Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı, ‘FETÖ’ üyelerine para yardımını organize ettikleri suçlamasıyla 244’ü kadın 704 kişiyi operasyonla gözaltına alındı.
KOM’un resmî Twitter hesabından yapılan paylaşımda, aralarında halen kamuda akademisyen, öğretmen, infaz koruma memuru, tıp doktorlarının da olduğu 599 kişinin KHK’lı ya da tutuklu ailelerine para yardımı yaptıkları için gözaltına alındığı duyuruldu. Tweet’te, ‘’Hain FETÖ’yü unutmadık. Şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz’’ denildi.
KOM Daire’nin paylaşımında ‘Tuna nehri akmam diyor’ sözleriyle başlayan Plevne Marşı müziği eşliğinde 15 Temmuz gecesinden kesitler verildi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İnlerine gireriz, inlerine’ ifadeleri hatırlatıldı.
Mazılıgüney: “İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar suç olamaz”
Avukat Levent Mazılıgüney, yapılan operasyonlar hakkında Serbestiyet’e konuştu. Mazılıgüney, Ergenekon-Balyoz sürecinde yardım kampanyalarının ve hukuki yardım sandığının öncülerindendi:
“İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar suç olamaz. Bu konuda PKK dosyaları başta olmak üzere çok sayıda emsal Yargıtay içtihadı vardır. Dileyen dilediği kişiye yardımda bulunabilir ve bu yardımı dilediği şekilde iletebilir. İster banka havalesiyle gönderir, ister elden teslim eder, ister postayla veya kargo ile gönderir. Burada hukuken bir kısıtlama olmadığı gibi, banka aracılığı olmaksızın gönderilen yardımlarda mutlaka suç vardır demenin de hukukla ilgisi yoktur.
“Bir suç olması için paranın bir suçtan elde edilmiş olması veya bir suç için kullanılmak üzere verilmesi, suç için kullanılacağına dair kesin delillerin olması ve her koşulda suç işleme saikinin olması gerekir.
“Hukuk sistemimizde niyet okuyuculuğu yoktur. Deliller üzerinden konuşulur. Nitekim ekranlara yansıtılan paraların miktarları ülkemizde hemen her gün konuşulan yolsuzluk, vb. dosyalarda zikredilen para miktarlarının yanında bir anlam ifade etmez.
“Yardımlaşma, dayanışma kültürümüzün parçasıdır ve kimliğine bakmaksızın ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak insani bir değerdir. Toplumda yardımlaşma, dayanışma isteğinin zedelenmemesini diliyorum. Sivil ölüme mahkûm edilen KHK’lılara, ne ile suçlanıyor olursa olsun cezaevinde olan insanlara veya bunların ailelerine yardım etmek de suç değildir.
“Keşke kolluk ve yargımız enerjisini toplumda infiale neden olan bambaşka iddialar üzerine yoğunlaştırmış olsaydı. Kanaatimce daha faydalı olurdu. Dosyada gizlilik olduğu ve henüz herhangi bir ifade alınmadığı için detayları bilmiyoruz.’’
Sosyal medyada, insani nedenlerle yardımın suç sayılamayacağını gösteren emsel kararlar paylaşılıyor.
Mazılıgüney, Twitter paylaşımında ise şöyle dedi:
“İtiraf ediyorum. Ergenekon-Balyoz yargılamaları sürecinde hiçbiri ihraç olmamış ama tutuklu olduğu için 2/3 maaş alan meslektaşlarımın eksik maaşlarını tamamlayan, hukuki yardım sandığına öncülük edenlerden biriydim. İyi ki yapmışım. Şimdi de yapıyorum elimden geldiğince.
“Mağdur oldukları için destek olmaya çalıştıklarımızdan yüzde onu bile bu süreçte dik duramadı, benzerini yapamadı. Hep söylediğim gibi silah arkadaşını koruyamayanın ülkeyi korumasını beklemeyin. Bu süreçte mağdur olanlara yardım da insanlık gereğidir. Kim ne derse desin!’’
https://twitter.com/AvLeventism/status/1582480698333548545?s=20&t=5QXNQx0My33aiiqrvzFT3w
Gazeteci Sevinç Özarslan’a ulaşan, adının açıklanmasını istemeyen bir ailenin yakınları yaşadıkları tecrübeyi Özarslan’a şöyle anlattı:
“Bu sabah üç kız sahibi anne çocuklarına kek yaparken alındı. Dosyası onanmadığı halde geldiler, 10 polis geldi, evi dağıttılar ama o yine de gitmeden çocukların beslenmesini hazırladı. Geride üç kız çocuk kaldı, baba zaten 7 yıldır tutuklu. Bir de teyzelerini aldılar. Onun da bir çocuğu var. Eşi de 4 yıldır tutuklu. Üç kız kardeş ve bir kuzen bugün annesiz kaldı.”
Tepkiler…
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, hazırladıkları OHAL raporlarında KHK’lılara karşı “insanlığa karşı suçlar işlendiği” sonucu çıktığını kaydederek, “AK Parti-MHP Cumhur ‘zulüm’ İttifakı insanlığa karşı suçlar işlemeye devam ediyor. Zaten adil olmayan yargılamalarda veya yargısız infazlarla işlerinden ihraç edilen, cezaevlerine atılan, kimsesiz bırakılan insanları bir kez daha zalimce cezalandırmaya çalışıyor. Sosyal yardımı bile teröristlik olarak göstermeye çalışanlar, adeta insanlığa karşı nasıl suç işlediklerini ispat etmeye çalışıyor” dedi.
İnsan hakları savunucusu Ayşe Özlem Ekşi, Twitter paylaşımında, “Şu o kadar aşağılık bir şey ki. Zulmetmek yetmiyor, bir nebze nefes almaya kalktığında da ağzına, burnuna zorla bastırmak gibi” dedi. Fehim Işık da tepkisini “Bir tarafta şerefsizliği meslek edinenlerin ayakkabı kutularında sakladığı milyonlar, diğer tarafta KHK’lılar ile onların mağdur çocuklarına dayanışmada bulunanlar” sözleriyle dile getirdi.