medya platformlarında hararetli tartışmalara yol açtı.
Fetvanın destekçileri fetvayı “akılcı” ve “gecikmiş” bir hamle olarak yorumlarken, karşı çıkanlar bunu sahtekârlık ve aldatma olarak görüyor.
Şeriat Araştırma Bölümü başkanı ve Dârû’l-ifta’daki fetva müessesesinin genel sekreteri Ahmed Memduh, Dârû’l-ifta’nın resmi Facebook sayfasındaki canlı yayınında (31 Ağustos), kızlık zarı onarımına “bir kızın tecavüze uğradığı ya da [evlilik dışı ilişkiye girmesi için] kandırıldığı ve tövbe etmek veya yeni bir sayfa açmak istediği bazı durumlarda izin verilebileceğini” savundu.
Memduh, fetvasında toplumda ikiyüzlülüğü yaymanın kabul edilemez olduğunu söylüyor, günahkârların teşhir edilmesine karşı çıkıyor:
“Günahkârlarla günahları yüzünden alay etmek, tüm merhamet kapılarını kapatmakla eşdeğerdir; bu onları umutsuzluğa sürükleyebilir veya ahlaksız eylemlere devam etmeye teşvik edebilir.”
Memduh, “Bazı durumlarda kızlık zarı onarımının şeriat tarafından yasaklandığını” da hatırlatıyor.
Ahmed Memduh fetvasında daha fazla bilgi için izleyicilere yıllar önce kızlık zarı yenileme üzerine yazdığı araştırma çalışmasına başvurmalarını öneriyor. Memduh’un önerdiği çalışmaya internet üzerinden ulaşılabiliyor. Bu çalışmaya göre, kızlık zarı onarımı ameliyatına daha çok “rastgele cinsel ilişkide bulunan” kadınlar baş vuruyor ve şeriat böyle durumlarda kızlık zarı ameliyatını yasaklıyor.
Memduh’un bu fetvası, bir kadın doğum uzmanının kızlık zarı onarımı ameliyatının İslamda caiz olup olmadığına dair soruya verdiği bir yanıttan doğdu. Doğum uzmanı kadın, tecavüz vb cinsel saldırıdan kurtulan ya da sevgilileri tarafından terk edilen; ebeveynleri veya müstakbel kocaları artık bakire olmadıklarını öğrendiği takdirde başına bir şey gelmesinden korkan kızlara bu tür ameliyatlar yaptığını söylüyordu.
Memduh’un fetvası büyük tepki çekti. Fetvanın başarılı bir evliliğin anahtarı olan şeffaflık ve açıklık ilkelerine aykırı olduğunu savunanlar oldu. Bazıları ise fetvanın kızları evlilik öncesi cinsel ilişkiye girmeye teşvik edeceği hususunda endişe bildirdi.
Öte yandan günahların gizlenmesinin tecavüz veya cinsel saldırıdan kurtulanlara yeni bir başlangıç şansı sunduğunu savunan ve kararı memnuniyetle karşılayanlar da oldu.
Dârû’l’-ifta âliminin verdiği fetva bir ilk değil. 2007’de eski müftü Şeyh Ali Gomaa da benzer bir fetva yayımlamış ve muhafazakâr camiada kaşları kaldırmıştı.
Daha yakında, 4 Haziran 2020’de özel DMC kanalında yayımlanan programının bir bölümünde vaiz Halid El Gündi, saflık ve ahlak ile bozulmamış kızlık zarı arasında bir ilişki olmadığını savundu, “Sağlam bir kızlık zarı bekâret alâmeti falan değildir. Allah kadınlara onların erdemli ve temiz olduklarını belirtmek için damga vurur mu?” diye sordu.
“Allah [insanların] en büyük sırdaşıdır. Yırtılmış bir kızlık zarını kadınları itibarsızlaştırmak veya utandırmak için bir ölçüt olarak kullanmaz. Sağlam bir kızlık zarı saflık işareti olmadığı gibi, yırtık bir kızlık zarı da pislik veya ahlaksızlık işareti değildir.”
Gündi ayrıca “Kadınlar, cahillerin sürdürdüğü yanlış kanılar ve yanlış inanışlardan dolayı yok yere öldürülüyor” dedi.
Halid El-Gündi.
2009 yılında Al-Hayat kanalında yayımlanan bir röportajda da Gündi, kızların müstakbel kocalarına kızlık zarı ameliyatı geçirdiklerini söylemek zorunda olmadıklarını vurgulamıştı.
2020 programında ise Gündi, “Kadınlar kocalarının evlenmeden önce seks yapmamış olmasını şart koşar mı” diye sordu ve “aynı ilke erkekler için de geçerli olmalıdır” diye devam etti. Yorumları, TV talkshow sunucusu Amr El Leithy’yi o kadar şaşırttı ki “Bu aynı şey değil; kadın başka erkek başka” diye araya girdi.
Röportajda Leithy, kızların düğün gecelerinde bakire olmalarının beklendiğini ve bu nedenle çoğu evlilik sözleşmesinde geline atıfta bulunularak ondan genellikle “bakire” olarak bahsedildiğini söyledi. Gündi ise “Bunlar düzeltilmesi gereken çifte standartlar ve yanlış anlamalardır” diyerek karşı çıktı.
Ana akım medyadaki bu tür tartışmalara rağmen, kızlık zarı yenileme konusunda dini görüş ile popüler görüş arasında uçurum kadar fark var. Bozulmamış bir kızlık zarı hâlâ saflık ve ahlakla ilişkilendiriliyor.
Kızlık zarı yenileme ameliyatı Mısır’da yasa dışı olmasa da, özel kliniklerinde prosedürü uygulayan doktorlar, sosyal damgalanma endişesinden dolayı bunu genellikle gizlilik içinde yapıyor.
Müstakbel eşinin kendisiyle evlendiğinde bakire olmadığını öğrenmesinden korktuğu için düğününden önce ameliyat olan bir gelin adayı Al-Monitor’a konuştu ve ameliyatı yapan doktor tarafından cinsel saldırıya uğradığını söyledi:
“Onun ellerinde aşağılanma ve saygısızlık yaşadım. Bana bir fahişeymişim gibi davrandı.”
Kızların kızlık zarını düğün gecesine kadar “sağlam tutmaları” için öyle büyük bir baskı var ki, bazıları yanlışlıkla bekâretlerini kaybetmelerine neden olabileceği korkusuyla bisiklete veya ata binmekten bile kaçınıyor. Bazı muhafazakâr Mısır köylerinde, gelinin annesi ve kayınvalidesinin, çiftin düğün gecesinde, damat onlara gelinin bekâretinin kanıtı olarak kanlı bir mendil veya çarşafı muzaffer bir şekilde sunana kadar yatak odasının kapısının dışında beklemesi alışılmadık bir durum değil.
Aynı kanlı çarşafın düğün davetlilerinin önünde, genellikle havaya ateş açarak gösterilmesi de âdetten. Aksi, ailesi için utanç ve onursuzluk vesilesi. Kan çıkmaması, damadın karısını düğün gecesi boşamasına neden olabilir. Kanaması olmayan gelinler; damat, kendi babası veya bir erkek akraba tarafından darp edilebiliyor. Hatta nadiren de olsa öldürülüyor.
Son yıllarda kayıt dışı ve gizli evliliklerin artması, kızlık zarı yenileme ameliyatlarının sayısında artışa neden oldu. Bu tür evliliklerde kadın, nafaka dahil tüm haklarından vazgeçiyor ve kocası, her ikisinin de imzaladığı kâğıdı yırtarak, yani evliliğin gerçekleştiğine dair yegâne kanıtı yok ederek onu boşayabiliyor. Kendilerini bu durumda bulan kızlar, ailelerini utandırmadan yeniden evlenmelerini sağlayan bir cankurtaran simidi olarak sıklıkla ameliyata başvuruyor.
El-Ezher Üniversitesi İslami düşünce ve felsefesi profesörü Amna Nusseyr, “kötülüğün ve ahlaksızlığın yayılmasını engellediğini” savunarak fetvaya katılıyor. Al-Monitor’a konuşan Nusseyr, tecavüze uğrayan veya evlilik öncesi cinsel ilişkiye girmeleri için tuzağa düşürülen kızları veya kadınları ifşa etmenin, onları çaresiz bıraktığı için zararlı olduğunu söyledi:
“Aileleri veya toplum tarafından dışlandıklarında açıkta kalıyorlar ve düzgün bir yaşam arayışına girmelerine fırsat verilmiyor. Kızlık zarı yenileme ameliyatı onlara ikinci bir şans verebilir ve eş ve anne olabilirler. Allah merhametlidir ve müminleri tövbe etmeye ve günahları için bağışlanma dilemeye teşvik eder. O halde toplum neden geçmişte hata yapmış olanları sert bir şekilde yargılasın ya da mahkûm etsin ki?”
Al-Monitor’un Dârû’l-ifta hattına yaptığı telefon aramasına yanıt veren bir El-Ezher âlimi, kızlık zarı ameliyatı geçiren kızların, evliliğe gölge düşürebileceği için müstakbel kocalarına bunu bildirmelerine gerek olmadığını söyledi.
Ancak bir başka Ezher âlimi olan El Seyyid Süleyman, ameliyat olan kızların bunu evlenmeden önce müstakbel eşlerinden saklamamaları konusunda ısrar ediyor: “Çünkü dürüstlük ve doğruluk sağlıklı bir ilişki ve başarılı bir evlilik için anahtardır.”
Daha hoşgörülü dini görüşlere rağmen, kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmaya devam eden bir toplumda kızlık zarı yenileme ameliyatının geniş kabul görmesi uzun zaman alacak gibi görünüyor.
Çeviren: Enis Aydın
Metnin orijinali için:
https://www.al-monitor.com/originals/2021/09/hymen-reconstruction-fatwa-stirs-controversy-egypt