ABD başkenti Washington’un sembolü, ünlü Capitol binasıdır. Bu tarihi binada hem Temsilciler Meclisi hem de Senato toplanır. Trumpçılar, işte bu binayı bastı. Başkanı resmen tescil edecek Kongre üyelerinin toplantısı devam ederken, bu baskını tüm dünya şaşkınlıkla izledi. 11 Eylül 2001’de New York’ta ikiz kuleleri hedef alan uçak saldırıları, dışarıdan planlanmıştı. ‘Dış düşman’ ölçüleri içinde ele alındı ve ona göre bir savunma konsepti oluşturuldu.
Şu an yaşanansa, bizzat ülkenin seçilmiş, resmi başkanının yönlendirdiği, kışkırttığı bir saldırı olarak kayda geçmiş durumda. Trump karşı koyuşundan vazgeçmiş değil. ‘Seçimde hile yaptılar’ diyerek kendi taraftarlarını ayakta tutmaya devam ediyor. Ne hilesi? Dünyanın gözü önünde cereyan eden seçimlerde nasıl hile yapılabilirdi ki?
Trumpçıların iddiası şu: “Seçmenler oylarını mektupla ya da seçim günü dışında kullanmamalıydı. Bu yolla hile yapıldı.” Bunu kanıtlamak için, ünlü araştırma şirketi PEW’in sayılarını kullanıyorlar. Biden’a oy verenlerin yüzde 58’i postayla oy vermiş. Trump seçmenlerinin postayla oy kullanım oranı ise yüzde 32. Trumpçılar ‘postada hile yapıldı’ tezlerini işte bu sayılara dayandırıyor.
İki Amerika
Yıllar önce Amerikan Senato binasını ziyaret etmiştim. İhtişamlı binanın zemin ve bodrum katlarında senatörlerin odaları bulunuyordu. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Trump’ın yardımcısı Mike Pence, saldırı sırasında güvenlik güçleri tarafından işte bu bodrum katlarında korumaya alındı. Benim gözümde her zaman iki Amerika oldu.
Mucizelerin, yaratıcılığın, hayal gücünün, yetenekli insanların, müziğin, sinemanın, kültürün, özgürlüğün, teknolojinin, demokrasinin Amerikası… İkinci Amerika ise darbe tezgahlarının, zorba rejimlerin, insan hakları ihlallerinin, kitle katliamlarının tertipçisi… Bazen bu iki özelliğin ikisinin aynı anda ortaya çıktığını da gördük. Baskının dikkat çekici sembollerinden biri, göstericilerin elindeki ‘Güneyli Bayrağı’ydı.
Bazı ABD yayın organlarının faşist diye niteledikleri bu bayrak, iç savaşta köleliliği savunanların elindeydi. Köleliğe 1863 yılında son veren ABD Başkanı Abraham Lincoln’ü öldüren Güneylilerin bayrağının baskında yeniden ortaya çıkması, bu hareketin gerisindeki ideolojiyi anlamak isteyenler için ilginç bir ipucu. Bakalım daha neler olacak…