DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde partisinin teşkilat binası açılışında konuştu.
Babacan’ın gündeminde 41. yıl dönümüne girilen 1980 darbesi ve 2010’da yapılan referandum ile gerçekleşen anayasa değişiklikleri vardı.
Askeri darbenin gerçekleştiği 12 Eylül 1980 gününü “Yakın tarihimizin en karanlık günlerinden bir tanesi” olarak tanımlayan Babacan, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumu ile ilgili ise şunları söyledi:
“12 Eylül Darbesi’nin 30. Yılında, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla bazı adımlar atıldı.
Darbeciler anayasaya, kendilerinin yargılanmalarını yasaklayan hükümler koymuştu. İşte o hükümler kaldırıldı.
Belki yargılama tam anlamıyla amacına ulaşamadı, ama bu sayede 12 Eylül darbecileri sanık sandalyesine oturdu.
Bu sadece o insanlar için değil, bundan sonra aklının kıyısında köşesinden darbeyi geçiren herkes için bir derstir. Bunların sembolik değeri vardır.
Bu tür yargılamalar sadece o 3- 5 kişinin sanık sandalyesine oturmasından ibaret değildir. Bu tür yargılamalar tüm topluma mesajdır darbeci zihniyete mesajdır. Aklının kıyısından, köşesinde bir daha bu ülkeye darbeyi geçirenlere karşı da en önemli mesajdır.
Aynı referandumla, 12 Eylül 2010 referandumuyla, ağır suç işlediği iddia edilen askerlerin, sivil mahkemelerde yargılanması sağlandı.
Üstelik anayasa mahkemesine bireysel başvurunun da yolu açıldı.
12 Eylül’ün otuzuncu yılında yapılan, 26 maddenin değiştirildiği referandumun 25 maddesi demokrasi mücadelesinin bir kazanımıydı.
Biliyorsunuz geriye kalan o bir madde de yargıdaki vesayetin ürünüydü.
Maalesef, o günkü şartlarda, o günün anayasa mahkemesi, meclis iradesinin üstüne çıkıp, HSYK ile ilgili maddeyi değiştirdi.
Bu durum, mecliste oluşan iradenin dışında sonuçlara sebep oldu. Nitekim bunun olumsuz sonuçlarını da daha sonra hep beraber yaşadık.
Geriye dönüp baktığımızda şunu görüyoruz: 12 Eylül referandumuna giden süreçte, Meclis ‘ten geçen ve geçmeyen değişiklik önerileri baz alındığında, bu maddelerin, tarihimizin demokrasi mücadelesi hanesine yazıldığını görüyoruz.
Ülkenin neredeyse %60’ı, net olarak %57,88’inin ortak kararıyla adımlar atıldı. Biz de hayırlı olsun dedik.
Ancak demokrasi mücadelesi bitmedi.
Çünkü, 12 Eylül darbesinden bu yana aradan 41 yıl da geçse, şunu görüyoruz:
Ülke yönetimini ele geçirenlerin, baskıcı bir zihniyeti dayatma alışkanlıkları ortadan kalkmadı.”