Ana SayfaHaberlerAK Parti’nin İsveç protokolüne MHP desteği kesin değil

AK Parti’nin İsveç protokolüne MHP desteği kesin değil

İsveç’in NATO’ya katılımını öngören protokol 26 Aralık Salı (yarın) TBMM Dışişleri Komisyonu’nda görüşülecek. Protokolün genel kurula sevk edilmesi için 27 üyeli komisyonda en az 14 üyenin “evet” oyu vermesi gerekiyor. Komisyonda 13 oyu bulunan AK Parti’ye, Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin desteği bile kesin değil. Özellikle ABD’yle ilişkiler konusunda AK Parti’ye tepkili MHP’nin komisyonda ne yönde oy kullanacağı merak konusu. CHP ve İyi Parti’de, “Kimse oyumuzu cepte görmesin” tavrı sürüyor.

TBMM Dışişleri Komisyonu’nda iktidarın İsveç’in NATO’ya katılması öngörüsüyle hazırladığı protokol mesaisi 26 Aralık Salı günü (yarın) başlıyor.

Protokolün meclis genel kuruluna sevkedilmesi için 27 üyeli komisyonda oy çokluğuyla kabul edilmesi gerekiyor. Komisyonda protokolün kabul edilmesi için en az 14 üyenin “evet” oyuna ihtiyacı olan AK Parti’ye, komisyonun MHP’li üyeleri de tam desteğini açıklamadı. MHP’nin protokol konusundaki çekincelerinin sürdüğüne dikkat çeken MHP kurmaylarının siyaset kulislerinde “Hiçbir şey öyle beklendiği gibi kolay olmayacak” değerlendirmesi yapması dikkat çekiyor.

MHP’nin yanı sıra İsveç protokolüne muhalefetin CHP, İyi Parti ve DEM kanadından “Kimse oyumuzu cepte görmesin” eleştirisi de sürüyor.

TBMM Dışişleri Komisyonu’nda 14 AK Partili var ama komisyon başkanlığını yapan Fuat Oktay’ın komisyonda oy kullanma hakkı olmadığı için AK Parti’nin komisyondaki oyu 13’te kalıyor. AK Parti’ye kimden “evet” oyu geleceği sorusu siyaset kulislerini hareketlendirdi.

Komisyonda iki üyesi olan MHP’nin AK Parti’ye temel çekincelerini ve kabul oyu kullanmak için de şartlarını MHP lideri Devlet Bahçeli aracılığıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ilettiği bilgisi daha önce kamuoyuna yansımıştı.

MHP genel başkan yardımcılarından İsmail Özdemir meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada İsveç protokolüne ‘evet’ diyebilmeleri için şartlarını sayarken Amerika’nın F-16’lar konusunda TBM ile eş zamanlı adım atması gerektiğini söylemişti. Özdemir, Filistin devletinin tanınması da koşulları arasında göstermişti.

ABD ile tüm temaslar tamamlandı

MHP’nin bu koşullarına en iyi yanıtın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldiğine vurgu yapan AK Partili yetkililer, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda MHP’den desteğin gelmesinde sorun yaşanmayacağını öngörüyor. Aynı yetkililer, “F-16’lar başta olmak üzere ABD ile ilişkilerimizde gelişmeler var. Gerekli tüm temaslar tamamlandı” diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan ziyareti sonrası yaptığı açıklamada ABD Başkanı Joe Biden ile telefonda görüştüğünü açıklarken, Biden’ın “İsveç’in NATO protokolonü meclisten geçirin, aynı şekilde ben de kongreden F-16’yı geçiririm” sözü verdiğini duyurmuştu.

CHP ve İyi Parti çekinceli

İsveç’in NATO üyeliğine baştan beri olumlu bakan ancak iktidarın bu süreci iyi yönetemediğinden yakınan CHP, AK Parti’nin TBMM Dışişleri Komisyonu’nda yapacağı açıklamaları takip edeceğini söylerken “Oyumuz cepte değil” açıklaması yapıyor.

İsveç’in NATO’ya katılımıyla ilgili süreci şeffaf yürütemediğini, kamuoyuna açık bilgilendirme yapamadığını düşünen CHP yönetimi, “Hiçbir metne sormadan, sorgulamadan evet oyu kullanmayacağız. Her konuda olduğu gibi İsveç protokolü meselesini de mecliste geniş oturumlarla müzakere etmeyen hükümet, bizden sorgusuz sualsiz evet beklemesin” görüşünde ısrar ediyor.

İyi Parti, komisyonda hükümete sorular sormaya hazırlanıyor:

“İsveç’in teröristleri iade edeceğini söyledi hükümet. Hani neredeler? AK Parti, İsveç ve Amerika’yla yürütülen temaslar konusunda bize ve kamuoyumuza şeffaf bilgilendirme yapacak mı? Komisyonda neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz.”

DEM: Hayır diyoruz

DEM Parti, protokole “Hayır” diyeceğini daha önce açıklamıştı. TBMM Dışişleri Komisyonu’nun DEM Partili üyesi Berdan Öztürk, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucunda Avrupa halklarında ortaya çıkan güvenlik kaygılarının NATO’nun genişlemesiyle giderilemeyeceği deneyimine ve öngörüsüne sahibiz. İsveç’in, ne de ileride başka bir ülkenin NATO’ya üye olması sadece ve sadece askeri harcamaların artmasına paralel halkın savaş ve çatışma kaygılarını da artırmaktadır. Kürtlerin pazarlık haline getirilmesi nedeniyle bu anlaşmayı kabul etmiyoruz” diyor.

- Advertisment -