Kosova, 1999 yılında Sırbistan’a karşı bağımsızlık mücadelesini başlatarak 17 Şubat 2008’de resmen bağımsızlığını ilan ettiği günden bugüne 111 ülke tarafından tanınarak dünya ülkeleri arasında yerini alan istikrar arayışındaki genç ve dinamik bir ülkedir.
Kadim dostu Kosova’nın bağımsızlığı sürecinde maddi manevi olarak desteğini esirgemeyen Türkiye, Kosova’yı tanıyan ilk ülkelerdendir.
Kosova’da 9 Şubat günü
20 siyasi parti, beş koalisyon, iki sivil girişim ve bir bağımsız aday olmak üzere toplam 28 siyasi kuruluş, 1280 aday parlamentodaki 120 sandalye için yarışacak. Kosova seçimleri, Kosova kadar Balkanlarla ilişkisi olan devletleri de ilgilendirmektedir.
Bu noktada, 9 Şubat’ta yapılacak parlamento seçimlerini izlemek üzere Avrupa Birliği (AB) tarafından bir seçim gözlem misyonu oluşturuldu. Misyonun başına getirilen Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Fransız üyesi Nathalie Loiseau, 100 kişilik bir gözlemci ekibinin seçimleri izleyeceğini ve “AB’nin Kosova’nın demokratik yönetişimini daha da güçlendirmesi için verdiği sürekli desteğin” altını çizeceğini belirtti.
Dünden bugüne
1999 yılından beri, hiçbir Kosova hükûmeti görev süresini tamamlayamadı. Bağımsızlığından bu yana geçen 16 yıl içerisinde, Kosova’da dördü erken genel seçim olmak üzere yedi kez genel seçime gidildi. 8 hükûmet, 12 başbakan ve son üç yıl içerisinde 3 başbakan değişikliği yaşandı.
Başbakan Albin Kurti’nin partisi (Vetevendosje Kendin Karar Al Hareketi), 2019’daki genel seçimde oyların %25,49’unu alarak birinci parti seçilmiş; 2021 erken genel seçiminde ise oyunu %48,17’ye çıkarması ile Başbakan Albin Kurti’nin liderliğindeki hükûmet, 2008 yılında Kosova’nın bağımsız olmasından itibaren 4 yıllık görev süresini tamamlayan ilk hükûmet olmuştur.
Başbakan Albin Kurti, ülkenin 2008’deki bağımsızlığından sonraki 4’üncü başbakanıdır.
İstikrarın önündeki en büyük engel
Başbakan Albin Kurti, 22 Mart 2021 tarihinde Kosova Meclisi’nden aldığı 67 oyla görevine başladı. Kurti daha önce seçimleri kazanmış ancak 2019 yılı pandemi döneminde muhalefet tarafından devrilmek suretiyle iktidarı kaybetmişti. İktidarı kaybetmesinin ardındaki en önemli mesele, Washington’da Kosova ile Sırbistan arasındaki anlaşma konusuydu.
Trump, ABD seçimlerine gitmeden önce Balkanlar’da bir anlaşma yapmak ve bunu bir zafer olarak ilan etmek istiyordu ancak Albin Kurti, bu anlaşmaya ulusal kayıplar endişesi ile yanaşmamıştı.
Kurti, ABD ve AB tarafından uğradığı siyasal baskılara karşı; “Ben, Albin Kurti olarak size benim olanı verebilirim; giydiğim takım elbiseyi veya ayağımdaki ayakkabıları verebilirim çünkü bana aitler. Ancak Başbakan olarak size halka ait olan ve onların çıkarlarına olmayan bir şeyi veremem” tezini savunuyordu.
ABD’nin Kosova muhalefetine yaptığı baskı sonucunda 2019 yılında Kurti iktidardan alındı. İşbaşına getirilen Abdullah Hoti Hükûmeti, söz konusu anlaşmayı imzaladı fakat anlaşmanın imzalanmasının ardından yeni hükûmet de kısa bir süre içinde düştü.
2021 seçimlerinde ise Albin Kurti’nin partisi %50,2 oy oranıyla Kosova’da ilk defa tek başına bir parti olarak iktidara geldi. Bu durum bir anlamda 2000 yılından itibaren iktidarda olan eski UÇK kadrolarının tasfiye edilmesiyle yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilebilir.
Kurti’nin iktidar sürecinde en çok konuşulan konuların başında Sırbistan ile diyalog ve Kosova’nın “kuzey sorunu” oldu. Sırbistan ile diyalogda somut bir ilerleme kaydedilmedi ve görüşmelerin çoğu başarısızlıkla sonuçlandı. Kurti ayrıca araç plakaları ve diğer birçok konuda Sırbistan ile mütekabiliyet ilkesini benimsedi.
Balkanların en genç devleti olan Kosova, uzun zamandan beri siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşurken ABD ve Avrupa devletlerinin Sırbistan-Kosova sorununun çözülmesi konusunda Kosova’ya ve hâliyle mevcut hükûmete uyguladıkları baskıya karşın Albin Kurti’nin verilmesi beklenen tavizlere karşı gösterdiği ulusal çıkarlar doğrultusundaki direnç ülkenin AB üyeliği ve sosyal güvenlik politikalarını etkilemektedir.
Sırbistan’ın Kosova’yı devlet olarak tanımamasının altında yatan gerçek sebep İsrail’in Kudüs’ü kendi toprakları saydığı tarihî takıntıya benzemektedir. Buna karşın Kosova devletinin de kendi topraklarında yaşayan Sırp toplumuyla ilgili “Belediyeler Birliği” sorununun çözümü noktasındaki direnci AB ve ABD tarafından Balkanların son 10 yılında “kangren hâline gelmiş en büyük sorunu” olarak görülmektedir. Yakın dönemdeki gelişmeler ışığında şunu söyleyebiliriz ki Kosova-Sırbistan sorunu AB kurumları ve ABD dışişleri bürokratlarının sabrını taşırmış gibi görünüyor.
Kangren hâline gelen sorunun çözümü için getirilen önerilere ayak direyen Kosova ile Sırbistan’ın önümüzdeki günlerde (Trump yönetimi ile birlikte) ciddi siyasal değişimlere ve baskılara sahne olacağını söyleyebiliriz.
Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilim ortamı, Kosova’nın siyasi ve ekonomik istikrarının önündeki en büyük engel olarak görülmektedir.
Genç Kosova
Birçok etnik grubu bir arada bulunduran Kosova’da Nisan 2024’te yapılan nüfus sayımı sonuçları açıklandı. Kosova Avrupa’da en genç nüfusa sahip olan ülke konumunda. BM Kalkınma Programı UNDP’nin yakın tarihli bir raporuna göre, kabaca 2 milyonluk nüfusun yarısı 25 yaşın altında. Hükûmet verilerine göre, nüfusun %65’inden fazlasının 30 yaşından küçük olduğu tahmin ediliyor. Kosova’nın doğum oranı ise Avrupa’da en yüksek olmaya devam ediyor.
Kosova, son yıllarda etnik olarak Arnavut, Sırp, Boşnak, Goralı, Rom, Türk, Aşkali, Mısır halklarından oluşan çok kültürlü ve çok etnisiteli yapısını barış içerisinde tutmayı başarmış bir ülke olarak da dikkati çekmektedir.
Ülkenin genellikle Kuzey Mitrovitsa bölgesinde yaşayan Sırp kesimi, ülke siyasetinde varlığını sürdürürken Anayasa tarafından tanınan hakları ile mecliste bulunmaktadır, Sırp siyasi partilerine en çok destek de Kuzey Mitrovitsa’dan gelmektedir.
NATO ve ABD/AB ülkelerinin Balkan ülkeleri üzerindeki siyasi baskıları ile genç ve deneyimsiz akademi, sivil toplum ve siyasi hareketlerin tavırları Kosova’nın ulusal kalkınma politikalarını ve istikrarını olumsuz olarak etkilemektedir.
Balkanların umut vadeden genç lideri Albin Kurti
Başbakan Albin Kurti’nin Arnavut ulus milliyetçiliğini önceleyen karakteri sayesinde son iki seçimden galip çıkması ile Kosova hem içeride hem dışarıda istikrarını arayan ülke olarak göze çarpmaktadır. Ancak bu noktada şunu belirtmek gerekir ki Kosova Başbakanı Kurti’nin siyasi mücadelesini Kosova ile sınırlamak hata olur çünkü onun büyük Arnavutluk idealinde, Arnavut kimliği ve kültürünün lokal kurumsallaşmasının ötesinde Balkanlarda yaşayan tüm Arnavutları hedeflemesi dikkat çekici bir durumdur.
Kurti, küresel değişimi çok iyi okuyan genç ve enerjik kimliği ile rakiplerinin her zaman bir adım önünde yürüyor.
Kurti, diaspora destekçileriyle bağlantı kurmak için yurt dışına seyahat etmeye bile hazırlanıyor. Bu durum, Kurti’nin köyleri dolaşmak, mağazaları ve kafeleri ziyaret etmek, gençlerle sohbet etmek, parklarda yaşlılarla buluşmak, okullarda öğrencilerle ve fabrikada işçilerle etkileşimde bulunmak gibi geleneksel kampanya etkinliklerinin ötesine geçen bir siyasi vizyona sahip olduğunun göstergesi olarak kabul edilebilir.
Kurti’nin ekonomi ve reformlarla sınavı
Kosova ekonomisi halkın istediği düzeyde olmasa da Kurti’nin yolsuzlukla mücadele, maaşların artırılması, sosyal programların güçlendirilmesi ve özellikle Kuzey’de Sırp vatandaşları ile ilgili olarak “hukukun üstünlüğü” prensibinin uygulanması gibi önemli konulardaki çabası takdir ediliyor ve bu çabalar onun çözemediği sorunları tolere ediyor.
Kosova’nın önemli konularda özellikle adalet sisteminde yaptığı reformlar ayrıca yolsuzluk ve organize suçlarla verdiği mücadele, 2024 yılında Avrupa’da serbest dolaşım hakkının elde edilmesi, Uluslararası ticari anlaşmalar, AB ve Arap ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve Albin Kurti hükûmetinin iyi niyetli çabası seçmenin bir kez daha kendisine şans vereceğine işaret ediyor.
1975 doğumlu Kurti, siyasi faaliyetine öğrenci iken Bağımsız Öğrenciler Birliği’nde başladı. Sırp Miloseviç yönetimine karşı mücadele veren Öğrenciler Birliği’nde 1 Ekim 1997 yılında Kosova’nın Bağımsızlığı için başlayan öğrenci protestolarını örgütledi. Daha sonra 1998 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) siyasi kanadının temsilcisi ve Yugoslavya tarafından ağır hapse mahkûm edilmiş olan Âdem Demaçi’nin sekreterliğini yapmaya başladı.
1999 yılında Sırp güçlerince tutuklandı ve götürüldüğü hapishanede ağır işkenceler gördü. 15 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. 2000 yılındaki genel aftan yararlanarak serbest kaldı.
Hapisten çıkıp Priştine’ye dönen Kurti, Kosova Eylem Ağı’nı (Kosovo Acting Network-KAN) kurdu. Viyana’da Kosova’nın statüsü ile alakalı olarak Sırbistan’la başlayan görüşmelerden sonra 12 Haziran 2005’te Vetëvendosje Hareketi’ne dönüştürdü.
Başbakan Albin Kurti nin 2005’te kurulan partisi Vetëvendosje Hareketi, (Kendin için karar al) “her vatandaş için eşitlik, demokrasi, siyasal özgürlük ve sosyal adalet” ilkelerine dayalı toplumsal ve siyasal değişim kampanyaları yürütüyor.
Vetëvendosje Hareketi, 2010 yılında ilk kez katıldığı seçimlerde yüzde 12 oy alarak Kosova Parlamentosu’nda 14 sandalye kazandı. 3 Şubat 2020 ile 3 Haziran 2020 tarihleri arasında Başbakanlık makamında bulundu.
Kosova ile Arnavutluk’un birleşmesinden yana olan Kurti, Kosova bayrağının “ülkelerine dayatılmış bir bayrak” olduğunu belirterek kendi parti binasına Kosova bayrağını değil Arnavutluk bayrağını asıyor. Bu tavır, Albin Kurti’nin Kosova’nın varlığı ve geleceği ile ilgili vizyonunu özetler niteliktedir.
Genç Albin Kurti’nin Kosova için aslında yarım kalan bir hikâyesi vardı. 2020 Şubat’ında Başbakan olması, Kosova halkı ve bölge devletleri için merak ve heyecan içermekteydi çünkü 1999 Kosova Savaşı’ndan itibaren ülkeyi yöneten savaş komutanlarının 3 partisi de muhalefette kalmıştı. Bu durum da Kosova’da yeni seçmen kuşağın genç siyasetçi Albin Kurti’ye şans vermesi olarak yorumlanabilirdi.
Genç jenerasyonun Kurti’yi Başbakanlığa taşıyan beklentileri aslında gayet basitti ve yolsuzluk ve yoksulluk sorununa karşı 20 yıldır çözüm üretilememiş olması, yüz binlerce Kosovalının Albin Kurti’yi bir “çare” olarak görmelerine sebep olmuştu.
Kosova’nın mevcut sosyal ve ekonomik tıkanmışlığını aşabileceği düşünülen bir kişi olarak Kurti için beklentiler ve umutlar tabiî ki büyük.
Kosova’da bugüne kadar hiçbir partinin tek başına iktidarı elde edememiş olması hem ülkeyi hem de Batı’yı tedirgin ediyordu. Koalisyon hükûmetleri normal seçim sürecini doldurmadan sürekli erken seçimlere gitmek zorunda kaldı.
Kosova’nın en büyük sorunu iç siyasetteki çekişmeler ve bunları körükleyen dış baskılar ve dayatmalar gölgesindeki ABD, Almanya, Avusturya ve Fransa etkisiydi. Bu baskılar hem Kosova devlet yönetim mekanizmalarını hem de halkı uzun süre yorarak ümitsizliğe sevk etti.
Kosova’nın yıllardır çözüm bekleyen birikmiş iç ve dış sorunları var.
Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin arabuluculuğunda devam eden Kosova-Sırbistan müzakereleri, Lahey merkezli ‘Özel Mahkeme’nin 1999 yılında Kosova’nın özgürlüğü için silahlı mücadele veren Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) mensuplarını yargılamayı öngören mahkeme, yargılamanın Kosova’nın mevcut önemli siyasi liderlerini hatta Başbakanlık ve Bakanlık yapan isimleri de kapsaması, Kosova’nın en önemli sorunu olarak dillendirdiği yolsuzlukla mücadele vaadi, eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerin yetersizliği, işsizlik ve göç sorunu Kosova’nın çözüm bekleyen sorunlarından bazılarıdır.
Tüm sorunlara rağmen Albin Kurti’nin temiz bir siyasetçi kimliğine sahip olması, genç kuşak Kosovalıların ve işsiz kesimin umudu olarak liderliğe taşınmış olması önemli bir gelişmedir.
ABD ve AB ülkeleri, genç Kosova devleti ve siyaseti üzerinde adeta bir gölge gibi kontrol mekanizmalarını hep diri tuttular.
Kosova-Türkiye
Bu yeni süreçte Türkiye’nin Kosova’nın tüm bileşenleriyle, istikrarlı bir ilişki kurması, iktidar, muhalefet ve sivil toplum merkezli kültürel, ekonomik ve sosyal politikalara önem vermesi gerekiyor. Kosova’nın genç siyaset kuşağının Türkiye’ye olan ilgi ve beklentisi iyi okunmalı ve yönetilmelidir.
Albin Kurti’nin genç, samimi, uluslararası ilişkilerde dengeli ve entelektüel bir kişiliğe sahip olması önemli bir fırsattır. Uzun yıllardır Kosova-Türkiye siyasetinin iktidar üzerinden yürütülen sınırlı ilişkileri ve 15 Temmuz ile durağanlaşan süreci yeniden inşa etmek gerekiyor.
Türkiye’nin yeni Balkan jeopolitiğinde orta ve uzun vadeli planlar yapacağı güvenilir ülkelerin başında Kosova gelmektedir. Elbette Türkiye Kosova ilişkilerinde yeni bir sürece ihtiyaç var. Bu sürecin bir parçası olarak Kosovalı Türklerin sosyokültürel ve politik varlıkları uzun vadeli bir plan çerçevesinde masaya yatırılmalıdır.
Kosova’nın siyasi, akademik ekonomik ve sivil toplum dinamiklerine yönelik politikalar iktidar merkezli değil, uzun vadeli devlet politikası hâline getirilmelidir.
Albin Kurti 2019 yılı Haziran ayında muhalefet lideri olarak ekibi ile Türkiye’ye sivil ziyaret yaptı, ziyaret kapsamında TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Türkiye’deki siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca Türkiye’deki Arnavut kökenli dernek ve vakıfları ziyaret eden Kurti, Türkiye ile ilişkilerini geliştirmekten yana olduğunu, özellikle de Arnavut tarihçilerin yetişmesi için Türkiye’deki arşivlerde araştırma yapmak üzere akademisyenleri burslandıracağını söylemişti.
3 Şubat 2023’te de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kosova Başbakanı Albin Kurti’yi Türkiye’de misafir etti. 3 Haziran 2024’te İstanbul’da DEİK- Türkiye Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türkiye-Kosova İş Forumu’na Kosova Başbakanı Albin Kurti ve Türkiye Ticaret Bakanı Ömer Bolat birlikte katıldılar.
Yeri gelmişken Albin Kurti’nin Balkanlar’da Türkiye ile Kosova arasındaki ilişkilerin tarihsel ve kültürel anlamda geliştirilmesine vurgu yapan entelektüel vizyona sahip ender siyasetçilerden birisi olduğunu unutmamak gerekiyor.
Balkanlar’da iki devlete ve önemli bir nüfusa (5-6 milyon) sahip Arnavut toplumun en dinamik ülkesi olan Kosova ile tarihsel ilişkimizi göz önünde bulundurarak siyasal sosyo-kültürel kurumsal ilişkilerimizi aktif ve üretken bir pozisyonda tutmalıyız.
Seçim atmosferi
Kosova’da 9 Şubat Pazar günü gerçekleşecek olan parlamento seçim kampanyaları heyecanlı bir rekabetle devam ediyor.2021 seçimlerinde 1 milyon 851 bin 927 kayıtlı seçmenin 814 bin 122’si oy kullanmış ve seçime katılım oranı %48,78olmuştu.
Genel anket tahminleri Başbakan Albin Kurti nin büyük ihtimalle üçüncü kez başbakanlığı kazanacağına işaret ediyor.
Kosova seçimlerinde hükûmet olmak için yarışacak 3 parti bir ittifak grubu yarışacak. Kendin Karar Al Hareketi’nin (VV) Kosova Demokratik Partisinin (PDK) Kosova Demokratik Birliğinin (LDK) ve Kosova’nın Geleceği için İttifakı (AAK),10 sandalye hakkına sahip Sırp azınlık temsilcileri ve 10 sandalye hakkına sahip diğer azınlıklar temsilcileri vekillik için mücadele edecekler.
Seçimler ve Kosova Türk siyaseti
Resmî kaynaklara göre nüfusu 18 bin 727 olup toplam nüfusun yüzde 1.08’ini oluşturan Kosova’da yaşayan Türkler, 2 vekillik ve 1 kontenjan bakanlığı için Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) ve Yenilikçi Türk Hareket Partisi (YTHP) ile seçimlere girecekler. Kosova genelinde Türkler yoğun olarak Prizren, Mamuşa, Priştine, Gilan, Vıçitrn, Mitroviça, İpek, Yanova’da yaşıyor ancak18 bin 727 kişiden oluşan Türk nüfusun Yaklaşık 6 bini Türk kasabası olan Mamuşa’da yaşamaktadır.
Hasılı kelam, Kosova’nın istikrarı Arnavut toplumu için ne kadar önemli ise Türkiye’nin istikrarı için de Kosova o denli önemlidir. Arnavutlar Balkan jeopolitiğinin güvenlik supabıdır.