DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit’ten oluşan DEM Parti heyeti Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yaptığı çağrının ardından siyasi partilerle ikinci tur görüşmelere devam ediyor.
Geçen hafta CHP, EMEP, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve TİP ile biraraya gelen DEM heyeti ziyaret turunu bugün AK Parti ile MHP’ye ziyaretlerle noktalayacak.
DEM heyeti, saat 11.00’de MHP’yi ziyaret etti. MHP adına genel başkan yardımcıları Semih Yalçın, Feti Yıldız ve İsmail Faruk Aksu’nun bulunduğu görüşme bir saat sürdü.
Görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın çağrısı ve süreci görüştük. Sağlığı el verseydi sayın Bahçeli de görüşmede olacaktı, acil şifalar diliyoruz” dedi. Semih Yalçın da “Çok faydalı bir görüşme oldu” diye konuştu.
AK Parti ile 1 saat 50 dakika görüşme
Saat 14.00’te ise AK Parti’yi ziyaret eden DEM heyetini, AK Parti tarafında Genel Başkanvekili Efkan Ala, Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Grup Başkanı Abdullah Güler ile Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den oluşan heyet karşıladı.
AK Parti ve DEM Parti heyetlerinin görüşmesi 1 saat sürdü.
Görüşme sonrası Abdullah Güler, “Samimi, dostane bir görüşme yaptık. Son gelişmeleri değerlendirdik. Değerli eş başkanlara, Sırrı Bey’e, Gülistan Hanım’a teşekkür ediyorum. Sonra detaylı değerlendirmeler yapılacak” diye konuştu.
“Erdoğan’a Kobani’deki provokasyonu ortaya çıkartma çağrısı yapıyoruz”
Görüşmelerin ardından Hatimoğulları ile Bakırhan gazetecilere konuştu.
Bakırhan, şunları söyledi:
“Biz barış umudunu büyütmek için bu turları yaparken çok üzücü bir haberle yine sabaha uyandık. Yedisi çocuk, dokuz kişinin yaşamını yitirdiği Kobani’deki saldırıyı hep birlikte izledik. Bu saldırıyı kınıyoruz. Öfkemiz büyük, büyük üzüntü içerisindeyiz. Bu ve benzeri saldırıların hem Suriye’de hem de burada yürüyen süreçlere çok büyük zarar verebileceğini belirtmek istiyoruz.
“Daha önce sayın Öcalan’la da yapılan görüşmelerde, sayın Erdoğan’ın da ısrarla altını çizdiği bir mesele vardı. Her ikisi de sabotajlara dikkat çekmişti. Bu sabotajlar kim tarafından yapılmışsa açığa çıkarılması gerekiyor. ‘Güvenlik tehdidi’ diyenlere de bir çağrı yapmak istiyoruz. Kobani’deki 7 çocuk mu güvenlik tehdidi? Kobani’de 7 çocuğun katledilmesi mi bu güvenlik tehdidini ortadan kaldıracak.
“Bu katliamı kabul etmiyoruz. Bu katliam konusunda parmağı olan, emri veren, bunu yapan, yaptıran kişilerin, kurumların kim olduğunun açığa çıkarılması gerektiğini bir kez daha paylaşmak istiyorum.
“Bu öyle sıradan bir saldırı değil. Roboski’deki provokasyon, katliam neyse, bir süreç yürürken Paris katliamı neyse, bu da aynı derecede bir katliamdır. Bunlar süreci provoke eden yaklaşımlardır ve bundan vazgeçilmelidir. Kim yapmışsa…
“Sayın Erdoğan bir konuşmasında bu süreçte gelebilecek her türlü provokasyonlara karşı en üst seviyede tedbir alacağız demişti. Aynen kendi söylediklerini tekrar ettim. Şimdi buradan sayın Erdoğan’a beklentimizi iletmek istiyorum. Bu sabotaj bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Failler bulunmalıdır, yargılanmalıdır.
“Barış bu tür provokasyonlarla sınanmamalıdır. Biz de biliyoruz, bu süreç çeşitli sabotaj ve provokasyonlarla sınanacaktır. Ama bunun karşısında güçlü bir irade; açık, duru bir duruş ortaya koymak en başta iktidarın, muhalefetin hepimizin sorumluluğudur.
“22 Ekim’de başlayan, 27 Şubat’taki çağrıyla da biz bu süreci olumlu bir şekilde birbirine bağladık. Bir sürü engel aştık. Sürecin en önemli aşamasını bütün hassasiyetimizle, bütün dikkatimizle, ortak çabamızla bir noktaya getirdik.
“Okyanusu geçtik. Şimdi derede provokasyonlar var, bu süreci boğmaya çalışanlar var. Asıl sorumluluk burada iktidara düşüyor. Kobani’de yapılması iktidarın rolünü azaltmıyor. Aksine hem uluslararası kamuoyunda hem Kobani’de yaşayan insanlardan bize gelen bilgiler yapılan haberlerde de işaret edilenin ne olduğunu, kim olduğunu açığa çıkarıyor. İktidar sorumlu davranmalı. Bu meselede üzerine düşen sorumluluğu bu yerine getirmeli. Bu mesele 85 milyonun umut bağladığı, hepimizin umutlandığı, hala umutlu olduğu; barışa doğru evriltmeye çalıştığımız süreç önünde kara bir girişim olarak kalmamalıdır. Şimdi artık oyalama zamanı değil.”
“PKK ile Öcalan arasındaki iletişim kanallarının açılmasıyla ilgili mesaj ilettik”
Hatimoğulları da şöyle konuştu:
“PKK’nin kongresini toplayabilmesi için hem güvenlik ortamının sağlanması hem de sayın Öcalan’la iletişim kanallarının açılması gerekiyor. Bu mesajı da AK Parti ve MHP’ye ilettik. Kendilerinin de bu konuda notlar aldıklarını gördük.
“Demokratikleşme konusunda genel söylemler oldu toplantılarda. Terörle mücadele yasası ve infaz düzenlemesi konularında adım atılmasını istedik. Ama net yanıt alamadık. 21 Mart’ta somut bir adım bekliyoruz. Öcalan’ın mesajı konusunda taleplerimizi ilettik.”