12 Mart 1971 askeri müdahalesinin üzerinden 53 yıl geçmiş. Askeri cunta, binlerce solcu öğrenciyi, öğretmeni, sendikacıyı, profesörü tutuklamıştı. Darbecilerin hedefinde demokrasi ve solcular vardı. Bu dönemi ben de Mamak Askeri Cezaevi’nde geçirdim. Mart 1971 darbesinden sonra kaldığımız Mamak Askeri Cezaevi Ankara’da Hüseyin Gazi Dağı’nın eteklerinde 28. Tümen’in içinde bir yerdi. 1971 yılına kadar, askeri tutuklu ve hükümlüler için kullanılmıştı. Biz ilk günlerde asker tutuklularla bir arada kaldık. Sonra onları başka yere taşıdılar. Koğuşların arasında bir berberimiz vardı. Berber, askerler arasından seçilmişti.
Onun küçük pikabında 45’lik plakları dinlerdik. Biz geldiğimizde Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan Mamak’taydı. İdama oradan götürüldüler. Deniz Gezmiş, Selda Bağcan’ın “Mahpushane içinde mermerden direk” türküsünü çok sever, sürekli çalınmasını isterdi. Sadun Aren, Uğur Mumcu, Uğur Alacakaptan, Altan Öymen, Muammer Aksoy, Fakir Baykurt Dış B koğuşundaydı. Talat Aydemir ve Fethi Gürcan, giriştikleri iki darbe kalkışmasının ardından idama buradan götürülmüşlerdi. Bu binayı Aydemir’in inşa ettirdiği rivayet olunurdu. Yıldırım Bölge Kadınlar koğuşunda da Behice Boran, Sevim Belli, Sevgi Soysal, Oya Baydar, Fatmagül Berktay, İpek Çalışlar, Ferai Tınç, Gülay Göktürk… kalıyordu.
Nasıl asker kişi olduk?
Darbeciler, Meclis’i kapatmamışlardı. Kararları askerler veriyor istediklerini, Meclis’e ve sivillere yaptırıyorlardı. Cezaevi müdürü albay M. Kemal Saldıraner bir akşam sayım sırasında bir bölük askerle içeri daldı. “Sizi asker kişi olarak görmek istiyorum. Saçınız sakalınız, duruşunuz asker gibi olacak” dedi. İtiraz edince coplarla giriştiler. Saldıraner uzlaşmak adına “Peki subay statüsünde olun. Saçınız ona göre kesilsin” sözleriyle bizi ikna etmeye çalıştı. “Biz siviliz” diyerek karşı çıktık. Çavuş, Faruk arkadaşımıza bir tokat attı.
Faruk boksördü. Sert bir yumrukla çavuşu yere serdi. Aradan birkaç gün geçti. Meclis’te, “Askeri mahkemelerin tutukladığı kişiler kadın olsun erkek olsun asker kişi sayılır” şeklinde bir kanun kabul edildi. Biz resmen “asker kişi” olduk. 12 Mart cuntası ülkemize ağır bedeller ödetti. Ancak toplum direndi. Geniş bir darbe karşıtı cephe oluştu. Gün geldi Meclis, cuntayı dinlemedi. Darbecilerin Cumhurbaşkanı adayı general Faruk Gürler TBMM tarafından veto edildi. Türkiye 1973 seçimleriyle darbecileri alt etti.