Programın tamamını Serbest TV’de izlemek için:
Bu hafta, Sayın Erdoğan’ın Rusya ile Ukrayna arasındaki arabuluculuk teklifi hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
Şu anda bu sürece ara verildi çünkü Sayın Erdoğan, koronavirüse yakalandı. Aslında arabuluculuk iyi bir şey değil. Oldukça nankör, zaman zaman da tehlikeli olabilir. Sayın Erdoğan’ın arabuluculuğunda bir sıkıntı var. Çünkü mesele sadece Ukrayna ve Rusya arasında değil. Rusya’nın Avrupa güvenlik yapısını yönlendirmesi konusu var. Yani Rusya, NATO’nun daha fazla genişlemesine, özellikle Rus sınırlarına doğru, askeri manevraların ve askeri birliklerin artmasına itiraz ediyor. Bunların azaltılmasını istiyor. Tabii NATO’nun açık kapı politikasından vazgeçmesi söz konusu değil. Ukrayna’yı alır, almaz. Şu safhada alacağını zannetmiyorum ama bundan vazgeçtiğini açıklaması mümkün değil.
Bütün mesele şu; Sayın Erdoğan’ın Rusya’nın NATO’dan istedikleri konusunda bir yetkisi var mı? NATO yetkilileri ile bunu görüştü mü? Bu bilinmiyor, ben zannetmiyorum. Rusya’nın bu işe temayül göstermesinin sebebi Türkiye’yi NATO’nun zayıf halkası olarak görmesi. Yani Rusya, NATO üyeleri arasında bir çatlak yaratmak istiyor. Bu bakımdan tehlikeli bir durum var. Diğer tarafta Rusya’ya yakın eski Sovyetler Birliği üyesi cumhuriyetler Rusya’ya taviz verilmesine karşı. Diplomaside bir kural vardır: Bir krizi çözmek için krizi yükseltmek. Bu olabilir ama aynı zamanda tehlikelidir. Tehlikelidir, çünkü kriz yükselebilir ve istenmeyen şekilde silahlı çatışmaya varabilir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ihtimalini ben zayıf görüyorum. Sınırda birtakım hareketler yapabilir. Ama Türkiye’nin Rusya-Ukrayna krizinde Ukrayna’nın yanında olduğu çok açık. Kırım’ın ilhakını tanımadı ve Ukrayna’ya da İHA sattı. Bunlara rağmen Rusya’nın Türkiye’yi arabulucu olarak kabul ettiğine dair bir bilgimiz de yok. Yani Kiev ile görüştü Sayın Erdoğan, Putin’le de Türkiye’ye geldiğinde görüşecek ama tarafları bir araya getirebilmiş değil. Başarılı olur mu, bilemiyorum. Çünkü Rusya’nın muhatabı bu krizde Ukrayna’dan daha çok NATO ve ABD.
Geçmişte de Türkiye sık sık arabuluculuğa soyundu. Bir keresinde de başarılı oluyordu: Suriye ile İsrail arasında. İsrail’in hava saldırısı sebebiyle Erdoğan kızdı ve bunu bozdu. Daha önce Sayın Erdoğan Hindistan ziyaretinde Keşmir konusunda Pakistan-Hindistan arasında arabuluculuk yapabileceğini söylemişti. Benim öğrendiğime göre Hintlilerin kanı donmuş, zira Türkiye yarım asırdır Keşmir konusunda Pakistan’ın yanındaydı.
Aslında arabuluculuk konusunda bazı devletlerin avantajları var. Bunlar, keskin tutum almayan, sert tutum almayan ülkeler. Aklıma ilk gelenler Oslo sürecinde olduğu gibi Norveç, bu işlere kendini açıkça bulaştırmayan ama ev sahipliği yapan İsviçre ve zaman zaman da Finlandiya. Bakalım Türkiye’nin bu girişimi ne sonuç verecek.