Ana SayfaHaberlerDünyaCovid-19 vakaları artmasına rağmen İngiltere neden kısıtlamaları kaldırıyor?

Covid-19 vakaları artmasına rağmen İngiltere neden kısıtlamaları kaldırıyor?

19 Temmuz'dan itibar birçok yerde maske takmak zorunlu olmayacak. Ancak Londra'nın toplu taşıma sisteminde maske zorunluluğu devam edecek.

Londra’nın merkezindeki yoğunluk, neredeyse pandemi öncesindeki kadar. Trafikte sıkışıklık vardı, dükkanlar açıktı ve her yer insan doluydu.

Birleşik Krallık’ta Özgürlük Günü diye anılan Covid kısıtlamalarını kaldıracağı günden önceki hal bu. Karşıtlarıysa buna “tehlikeli”, “sorumsuz”, “kumar” diyor.

Daha bulaşıcı Delta varyantının İngiltere’de vakaları büyük oranda artırmasına karşın, kalan Covid-19 kısıtlamalarının neredeyse hepsi, 19 Temmuz’da sona erecek.

Gece kulüpleri yeniden açılacak, sosyal mesafe zorunlulukları ve ziyaretçi sayılarındaki kısıtlamalar kalkacak.

Birçok yerde maske takmak zorunlu olmayacak. Ancak Londra’nın toplu taşıma sisteminde zorunluluk sürecek.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ülkenin ileri aşılama programı sayesinde bu adımı atmaya hazır olduğunu söylüyor.

Johnson, Covid nedeniyle daha çok sayıda ölümün ve hastaneye yatışın görüleceğini, ancak geriye kalan kısıtlamaları kaldırmak adına “doğru zamanın şimdi olduğunu” belirtiyor.

Vaka sayıları artıyor

Son dönemde ülke çapında Covid vakalarında keskin bir yükseliş söz konusu. 12 Temmuz’da 34.471 vaka kayıtlara geçti. Bir önceki haftaysa bu sayı 27.334 olmuştu.

Ocak ayında, İngiltere’de her 10 Covid vakasından birinin hastaneye yatışla, 60 vakadan birinin de ölümle sonuçlandığı tahmin ediliyordu.

Şimdiyse hastaneye yatış riski 40 ila 50’de bir. Ölüm riskiyse 1000’de bir.

Yetişkinlerin yüzde 87’sine ilk doz aşıları yapıldı, üçte ikisi de iki doz aşıyı da oldu.

Muhafazakâr hükümet, daha çok insanın aşılanabilmesi için normalde 12 Haziran olarak açıkladığı kısıtlamaları kaldırma tarihini ertelemişti.

Başbakan Johnson, pandeminin “henüz bitmediğini” ve “ihtiyatın yaşamsal önemde olduğunu” söyledi.

‘Emniyet kemerlerini çıkartmak’

Ancak karşıtları, bu ihtiyat söylemine karşın, hükümetin açılma planının çok riskli olduğunu vurguluyor.

İşçi Partisi Milletvekili Jonathan Ashworth ‘hükümetin sonuna kadar gaza basarken, emniyet kemerlerini çıkarttığını’ söylüyor.

Taşımacılık çalışanlarını temsil eden Unite sendikası, toplu taşımada maske zorunluluğunu kaldırmanın “büyük bir ihmal” olduğunu, çünkü maskelerin bulaşıyı durdurduğunu, hem yolcuları hem de çalışanları koruduğunu söyledi.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, daha çok vaka ve hastaneye yatışın beklendiğini söylüyor, ancak kısıtlamaları kaldırmak için doğru zamanın şimdi olduğunda ısrarlı.

Britanya Tıp Vakfı Başkanı Dr. Chaand Nagpaul, bu kararın “tehlikeli ve potansiyel olarak yıkıcı sonuçlara gebe olduğunu” belirtti.

Nagpaul daha önce de hükümeti “halka hiç kimsenin bulaşı önlemek için herhangi bir önlem almak zorunda olmadığı, Covid öncesi bir topluma sahip olunacağı beklentisi verdiği” gerekçesiyle eleştirmişti.

Loughborough Üniversitesi’nden Dr. Duncan Robertson da hükümetin stratejisini “bir nükleer reaktördeki kontrol çubuklarını çıkartmaya” benzetiyor.

Robertson “Bütün bunlar işleri şimdikinden daha da kötüye götürecek ve ne zaman zirve yapacağını da bilmiyoruz” diyor.

Imperial College London’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı bir araştırmaya göre 20 Mayıs-7 Haziran ve 24 Haziran-5 Temmuz arasında vakalar dört katına çıktı.

Londra’da tam açılma öncesi sokaklar yoğun.

Leicester Üniversitesi’nden viroloji uzmanı Dr. Julian Tang hükümetin aşıların etkinliğine fazla güvendiğini söylüyor.

Tang aşıların her bireyin virüse yakalanıp hastalanmasını önlemediğini ve aşıların etkinliğine olumsuz etkide bulunabilecek varyantlar riskinin bulunduğunu kaydediyor.

Açılma stratejisinin daha ihtiyatlı bir şekilde uygulanabileceğini belirtiyor ve “Her şeyi tek seferde yapmak zorunda değilsiniz” diye de ekliyor.

‘Bizim için Özgürlük Günü değil’

Son bir kaç haftadır çoğu kişi, özellikle de risk altında olanlar, “Özgürlük Günü”nün kaygıyla bekledikleri bir şey olduğunu söylüyor.

74 yaşındaki Rosie Duffin, meme kanseri hastası ve klinik açıdan aşırı risk altında sayılan gruptan. Aşılanmış olsa da, maskelerin artık zorunlu kılınmayacak olmasından dehşete kapılıyor.

Duffin “Maske takmama özgürlüğünün kaçınılmaz olarak benim günlük yaşama katılma özgürlüğümü kısıtlaması korkutucu. Başkaları için özgürlük olabilir ama kesinlikle bizim için değil” diyor.

Bir çalışma, artan vakalarla Avrupa Kupası maçları arasında bağ kurdu.

Ancak hükümet, kısıtlamaları daha sonra, sonbahar aylarında, grip virüsünün de yaygın olduğu bir dönemde kaldırmanın daha da zor olacağını söylüyor.

Yeni atanan sağlık bakanı Sajid Javid, “ülkenin griple yaşamayı olduğu gibi, Covid’le yaşamayı da öğrenmesi gerektiğini” söyledi.

BBC Sağlık Muhabiri Nick Triggle, daha önce hiçbir ülkenin İngiltere’nin yaptığı gibi hızla artan vakalara rağmen kısıtlamaları kaldırmadığını vurguluyor.

“Ancak başka çok ülke de aşı ve doğal enfeksiyonla bu kadar yüksek bağışıklık oranına da sahip değildi” diye de ekliyor.

University College London’dan Dr. Alejandro Madrigal hükümetin pandemi stratejisini, ekonomik ve sosyal faktörlerin de etkilediğini söylüyor.

Madrigal “Bunun çabuk biteceğine dair çok fazla söz verildi ve ülkelerin bu sağlık krizinden mümkün olduğunca çabuk çıkmak istemesi normal” diyor.

Ancak İngiliz hükümetinin oynadığı kumardan kârlı çıkıp çıkmayacağını söylemek için çok erken.

Dr. Madrgial “Bu pandeminin nihayet nasıl kontrol altına alınacağını görmek için muhtemelen altı ay ila bir yıl daha bekleyeceğiz” diyor.

KAYNAK: BBC Türkçe

- Advertisment -