Ana SayfaManşetMuhalefet ‘beş benzemez’ mi?

Muhalefet ‘beş benzemez’ mi?

Siyasi partilerin kiminle birlikte hareket edeceğini, doğal olarak ve asıl olarak, onları destekleyen seçmenin eğilimi belirler. Örneğin birbirine çok uzak gibi görünen HDP ve İYİ Parti’nin seçmenlerinin birçok konuda ortak taleplere sahip olduklarını söylemek mümkün. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin değiştirilmesi, muhalefetin temel ve ortak talebi. Bu talebin arkasında geniş bir seçmen kitlesi bulunuyor.

CHP’nin merkezini oluşturduğu ‘Millet İttifakı’, iddia edildiği gibi ‘beş benzemez’in bir araya gelmesinden mi oluşuyor? Belli başlı muhalefet partileri: CHP, İYİ Parti, HDP, DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi…

Evet, bu partiler için sosyal demokrat, muhafazakar, milliyetçi, liberal, solcu gibi değişik ‘ideolojik’ tanımlar yapılabilir. Böyle bakınca birbirleriyle hiç ilişkileri yokmuş, hatta zıt kutuplarmış gibi görünebilirler.

Ancak ideoloji başka, siyaset başkadır. Bu partilere siyaseten bakınca, toplumdaki asıl ayrışmayı oluşturan konularda büyük oranda yan yana durduklarını söylemek mümkün: Kuvvetler ayrılığı… Güçlü Meclis… Bağımsız yargı… Tarafsız partisiz Cumhurbaşkanı… Denetlenebilir yürütme… Düşünce ve ifade özgürlüğü… Demokrasiyi yerleştirebilmek amacıyla Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu’nun değiştirilmesi… Bütün bu noktalarda giderek belirginleşen bir genel toplumsal talepten söz etmek mümkün.

Seçmen tayin edici

Siyasi partilerin kiminle birlikte hareket edeceğini, doğal olarak ve asıl olarak, onları destekleyen seçmenin eğilimi belirler. Örneğin birbirine çok uzak gibi görünen HDP ve İYİ Parti’nin seçmenlerinin birçok konuda ortak taleplere sahip olduklarını söylemek mümkün. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin değiştirilmesi, muhalefetin temel ve ortak talebi. Bu talebin arkasında geniş bir seçmen kitlesi bulunuyor.

Tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde 800 bin oy farkını sağlayan, biraz da bu noktadaki ortaklıktı. Orada oy kullanan İYİ Partili’nin de, HDP’linin de temel motivasyonu hem bu konu hem de ‘seçimlerde adalet’ti.

Siyasetin becerisi

Böyle bir birlikteliğin uzun vadede kuvveden fiile geçerek kalıcılaşması, partilerin yönetimlerinin becerilerine de bağlı bir konu. Siyasetçi, doğru zamanda doğru hamle yapabilir, toplumsal ihtiyaç ve eğilimleri doğru yorumlayıp yön belirleyebilirse, kalıcı başarı gelir.

Toplumun beklenti ve tepkileri ve de tercihi, iktidar mücadelesinin meşru zeminde yürümesi noktasında birleşiyor. Seçimle gelenin seçimle gideceği yönündeki toplumsal sözleşmenin ihlal edilmemesi yerleşik bir gelenek… Meşru zeminin korunması… Seçimlerin şeffaflığı…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN

- Advertisment -