Diyarbakır Barosu’nun eski başkanı Tahir Elçi’nin 2015’te Sur ilçesinde vurularak öldürülmesine ilişkin davanın karar duruşması bugün yapılacak.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25 Nisan’da mahkemeye sunulan mütalaada, ”Tahir Elçi’nin nereden geldiği tam olarak tespit edilemeyen bir kurşunla hayatını kaybettiği” belirtilmişti.
Mütalaada, tutuksuz yargılanan sanık üç polis hakkında ayrı ayrı beraat kararı verilmesi, firari sanık Uğur Yakışır’ın ise “iki polisi öldürdüğü, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozduğu”gerekçesiyle cezalandırılması istenmişti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar mahkemenin tavrı ve başsavcılığın sunduğu mütalaa, bir şekilde dava dosyasının cezasızlıkla sonuçlanması konusundaki isteği ve tutumunu maalesef bize hissettiriyor” dedi.
Eren, “Biz, bu davanın henüz mütalaa verilecek bir aşamada olmadığını, mahkemenin cinayeti aydınlatması konusunda araştırması, toplaması, incelemesi gereken delillerin olduğunu savunuyoruz” dedi.
Davanın bugün Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek karar duruşmasına Türkiye’den ve dünyadan birçok hukukçunun katılması bekleniyor.
Avrupa Barolar Federasyonu’nun da aralarında olduğu 33 uluslararası hukuk kurumu da duruşma öncesi Tahir Elçi davası ile ilgili ortak bir açıklama yayımladı.
Soruşturma sürecinden davaya kadar tespit ettikleri ihlalleri sıralayan hukuk kurumları, Elçi ailesinin kanıtlar ve tanıklarla ilgili önemli taleplerinin mahkemece dikkate alınmasını, Tahir Elçi’nin öldürülmesinden sorumlu olan herkesin adalet karşısına çıkarılmasını, duruşmaların uluslararası hukuka uygun bir şekilde yürütülmesini ve sorumluların suçlu bulunmaları takdirde işledikleri suçun ağırlığına uygun ceza almalarını talep etti.
Tahir Elçi nasıl öldürüldü?
Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde yaptığı basın açıklamasının ardından çıkan silahlı çatışmada başından vurularak öldürüldü.
Gazi Caddesi’nde güvenlik güçleri ile iki PKK’lı arasında silahlı çatışma çıkmış, polis memurları Ahmet Çiftasan ve Cengiz Erdur hayatını kaybetmiş, Tahir Elçi ve bir grup gazeteci de çatışmanın ortasında kalmıştı.
Elçi’nin ölümüne neden olan merminin çekirdeği bulunamadı.
Üç polisin 3 yıldan 9 yıla kadar hapsi istenmişti
Elçi’nin vurulduğu sırada olay yerinde olan üç polis memuru, “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçlamasıyla ile 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanıyor.
Savcı ise esas hakkındaki mütalaasında hangi polis memurunun silahından çıkan kurşunun ölüme sebebiyet verdiğini tespit etmenin imkânsız olduğunu gerekçe göstererek üç polis memuru için beraat talebinde bulunmuştu.
PKK’lı firari sanık Uğur Yakışır ise ‘’iki polis memurunu öldürmek”, “bir polis memurunu öldürmeye teşebbüs” ve “Elçi’yi olası kastla öldürmek” suçlamalarıyla yargılanıyor. Yakışır’ın, üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptrılması isteniyor.
İddianame nasıl hazırlandı?
Davanın iddianamesi, Diyarbakır Barosu’nun olay yeri görüntülerini toplayarak Londra merkezli bağımsız bir grup olan Forensic Architecture’a hazırlattığı bilimsel raporun yayımlanması sonrası tamamlandı.
Raporda, Elçi’nin hayatını kaybetmesine neden olan kurşunun, 3 polisten birinin silahından çıktığı tespit edildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 polis hakkında kovuşturma başlattı. İddianame 20 Mart 2020’de tamamlandı. Dava ise 21 Ekim 2020’de başladı.
Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi’nin avukatları, hukuki sürecin soruşturma aşamasından kovuşturmaya kadar büyük eksikliklerle devam ettiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunuyor.
Baro ve Tahir Elçi Vakfı, savcılığın mütalaasına karşı Türkiye’nin birçok barosundan avukatla birlikte güçlü bir savunma yapmaya hazırlanıyor.
Tahir Elçi Vakfı Başkanı Avukat Batı: Bu delillerle faillere ulaşmak mümkün değildi
BBC Türkçe’ye konuşan Tahir Elçi Vakfı Başkanı Avukat Masum Batı, mahkemenin en başından beri, faillerin ortaya çıkmasına yarayacak taleplerin tamamını reddettiğini söylüyor.
Batı’ya göre savcılık ”olayı aydınlatacak delilleri toplamak için çaba göstermedi”.
İddianamenin de ”delillerin tamamı toplanmadan eksik hazırlandığını” savunan Batı, ”Bu delilerle faillere ulaşmak zaten mümkün değildi” diyor.
Avukat Batı’ya göre olayı aydınlatacak asli deliller, olay yerini gören üç farklı kamera görüntüsü. Batı, bu kamera görüntülerinin kesilip silindiğinin tespit edildiğini öne sürüyor:
”İlki görüntü, fotofilm şubesinin kamerası ve tam olarak olay anını gösteren görüntüler açık biçimde kırpılmış. Diğer kamera, olay yerinin karşısındaki Mardin Kebab Evi’nin dış kamerası. İç mekanı gösteren üç ayrı kameranın kayıtları dururken olay yerini gören dördüncü kamera her nedense mavi boş ekran gösteriyor. ”
Avukat Batı, Başıkçılarbaşı Postanesi’nin olay yerini gören kamera kayıtlarında da 17 dakikalık bir kesinti olduğunu iddia ediyor, “Tüm bunlar aydınlatılmadan, dosyanın da aydınlatılması mümkün değil” diyor.
Batı, Elçi’nin kazara değil, planlı bir suikastla öldürüldüğüne inanıyor:
”Bu olayın kaza olduğunu düşünmüyorum. Bütün o delilleri yan yana getirdiğimizde, özellikle kamera kaydındaki kesintiler, delillerin bir türlü toplanmamış olması, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin raporlarının uzun süre bir türlü dosyaya yansımaması, yıllar sonra dosyaya girmesi gibi nedenleri göz önünde bulundurduğumuzda, olayın planlı olduğu çok açık bir şekilde görülüyor.’’
Dönemin başbakanı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, daha önce Diyarbakır’da yaptığı bir açıklamada, “Tahir Elçi cinayeti siyasi bir cinayettir ve mahkeme heyeti çağırırsa ifade veririm” demişti.
Mahkeme önce Davutoğlu’nun dinlenmesine karar vermiş ancak 19 Eylül 2023’te aldığı ara kararla, dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle bu kararından vazgeçmişti. (BBC)