Ana SayfaHaberler"O kupayı ikiye bölün, birisi Galatasaray Müzesinde birisi de Fenerbahçe Müzesinde ilelebet...

“O kupayı ikiye bölün, birisi Galatasaray Müzesinde birisi de Fenerbahçe Müzesinde ilelebet dostluk için yaşasın”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Meydanı'nda konuştu: "Bu milletin hassasiyetlerine kimsenin dokunamayacağını, milletçe bir kez daha gösterdik", "Bu bütünleşmenin harcı, yine Mustafa Kemal Atatürk oldu, yine Türk bayrağımız oldu, yine İstiklal Marşımız oldu", "Bazı ülkelerden birkaç milyar dolar alacaksınız diye boyun eğmeniz, işte sizi böylesi bir olayda çaresiz bırakıyor, sesinizi bile kısıyor, ortadan kayboluyorsunuz", "Siz, sözüm ona nezaket olsun diye ya da ilişkileriniz üzerinden bir ülkenin kralına yas ilan ediyorsunuz ama o ülke sizin Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafına tahammül edemiyor."

Ekrem İmamoğlu, İBB tarafından yapımı tamamlanan Beşiktaş Meydanı projesinin açılış törenine katıldı.

İmamoğlu, dün Riyad’da yaşanan Süper Kupa maçı krizinin ardından tüm takım taraftarlarını bayrakları ile Beşiktaş meydanına davet etmişti.

Meydanda toplanan halka konuşan İmamoğlu şunları söyledi:

“Bu milletin hassasiyetlerine kimsenin dokunamayacağını, milletçe bir kez daha gösterdik”

“Bugün, aynı zamanda bayraklarınızla, her renkle buradasınız. Fenerbahçe burada, Galatasaray burada. Hem de Beşiktaş’ın ev sahipliğinde burada. Tabii dün yaşadığımız olaylar ve süreç bizi üzdü. Evet, canımızı sıktı. Bu milletin hassasiyetlerine kimsenin dokunamayacağını, milletçe bir kez daha gösterdik. Bizim çok hassas olduğumuz konular vardır, milli meselelerimiz vardır. İnançlarımızla ilgili hassasiyetlerimiz vardır. Hiçbir yerde, hiçbir noktada hassasiyetlerimize pervasızca, saygısızca davranışa asla müsaade etmeyiz. Gereğini yaparız. Bu anlamda kendine yakışanı yapan her iki camiayı da tebrik ediyorum. O maç orada yapılsaydı, çok kötü olurdu. Geri dönerek, en doğrusunu yaptılar. Altını çizelim; gidilmesi de yanlıştı.”

“Bu bütünleşmenin harcı, yine Mustafa Kemal Atatürk oldu, yine Türk bayrağımız oldu, yine İstiklal Marşımız oldu”

“Bugün burada birleştik. Bu bütünleşmenin harcı, yine Mustafa Kemal Atatürk oldu, yine Türk bayrağımız oldu, yine İstiklal Marşımız oldu. Birleşmek güzeldir, omuz omuza vermek iyidir. Bölmek, ufalamak kolay; bütünlemek, birleştirmek, büyütmek zordur. Biz, hep zor olanı yaptık, zor olanı başardık. Zor olanı başarmak zorundayız. Milletçe, kardeşçe, maddi-manevi değerlerimize sahip çıkıp, gönül birliğimizi çok güçlü kılmalıyız, güçlü olmalıyız. Çünkü, daim olmalıyız. Asla yıkılmamalıyız. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin dediği gibi; ‘Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.’ İşte tam da bugün burada olduğu gibi, dayanışma içinde olacağız. Bütün bayrakların kardeşliğiyle, Türk bayrağımızın en yukarıda olduğu şekliyle, dostluğumuzun ebedi olduğu bir zamanı yaşıyoruz. Dün söyledik: ‘Mustafa Kemal Atatürk her zaman kazanır, her zaman milletine kazandırır.”

“Bu memleket, ne yazık ki düştüğü ekonomik durum üzerinden itibarlı bir dış politika yönetme marifetlerini kaybetmiştir”

“Hangi akla hizmetle böyle bir süreç tariflediler? Hangi detayları hesaba katmadılar? Bakın; bugün ülkedeki yönetici akıl, her olaydan sonra, böyle kritik olaylardan sonra kayboluyorlar ortadan. Bir süre ortadan kayboluyorlar. Ses bile çıkarmıyorlar. Niye biliyor musunuz? Sözüm ona olur ya, halk bir hata yapar, oradan faydalanırız. Bunlar, yarın, buraya bayraklarıyla gelenleri suçlarsa şaşırmayın. Bakın sizi bile suçlayabilirler. Bunun hesabı sorulmak zorundadır. Bu kararı kim verdi? Niçin oraya gidildi? Buna neden ihtiyaç vardı? Başka bir şey: Spor birleştirir. Spor için o ülkeye de gidilir. Başka bir ülkeye de gidilir sporun birleştirici gücüyle. Bu değerlidir, faydalıdır. Ama altını, üstünü, kıyısını, kenarını düşünmeden bu yapılamaz. Bu memleket, ne yazık ki düştüğü ekonomik durum üzerinden itibarlı bir dış politika yönetme marifetlerini kaybetmiştir. Bakın bu, büyük bir sıkıntıdır.”

“Bazı ülkelerden birkaç milyar dolar alacaksınız diye boyun eğmeniz, işte sizi böylesi bir olayda çaresiz bırakıyor, sesinizi bile kısıyor, ortadan kayboluyorsunuz”

“Dünyada hiçbir ülke yok ki; çatır çutur vatandaşlık satsın. 400 bin doları veren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oluyor. Bir yabancı gazetecinin raporuna göre, dünyada parayla vatandaşlık satılan rakamın yaklaşık yarısının Türkiye’ye ait olduğu söyleniyor. Bunlar acı raporlar. Sevgili kardeşlerim, bizim vatandaşlığımız paha biçilmez bir vatandaşlıktır. Bizim vatandaşlığımız, bu toprakların altında yatan binlerce şehidin kanına bedeldir. Kolay değildir vatandaşlık. Bir ülkeden vatandaşlık alınır mı? Tabii ki alınabilir. Bizim de başka ülkelerden vatandaşlarımız var. Olmalıdır da. Ama bu 400 bin doları alarak ya da bina alarak da değil… Vatandaş olmanın bilinci var. Dilini öğrenme var. Orada yaşama prensibi var. İnsanlarını tanıma prensibi var. Başka ülkelerde vatandaşlık alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız var. Yıllar geçiyor ve vatandaşlık alabiliyorlar? Bu konuyu niye buraya getirdim? Sebebi şu:  Ülkenin düştüğü ekonomik durum, çatır çutur satılan vatandaşlık, ülkenin yığınla mülteci sığınmacı ortamı ve bu ortamla birlikte ülke hazinesinin tamtakır olması, bazı ülkelerden birkaç milyar dolar alacaksınız diye boyun eğmeniz, işte sizi böylesi bir olayda çaresiz bırakıyor, sesinizi bile kısıyor, ortadan kayboluyorsunuz.”

“Siz, sözüm ona nezaket olsun diye ya da ilişkileriniz üzerinden bir ülkenin kralına yas ilan ediyorsunuz ama o ülke sizin Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafına tahammül edemiyor”

“İşin özeti bu kadar. Siz, sözüm ona nezaket olsun diye ya da ilişkileriniz üzerinden bir ülkenin kralına yas ilan ediyorsunuz ama o ülke sizin Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafına tahammül edemiyor. Onun için itibar çok önemlidir. İtibarımızı hep yukarıya çıkaracağız.  İtibar nedir biliyor musunuz? Çalışacaksınız, üreteceksiniz, ekonominiz güçlü olacak.Şehirlerimiz güçlü olacak, insanlarınıza fırsat vereceksiniz. Liyakatli insanlar liyakatine göre görev alacaklar. O tek kişilik akılla yönetilen bir sistemin itibar elde etme şansı yoktur. Demokrasiniz güçlü olacak. Adalet sisteminiz güçlü olacak. Boşuna boşuna  Tayfun hapiste yatmayacak. Boşuna Can Atalay’ın meclise gidemeyeceği bir ülke olmayacak. İşte o zaman siz, o zaman siz itibarlı bir ülke olursunuz”  

- Advertisment -