Taşkesenlioğlu ailesi adını Erzurum’un Kürt nüfusunun yaşadığı ilçelerinden Tekman’a bağlı Taşkesen köyünden alan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzyıllara dayanan itibara sahip bir aile.
Aileye adını veren Şeyh Ahmed Efendi 1848’de Bingöl’ün Karlıova ilçesi Hacılar köyünde bir molla ailesinde doğup, medrese eğitimi aldıktan sonra bağlı olduğu Nakşibendi tarikatı Haliddiye kolu şeyhi tarafından Erzurum’a irşad için gönderilmiş. Taşkesen köyüne yerleşen Şeyh Ahmed Efendi, burada binlerce müridi olan bir Nakşibendi cemaati kurmuş.
Bu köyde ölen ve buraya defnedilen Ahmet Efendi’nin oğulları da tarikat silsilesini sürdürmüş.
Küçük oğlu Mehmet Sırrı Efendi, Cumhuriyet döneminde Şapka Devrimi sırasında hapis yatıp, tekke ve zaviyeler kapatılınca gizli olarak tarikat ve medrese çalışmalarını sürdürmüş. Uzun süre Erzurum’da merkez vâizliği görevinde bulunan Sırrı Efendi, 7 Temmuz 1954 tarihinde vefat etmiş.
Şeyh Muhammed Sırrı Taşkesenli
Zehra Taşkesenlioğlu ve Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun büyük büyük dedesi Şeyh Muhammed Sırrı Taşkesenli’nin yedi erkek bir kız çocuğu oluyor. Oğullarından Abdurrahman Taşkesenlioğlu, Halid Taşkesenlioğlu, Mazhar Taşkesenlioğlu, Eşraf Taşkesenlioğlu medrese eğitiminden sonra dini ve ilmi hizmetlerde bulunuyor. Diğer oğulları Ömer Taşkesenlioğlu ticaretle, Mustafa Taşkesenlioğlu ziraatla, Fetullah Taşkesenlioğlu ise siyasetle uğraşmaya başlıyor. Fetullah Taşkesenlioğlu bu geniş ailede en çok adını duyuran evlat oluyor.
Taşkesenlioğlu kardeşlerin vaiz babası: Mazhar Taşkesenlioğlu
Mazhar Taşkesenlioğlu, ailenin molla geleneğini sürdürüyor.
1931’de Erzurum’da doğan Mazhar Taşkesenlioğlu, Molla Sadreddin Yüksel’den (Metin-Edip Müfid ve Süreyya Yüksel’in babası) fıkıh, hadis, akaid, tefsir ve usul okuyarak icazet alıyor.
Taşkesenlioğlu, 1989 yılında vefat ettiğinde ardından yazılan yazılardan birinde şöyle anlatılmış:
“Hocam, âlim bir şahsiyetti. Doğruyu söylemekten çekinmezdi, ilmiyle amil bir yaşantıya sahip, merhametli, şefkatli, her haline şükreder, her şeyin Mevladan olduğunu devamlı söylerdi. Ehl-i sünnet yolunun takipçisi idi. Kuran’a uymayan bütün hareketleri karşısına alırdı. İnsanlara uzak duruşunun sebebi buydu. O kükremediği toplulukta uysaldı. Yeri geldiğinde sarı sakalı kabarır aslanlaşırdı. Şehir halkı onu çok severdi, 1982 yılında İstanbul’a hicret etmesine çok üzülmüştü. Çünkü Erzurum bir kandilini yitirmiş oluyordu. İstanbul ve İstanbul’da yaşayanlar irfan ehli Mazhar Hoca Efendi’yi çabuk keşfetti. İstanbul uleması arasında yerini aldı.”
1982 yılından sonra taşındığı Fatih’te yaşayan, İstanbul’da İslami çevrelerde tanınan Taşkesenlioğlu, Kur’ân-ı Kerim’in Ahkâm Tefsiri ve Reddü’l-muḥtâr çevirileriyle biliniyor. Muhtemelen, Erdoğan tarafından tanınması da bu yıllara rastlıyor. Mazhar Taşkesenlioğlu hem doğuda hem de İstanbul’da tanınmış bir alim.
Mazhar Taşkesenlioğlu’nun büyük oğlu İstanbul’da bir kaza sonucu vefat etmiş, kendisi de ölümünden sonra vasiyeti üzerine Zincirlikuyu mezarlığında oğlunun yakınına defnedilmiş.
Molla Taşkesenlioğlu’nun diğer çocuklarının adlarını ise geçen haftadan beri bütün Türkiye biliyor:
Eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve AK Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu.
Ailesinin bu itibarıyla AK Parti listelerinde yer bulan Zehra Taşkesenlioğlu, ailenin ilk milletvekili de değil. Amcası Fetullah Taşkesenlioğlu ailenin medrese çizgisini izlemek yerine, siyasete atılmış.
Ailenin idamla yargılanan siyasetçisi: Fetullah Taşkesenlioğlu
Siyasete atılmadan önce Erzurum Meclisi Umumi-Daimi Encümen üyeliği ve Demokrat Erzurum gazetesinde yöneticilik yapan Fetullah Taşkesenlioğlu, 1957 yılında yapılan seçimlerde 80 bin 942 oy alarak Demokrat Parti Erzurum milletvekili seçilmiş.
DP milletvekilliği döneminde Erzurum Üniversitesi’nin kurulmasını teklif edenler arasında yer almış. 27 Mayıs darbesinden sonra da diğer DP milletvekilleri ile birlikte Yassıada’da yargılanmış.
Taşkesenlioğlu, Yassıada’daki savunmasında şöyle demiş:
“Yaratılış itibariyle dikta rejimine taraftar bir ahlak ve karaktere sahip olmadığımın en bariz delilidir. Öteden beri arz ettiğim şekilde DP’nin yüksek kademeleri ile mücadele etmiş, serbest seçimi ve halk oyunu her şeyin üzerinde tutmuş bir insan olarak dikta rejimini düşünmem ve buna taraftar olmam asla tasavvur edilemez.”
1961 yılında görülen davanın sonunda beraat edenlerin arasında Taşkesenlioğlu da var.
Adalet Partisi ile tekrar siyasete geri dönmüş, 1969-74 arasında Adalet Partisi Erzurum milletvekilliği yapmış.
24 Nisan 1972’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam cezalarının yerine getirilmesine dair kanun tasarısında oylamaya katılmamış.
Fetullah Taşkesenlioğlu 1970 yılında tüp bebek tedavisi hakkında ilginç bir demeç vermiş:
“7869 sayılı Hürriyet Gazetesinin birinci sayfasının bütün satırlarını kaplayan büyük puntolu yazılarında, kadınların ayrı tohumla enjekte ‘edilmeleri hakkındaki yazılan ve ‘Çocuksuz aileleri sevindiren tıp olayı’ ve Ankara’daki gizli bir insan tohumu bankası kurulduğunu ve yine 26 Mart 1970 günlü Hürriyet Gazetesinde bir kısım tıp ve bilgin zevatın mütalâaları muhakkak ki yüksek nazarlarınızdan geçmiştir.
“Sayın milletvekilleri, milâttan binlerce sene evvelinden bugüne kadar aslını ve neslini, annesini ve diğer tarihi kahramanlığını muhafaza edebilen bir milletin böyle düşük düşünce ve zihniyetlere düşmesi için çaba gösterenlere, ‘Ne mutlu, Türküm’ diyen Türk Milletinin Türk matbuatında yer verilmesi hayret edicidir.’’
22 Nisan 1979’da hayatını kaybeden Fetullah Taşkesenlioğlu’nun oğullarından Fahrettin Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel davetlisi olarak ‘’Demokrasi ve Özgürlükler Adası’’nın açılış törenine katılmıştı.
Zehra Taşkesenlioğlu’nun amcası hakkında paylaşımları da var:
Erzurum’da ailenin adını taşıyan iki yapı var: “Taşkesenli Kültür Eğitim ve Dayanışma Vakfı” ve “Taşkesenli Camii…” Fetullah Taşkesenlioğlu, Yassıada’ya konulduktan birkaç ay sonra doğan oğluna, Adnan Menderes ismini vermiş.