Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIİran neden zirvede yoktu?

İran neden zirvede yoktu?

Trump ise pazartesi İsrail Meclisi’nde yaptığı konuşmada, ABD’nin Tahran ne zaman isterse İran’la anlaşmaya hazır olduğunu söyledi. İran’a dostluk ve işbirliği eli uzatacağından da söz etti. İran’daki son analizler, İran’ın artık bölgenin yeni gerçeklerine uyum sağlaması gerektiğini belirtiyor. Reformcu yorumcu Amir Hüseyin Musalla, İran’ın Şarm el Şeyh’e gitmeyişini, bir fırsatın kaçırılması olarak nitelendirerek; böyle tercihlerin, İran’ı bölgesel güç paylaşımından soyutlayıcı etki yaptığını söylüyor.

Şarm el Şeyh’teki zirvede bulunmayan iki ülke ve bir örgüt vardı: İsrail, İran ve Hamas. İsrail, tarihinin en büyük ve kapsamlı saldırısını gerçekleştirip Gazze’yi perişan ettikten sonra, “kazanan taraf” olarak ateşkese razı edildi. Ya Hamas? En tecrübeli liderlerini kaybetti. Etkisini büyük ölçüde yitirdi. En hırpalanmış ülke ise İran. Bölgede yeniden bir etki alanı kazanması kolay olmayacak.

Thenationalsnews.com, Abu Dabi merkezli, İngilizce yayın yapan bir site. Yönetiminde İngiliz ve Arapların birlikte yer aldığı bir platform. Buradaki iki köşe yazısı, Gazze’deki son görüşmelere, İran’ın neden katılmadığını ele alıyor. Yazılar özetle şunları söylüyor: “Zirvede, ev sahibi ülkenin yanı sıra, bazıları en üst düzeyde olmak üzere birçok ülke daha temsil edildi. Ancak iki ülkenin yokluğu dikkat çekiciydi: İsrail ve İran. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin davetine rağmen İsrail Başbakanı Netanyahu ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan toplantıya katılmadı. Ayrıca temsilci de göndermediler.

Netanyahu, daveti önce kabul etti, sonra bir Yahudi bayramını gerekçe göstererek özür diledi. İran ise katılmama gerekçesi konusunda daha açık sözlü davrandı. Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi daveti için Sisi’ye teşekkür ettiği bir mesajda, İran halkına saldıran ve yaptırım uygulamaya devam eden muhataplarla görüşmeyeceğini söyledi. Ancak Tahran’ın Gazze’de kan dökülmesini durduracak her türlü girişimi memnuniyetle karşıladığını sözlerine ekledi.

Trump ise pazartesi İsrail Meclisi’nde yaptığı konuşmada, ABD’nin Tahran ne zaman isterse İran’la anlaşmaya hazır olduğunu söyledi. İran’a dostluk ve işbirliği eli uzatacağından da söz etti. İran’daki son analizler, İran’ın artık bölgenin yeni gerçeklerine uyum sağlaması gerektiğini belirtiyor. Reformcu yorumcu Amir Hüseyin Musalla, İran’ın Şarm el Şeyh’e gitmeyişini, bir fırsatın kaçırılması olarak nitelendirerek; böyle tercihlerin, İran’ı bölgesel güç paylaşımından soyutlayıcı etki yaptığını söylüyor.

İDEOLOJİDEN ULUSAL ÇIKARLARA

Siyaset bilimci Sadık Zibakelam, İran Cumhurbaşkanı’nın İran’ın geleceği adına ayağına gelen bir tarihi fırsatı kaçırmış olduğunu söyledi. İran’ın dış politikasının ideolojiden ulusal çıkarlara kayması gerektiğini belirtti. Deneyimli reformist gazeteci Mohammad Ghouchani, İran’ın uluslararası diplomasiye açılması ve bu şekilde dünyayı şaşırtması çağrısında bulundu. Muhafazakâr gazeteci Mohammad Mohajeri’yle ortak yazısında, Hamas’ın bile diplomasiye başvurduğunu belirtti.

Eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin danışmanı Abutalebi, davetin ABD’nin Tahran’a yaklaşımını değiştirdiğini ve İran’ın bu tür fırsatları değerlendirmesi gerektiğini söyledi. İran Parlamentosu’nun ulusal güvenlik komitesi eski başkanı Felahatpisheh, Şarm el Şeyh’in ciddi bir fırsat olabileceğini ve İran’ın eğer zirveye katılsaydı İsrail’in daha fazla tecrit edilmesini sağlayabileceğini söyledi. Eski hükümet sözcüsü ve İran Kürtlerinden Abdullah Ramezanzadeh, “Dışişleri, sadece dostlarımızla görüşmek için mi var?” diye sordu. Ve ekledi: “Savaşlar nasıl biter ki?” Ramezanzadeh’in sorusu önemli. İran, bölgeyi karıştıran güç kavgasında ağır darbeler yedi. Şimdi düşünme zamanı.

- Advertisment -