Manşet

Muhafazakâr muhalefetin geleceği: İttihat mı Terakki mi?

Gelecek Partisi’ni büyük muhafazakâr aile içinde kabaca konumlandıracak olsak, gelenekçilik ile modernlik arasına sıkışmış ‘müslüman idealistlerin’ ne İsa’ya (modernistler) ne de Musa’ya (gelenekçiler) yaranamayan zümresi olarak tanımlamak mümkün. Namık Kemal bugün yaşıyor olsaydı muhtemelen Gelecek Partisi’nde siyaset yapmayı tercih ederdi. Muhtemelen bugünkü açmazda da ‘sultanın, hilafetin ve dolayısıyla devleti âli’nin bekâsı’ için muhafazakâr ittihadı önemserdi.

Tuğrul Türkeş: “Bir gün önce Mahmud Abbas’ın ayağının bastığı yerde milletvekili kanı var. Böyle mi dünya barışını sağlayacağız?”

AK Parti milletvekili Tuğrul Türkeş, TBMM’de Can Atalay oturumundaki çıkan kavgayla ilgili konuştu: “Bir gün önce Mahmut Abbas'ı getiriyorsun, dünyaya mesaj veriyorsun. Ertesi günü yerde milletvekilinin kanı var. Bir gün önce Mahmut Abbas’ın ayağının bastığı yerde. Bununla mı dünya barışına katkı sunacağız? Milletvekili dediğin insanlarda asgari kültür, asgari feraset, bir bilinç olmasını insanlar arzu ediyor. Bunu parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum.”

Azerbaycan artık Putin’in Kafkaslarda gidebildiği tek ülke

Gürcistan ve Ermenistan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin statüsünü kabul etti. Mahkemenin Putin hakkında yakalama kararı var. O iki ülkeye gidemiyor. Geriye Azerbaycan kaldı. Azeriler dengeli politika izlemeye çalışıyor. Üstelik Azerbaycan fosil yakıt zengini. Putin’in Azerbaycan ziyaretinde Hindistan, İran, Azerbaycan, Hazar Denizi, Rusya rotalı bir koridor ortaya çıktı. Rusya uzun zamandır bunu amaçlıyordu. Bu, Batı yaptırımlarından kaçış yolu.

Murat Sabuncu: Ekrem İmamoğlu CHP genel başkanı olmak için harekete geçebilir

T24 yazarı Murat Sabuncu bugünkü yazısında Ekrem İmamoğlu’nun önümüzdeki seçimlerde ‘eğer yargı eliyle durdurulmazsa’ CHP’nin pek muhtemel cumhurbaşkanı adayı olacağını, İmamoğlu’nun bu amaçla CHP Genel Başkanlığı için harekete geçebileceğini iddia etti.
- Advertisement -

Gazze’den dünya savaşı çıkar mı?

Tarih şunu göstermiştir ki, halklar ve toplumsal meşruiyetin üzerine yönetimlerini inşa eden hükümetler savaş kararlarını çok kolay almamışlardır. Ancak zulmün seviyesi artıkça ve ABD ve Batılı ülkelerin bu zulmün destekçisi olmaya devam ettiği de dikkate alındığında, savaşın kaçınılmaz olacağı öngörülebilir. Nasıl ki II. Dünya Savaşı öncesi uluslararası kurumların işlevsizliği yeni bir savaşa yol açtıysa, Gazze Saldırıları da kapsamlı bir çatışmaya yol açabilir.

En Son Çıkanlar