67 yaşındaki Stutchbury, 15 Temmuz günü yerel saatle 22:00’de Nairobi’deki evinin önünde, aracından indiği anda silahlı saldırıya uğradı. Planlı olduğu anlaşılan saldırıda, Stutchbury‘nin yakın arkadaşları birden çok el silah sesi duyduklarını söyledi. Komşuları silah seslerinin ardından Stutchbury’nın yanına gittiklerinde arabasının çalışır vaziyette buldular ve arabadaki değerli eşyaların çalınmadığını gördüler. Yani hedef doğrudan Stutchbury idi, amaç soygun değildi.
Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta saldırıyı kınayan bir açıklama yaptı.
Stutchbury, Kenya’nın akciğerleri olarak bilinen Kiambu ormanının imara açılmasını protesto eylemleriyle ülke gündemine girmişti. Önde gelen bir çevre aktivisti olan Stutchbury, son olarak Kenya’daki bir milli parkta sulak alanlarla ilgili yürüttüğü kampanyanın ardından ölüm tehditleri aldığını açıklamıştı.
Cinayetin üzerinden on bir, Kenyatta’nın açıklamalarının üzerinden on gün geçti. Ancak failler hâlâ bulunamadı. Stutchbury’nin dünyadaki inşaat şirketlerinin son faili meçhul kurbanı olabileceği düşünülüyor.
Stutchbury’yi hedef tahtasına oturtan asıl gelişme, onun Kiambu ormanında inşaat izni alan iş insanlarına karşı yürüttüğü faaliyetlerdi. Vahşi Yaşamı Koruma Direktörü Dr. Paula Kahumbu, Stutchbury’nin öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada durumun gerçekten korkutucu olduğunu söyledi. Kahumbu’ya göre yaşananlar, doğayı koruma misyonunu üstlenen insanlar için yıkıcı bir duruma işaret ediyordu.
Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta da cinayet hakkında “Joannah uzun süredir ülkemizin yeşil alanlarını koruma konusunda öncü bir rol oynadı. Gelecek nesiller onu Kiambu ormanı için verdiği mücadeleyle hatırlayacak” demişti.
Kenya, ulusal servetinin büyük bir kısmını doğal yaşam alanlarını ziyaret eden turistlerden elde ediyor. Ancak ülkedeki nepotizm, güçlü yerel politikacılar ve iş insanlarını, kişisel servetlerini artırmak konusunda yüreklendiriyor. Kanunların üzerinde yer alan bu kesimler, ülke çıkarlarını dahi kendi çıkarları için yok sayabiliyor.
Kiambu ormanı son yıllarda arazi fiyatları yükselen bir bölgede yer alıyor. Kenya Orman Servisi’nden yapılan açıklamada Stutchbury’nin kendileri için öncü bir isim olduğu ve asla unutulmaması gerektiği belirtildi. Ancak Kenya’da cinayete kurban giden ilk isim Stutchbury değil! 2018 yılında fildişi ve gergedan boynuzu ticaretine karşı çıkan bir diğer çevreci Esmond Bradley Martin de aynı Stutchbury gibi Nairobi’deki evinde bıçaklanarak öldürüldü. Cinayet hâlâ faili meçhul. Bradley Martin Amerikan vatandaşlığına da sahipti.
Dr. Paula Kahumbu “Kenya’da doğaya karşı bir katliam yapılıyor. İnsanlar korkuyorlar, işin kötüsü yetkililerden bile korkuyorlar. Yine de hiç kimse 67 yaşındaki yalnız bir kadının öldürüleceğini tahmin etmemişti” diyor.
Kenya’nın önde gelen çevreci STK’larından Kenya Koruma İttifakı da Kiambu ormanının imara açılmasını “arazi hırsızlarının işgali olarak” nitelendiriyor. STK, Stutchbury’nin yakın bir zamanda ölüm tehdidi aldığına bizzat şahit olduklarını da ekledi.
Uluslararası Af Örgütü’nün Kenya Şubesi, Stutchbury cinayetini şiddetle kınadığını bildirdi ve yetkililere adil ve tarafsız bir soruşturma çağrısında bulundu. Stutchbury’i Kiambu ormanını gözü gibi koruyan çevreci biri isim olarak tanımlayan Uluslararası Af Örgütü, çevre ve insan hakları aktivistleri için adalet çağrısında bulundu.