Altı ay boyunca izleyicileri ekran karşısına kilitleyen Türkiye’nin reytingi en yüksek programı Survivor Allstar’da 23 yaşındaki Nisa Bölükbaşı’nın 2022 yılı şampiyonu olarak ilan edilmesi bitmeyen tartışmaları da beraberinde getirdi.
TV8’de yayımlanan ve 30 Haziran’da biten reality şovun yankıları özellikle sosyal medyada Ademciler-Nisacılar olarak karşılıklı atışmalarla devam ediyor. Bu tartışmalardan özellikle memlekette değişim isteyen, bunu kaçınılmaz gören muhalefetin alacağı çok ders var.
Öncelikle şunu belirteyim; Nisa ülkenin gideceği yönün izlerini taşırken, Adem yakın geçmişini temsil ediyordu. Yarışma boyunca bunu gördük. Finalde SMS oylarıyla belirlenen yarışmayı, beklenenin aksine geleneksel anlayışın temsilcisi Adem değil, Nisa kazandı. Nisa bunu sadece Z kuşağı diye tabir edilen ve sosyal medyayı aktif olarak kullanan gençlerin desteğiyle değil evinde televizyon izleyen her yaştan insanın kalbine girerek başardı. Bu yoklukta, klişe tabirle 7’den 90’a her yaştan insan onun için her biri dört lira olan on binlerce SMS attı.
Nisa’nın kazanmasını ülke için umut olarak görenlerden biri olarak 6 ay süren yarışmada olup bitenleri izlediğim kadarıyla yazmaya çalışacağım.
Televizyon izleyicileri Nisa Bölükbaşı’nı ilk olarak 2020 yılında yayımlanan Survivor yarışmasında tanıdı. Annesi Çek babası Türk olan Bölükbaşı yaşamını Prag’da sürdürüyor, mimarlık eğitimi alıyordu. Türkiye ile ilişkisi tatillerde ailesinin yanına gelmekten ibaret olan Nisa Türkçeyi de yarım yamalak konuşuyordu. 2020 yarışmasının hemen başında hızı, mücadeleci kişiliği ve doğallığı ile izleyicilerin dikkatini çekti. Acun Ilıcalı ve ekibiyle yaptıkları voleybol maçları Nisa’nın daha çok tanınmasını sağladı.
Dominik Cumhuriyeti’nde çekilen, Ünlüler ve Gönüllüler olarak iki takım halinde düzenlenen yarışmalarda zamanla Nisa’nın izleyiciye antipatik gelen yanları da ortaya çıkmaya başladı. Canı istemezse yarışmaya çıkmak istemiyor, küsüyordu. Hatta bir ara yarışmadan ayrılıp ülkesine dönmek istedi. Oysa, pandemi nedeniyle ülkeler arası uçuşlar kapalı olduğu için ülkesine de dönemezdi. Bu anlarında imdadına kendisi gibi sıradışı bir yarışmacı olan Cemal Can Canseven yetişti. Cemal Can, Survivor’ın alışılagelen sert, kavgacı erkek profilinin dışında, son derece naif, yeri geldiğinde gülen, yeri geldiğinde ağlayan doğal bir yarışmacıydı. Ayrıca geçmişinde sporla ilgisi uzun sabah yürüyüşleri ve fitness salonlarından ibaretti. DJ’lik yapan Cemal Can yarışma sonunda şampiyon olurken Nisa, yarışmayı beşinci olarak tamamladı. Cemal Can gibi alışıla gelmişin dışındaki bir karakterin şampiyon olması aslında izleyicilerin algısındaki büyük değişimin ilk işaretiydi.
Yarışmadan sonra Türkiye’de kalmayı tercih eden Nisa’yı geçen yıl ülkemizin en büyük felaketi olan orman yangınlarında gördük. Nisa, gönüllü olarak yangın söndürme çalışmalarına katılmıştı. Aralarında şampiyonların olduğu, geçmişte birkaç kez yarışmalarda boy gösteren güçlü yarışmacılardan oluşan Survivor Allstar 2022 yarışmasına girdiğinde iki yaş büyümüş, olgunlaşmıştı. Yine de bu kadar ‘olağan şampiyon’ adayının olduğu yarışmada kimse Nisa’nın onları geçip birinciliğe ulaşacağına ihtimal vermiyordu. Bir tek Nisa inanıyordu, hep söylediği gibi, “Masallar sadece çocuklar için değil; her insan masallara inanır ve masallar mutlu sonla biter.”
Nisa’nın ikinci Survivor serüveni tatsız başladı, covid hastalığına yakalandığı için yarışmalara 15 gün geç katıldı. Nisa’nın yer aldığı Gönüllüler takımının karşısında, aralarında milli atletler Nagihan Karadere, Sema Aydemir ile milli basketbolcu Merve Aydın’ın bulunduğu Ünlüler takımı vardı. Bunlar, Survivor’a birkaç kez katılıp iz bırakan yarışmacılardı. Kendi takımındaki yarışmacılar da güçlüydü. Yarışmalara geç başladığı için kadınlar arasında oluşan grupta yer alamadı. İlk seçme hakkını kullanamadığı gibi karşı takımdaki yarışmacılar da Nisa hızlı olduğu için mecbur kalmadıkça onu seçmediler. İzleyicilerin karşısında yeri geldiğinde hakkını arayan, gülen, eğlenen, her şeyden önemlisi ne yaparsa yapsın bunu samimiyetle yapan bir Nisa vardı artık. Yarışmacı arkadaşlarının da teslim ettiği gibi “olumlu ya da olumsuz bir hesabın içine girerek bir söz söylemedi. Olduğu gibi davrandı. İçinden ne geliyorsa onu yaptı.” Bu da izleyiciye geçti, evin zeki, yetenekli, bir o kadar da haşarı çocuğu gibi sevdiler onu. Kendi yaşıtları ve ondan küçükler de hayallerinin peşinden koşan, yeri geldiğinde kimseye pabuç bırakmayan, tepkisini anında gösteren bu genç kadında kendinden bir şeyler buldu ya da ekranda olmak istediğini gördü ve yarışma süresince desteğini esirgemedi.
Adem ve Batuhan
Yarışmada ikinci olan Adem Kılıçcı ve üçüncü olan Batuhan Karacakaya’ya gelince; milli boksör olarak Türkiye adına olimpiyatlarda yarışan Adem Kılıçcı, Survivor’a ‘olağan şampiyon adayı’ olarak geldi. Daha önce Survivor’da bir ikincilik bir de şampiyonluk yaşayan Kılıçcı, üçüncü kez katıldığı yarışmada ikinci şampiyonluğu hedefliyordu. Aşk-ı Memnu’nun çocuk yıldızı Batuhan Karacakaya ise önceki yıl katıldığı Survivor’da yedinci oluşunun hayal kırıklığını yıl gidermek istiyordu. Batuhan’ın en büyük özelliği önceki bütün Survivor yarışmalarını izlemiş olması ve burada şampiyon olan kişilerden küçük parçalar alıp onu oynamasıydı. Adeta kendi yazdığı Survivor’da başroldü. İlk sezonunda başarılı olamayan Batuhan, yaptığı hataları not etmiş olarak geldiği AllStar’da en büyük rakibi olarak gördüğü Adem’le güç birliğine gitti. Final koltuğuna ikili olarak oturmak için altı ay boyunca birbirlerini desteklediler. Bunda da başarılı oldular; İstanbul’da yapılan dörtlü finalde olası şampiyonluk adayı rakiplerini elediler ve ilk iki koltuğa yerleştiler.
Hırsızın hiç suçu yoktu
Adem, kendini doğal şampiyon adayı olarak gördüğü yarışmada olası şampiyon adaylarıyla kavga etmekten geri durmadı. Kaybettiği oyunda genelde suçlu rakipleriydi, o da olmazsa takım arkadaşları kendisini yanlış yönlendirmişti. Kazandığında tabii ki zafer onundu. Ada hayatında da oyunlardaki tavrını sürdürdü.
Survivor’da katı kurallar var, yemek ödülü alabilmek için o gün oynanan oyunu takım olarak kazanmak zorundasın. Kazanamayan ekibin yarışmacıları kokonata ve erzağa talim ediyor. Bir oyunda zeytinyağlı dolma ödülü kazandı Günüllüler takımı. Ödülün bulunduğu aracın kapısının açık olduğunu gören Adem, ‘yasak’ olduğu halde zeytinyağlı dolmaları alarak arkadaşlarıyla birlikte yedi. Olay ortaya çıkınca her hafta yapılan Ada Konseyinde kendini öyle savundu ki kendisi dışında herkesi suçlu ilan etti. Tıpkı şu andaki iktidarın yaşanan olumsuzluklar karşısında kendisi dışında herkesi suçlu ilan ettiği gibi.
Adem’e göre o dolmayı yapandan aracı oraya bırakıp kapısını açık unutana, adada bulunan güvenlik görevlilerine kadar herkes suçlu olabilirdi. Zaten dolmaları tek başına yememiş takım arkadaşları ile paylaşmıştı. Hatta bir çeşit Robin Hood bile sayılabilirdi. Bu savunma yolsuzluklarla ilgili bir dönem sıkça söylenen “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” sözünü hatırlattı.
El ele finale çıkmak istediği arkadaşı Batuhan Karacakaya önceki yıldan aldığı derslerden yola çıkarak kendi yazdığı senaryoyu yenileyip onu oynadı. Ta ki son yarı final oyununa kadar. SMS’e girmeden yarı finali garantilemek için oynanan oyunlarda Batuhan, atışın kendisine uymadığını söyleyerek değiştirilmesini istedi. Her şeyiyle şampiyonluğa odaklanan Batuhan, kendi senaryosuna göre şampiyon olabilmek için ne gerekiyorsa onu yapmak istemişti.
Nisa ise 2020’den farklı olarak oyunları yarım bırakmadığı gibi, “Ben geri dönmek istiyorum” diye tutturmadı. Sakar bir yanı olmasının yanında hızlı bir yarışmacı olduğu için sakatlansa da oyunu bırakmadı, kazansa da kaybetse de tamamladı. Ödül olarak gittikleri İngiltere dönüşünde aşırı uykusuz ve yorgun olduğu için oyunlara çıkmadı. Oyun alanında uyumayı tercih etti. Survivor’da yaptığı en büyük hataydı bu ama yarışmayı yaşam ve ölüm mücadelesi yerine bir oyun olarak gören Nisa’nın bu davranışı sevenlerini etkilemedi.
Türkiye siyasetinin alacağı dersler
Bu yılki Survivor Allstar yarışmasında Nisa’nın finale kalan diğer yarışmacılardan daha düşük performans göstermesine rağmen şampiyonluğa ulaşması, yıllarca gerilim üzerine kurulu Türkiye siyasetini de ‘ne yapıyoruz’ diye düşündüreceğini ummak isterim. Gerek Adem gerekse Batuhan, ülkenin kanıksadığı, içinde bol hamaset ve milliyetçilik barındıran, mağduriyet soslu konuşmalarla sevenlerinden oy istediler. Buna karşılık Nisa, Survivor’da finale gelmesinin bir hayal olduğunu ama bunun aynı zamanda bir oyun olduğunu bildiğini söyledi ve kendisini buralara taşıyan sevenlerine teşekkür etti. Adada olduğu altı aylık süre içinde hiçbir zaman mağduriyete sığınmadı, parkta oyun oynayan, bundan keyif alan bir insan oldu. Bu içtenliği de onu izleyenlere fazlasıyla yansımış olacak ki, yarışmadan şampiyonlukla ayrıldı.
Sert adamların birbirlerini devirmek için kıyasıya savaştığı, o kupaya ulaşmak için neredeyse ‘her şeyin mubah görüldüğü’ bir ortamda genç bir kadın sadece kendisi olarak, hayallerini kurduğu kupaya uzandı.
Yarışma finalini izlerken Dilek’e dönerek, “Nisa bu ikilinin arasından sıyrılıp şampiyon olursa ülke epeyce değişmiş demektir. Bu yüzden elimi taşın altına sokup Nisa’ya oy atacağım” dedim ve paraya kıyıp yarı final ve finalde toplam altı oy attım. Dilek, Nisa’nın kazanacağına inanmıyordu, sonuç açıklanınca benden çok daha fazla sevindi. “Gerçekten bu ülkede bir şeyler değişmeye başlıyor” diyerek yarına dair umutlarını dile getirdi. Sırf böyle bir duygunun, umudun yeşermesine katkıda bulunduğu için bile Nisa’nın şampiyon olmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de değişim isteyen muhalefetin Nisa’nın Survivor serüvenine bakmasında yarar var. O değişime açık, bunu yürekten isteyen büyük kitleler hazır. Geriye o kitleleri ‘samimiyetlerine’ ikna etmek kalıyor.