12 Eylül dönemindeyiz. Ankara’da Merkez Komutanlığına bağlı Ordu Dil ve İstihbarat okulunda tutukluyuz. CHP milletvekilleri Ertuğrul Günay ve Temel Ateş bir yıl tutukluluğun ardından Ordu Dil ve İstihbarat Okul binasında açılan tutukevinden tahliye oldular. Tahliye olduklarında, bütün diğer tutuklular gibi, odaları tek tek dolaşarak veda ziyareti yaptılar.
Herkesi dolaşan Günay, o günlerde idam cezasıyla yargılanan tutuklu Türkeş’in kapısını da tıklattı. Türkeş, uzandığı yatağından kalkıp, sıcaklıkla Günay’ı buyur etti. Öpüştüler. Hoşbeşten sonra, Günay, “Sayın Türkeş dışarıya bir söyleyeceğiniz var mı?” diye sordu.
Liderler Hapishanesi kitabımda yer alan ve Türkeş tüm darbe mağdurlarına ve solculara bir demokrasi cephesi teklif ettiği görüşme şöyle devam etti:
“Türkeş, ağır ağır konuşarak düşüncelerini anlattı: “Ertuğrul Bey, ben de onu düşünüyordum. Demokrasiden yana olan güçlerin birlik olması gerekir. Özellikle parlamenter partiler yeniden demokrasinin yerleşebilmesi için eski ayrılıkları bir yana bırakarak ortak hareket etmeliler. Hem kendi arkadaşlarınıza, hem de göreceğiniz tüm demokrat insanlara bizim bir teklifimiz var. Münasip bulunursa bu teklifler etrafında birlikte bir şeyler yapabiliriz.”
Günay, Türkeş’in ne diyeceğini merak etmişti: “Buyurun sizi dinliyorum.”
Türkeş, “Bu söylediklerim, hem Sayın Ecevit’e hem de tüm CHP’lilere bir tekliftir. Geçmişte karşılıklı hatalarımız olabilir. Biz bunları unutmaktan yanayız. Önerimiz dört maddedir: 1. Bir an önce çoğulcu rejime geçilmesi, 2. Önyargı ve husumetlerin unutulup, çekişmelerin bir yana bırakılması, 3. İdam cezalarının durdurulması, genel af ile geçmişe sünger çekilmesi, 4. Yeni anayasanın, 27 Mayıs Anayasası temelinde, onun temel hak ve özgürlüklere ait birikimi korunarak hazırlanmasıdır.”
Günay, ayağa kalktı ve şunları söyledi: “Teşekkür ederim, Sayın Türkeş, söylediklerinizi ilgili insanlara iletirim. Size geçmiş olsun, inşallah bir an önce özgürlüğünüze kavuşursunuz…”
Türkeş, “Asıl ben teşekkür ederim. Güle güle gidin…”
Bir başka gün Türkeş aynı öneriyi bana da iletti: “Arkadaşlarınıza, ailenize, eşinize dostunuza söylersiniz, biz böyle bir birlikten yanayız…” dedi.”