Ana SayfaVİDEO HABERAli Nesin: “Taşradaki devlet okulları şaşırtıcı şekilde çok iyi… Öğrenci-öğretmen, kız-erkek...

Ali Nesin: “Taşradaki devlet okulları şaşırtıcı şekilde çok iyi… Öğrenci-öğretmen, kız-erkek ilişkileri o kadar sağlıklı ki…”

“Milli Eğitim Bakanlığı eğer kendini coğrafi bölgelere göre parçalarsa, biraz özgürlük sağlarsa… Emin olun özgürlükten her zaman iyilik çıkar, doğruluk çıkar. Bana kalsa eğitimi belediyelere falan verebilirim… İki şey çocukların başarısını ve zekâ düzeyini etkiliyor ilerleyen yaşlarında. Biri şevkat diğeri kendini güvende hissetmesi, korkmaması. Çok etkili.”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın YouTube’da başlattığı “Ali Babacan ile bi’ kahve” programının 2. bölümünde konuğu Nesin Matematik Köyü kurucusu, eğitimci ve bilim insanı Ali Nesin oldu.

Türkiye’deki eğitim sisteminin sorunlarının ve çözüm önerilerinin ele alındığı programda Ali Nesin çok ilginç tespitlerde bulundu, okullardaki gözlemlerini anlattı. Nesin’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Milli Eğitim Bakanlığı kendini parçalarsa eğitimde kalite artar”

Milli Eğitim Bakanlığı eğer kendini coğrafi bölgelere göre parçalarsa, biraz özgürlük sağlarsa… Emin olun özgürlükten her zaman iyilik çıkar, doğruluk çıkar. Eğer inanıyorsan akla, bilime; özgürlükten yana olmalısın. Ben özgürlükten yanayım, bağımsızlıktan yanayım, özerklikten yanayım. Bana kalsa eğitimi belediyelere falan verebilirim. Türkiye gibi bir ülkede bu mümkün olmayabilir ama mesela 7 coğrafi bölge var Türkiye’de. Eğitim bu 7 parçaya bölünebilir. Özgürlük ve rekabet eğitimi iyileştirir. Bu bölgeler aralarında rekabet etsinler eğitim açısından.

Niye biliyor musunuz? Türkiye çok büyük bir ülke. 85 milyon nüfusu, 30 milyon öğrencisi var. Coğrafi bölgeler farklı, diller farklı, kültürler farklı, inançlar farklı, yetenekler farklı, ihtiyaçlar farklı… Her şey farklı. Benim çocukluğumda Türkiye 32 milyondu. Herkes okula gitmezdi o zaman. Eğitim gören kitle homojendi. Norveç, Singapur, Finlandiya gibi ülkelerde de bu böyledir. 3-5 milyonluk ülkelerdir bunlar. Hepsi sarışındır, uzun boyludur, İngilizce bilir, kültür seviyesi aynıdır. Yani homojense bir ülke, merkezi eğitimde çok bir sorun çıkmaz ama bizimki gibi nüfusu büyük ve tamamen heterojense, merkezi eğitimle herhangi bir yere varmak mümkün değildir. Mutlaka eğitimde özgürlüğü, çeşitliliği, farklı eğitim felsefelerini getirmek lazım.

“Okulöncesi eğitim daha yeni olduğu için henüz merkezileşemedi, o yüzden daha özgür”

Türkiye’deki yuvaların, ana okullarının binalarına bakarsanız eğer, hepsi birbirinden farklı. Hiç standart yok. Bir de ilkokullara, ortaokullara, liselere bakın. Hapishane gibi. Bunun sebebi Türkiye’de okulöncesi eğitimin Türkiye’de yeni olması. Henüz yönetmelikleri çıkmamış. Merkezileşmemiş henüz. O yüzden özgürlük var.

“Şevkat ve güven, zekânın gelişiminde ve başarıda iki temel etken”

İki şey çocukların başarısını ve zekâ düzeyini etkiliyor ilerleyen yaşlarında. Biri şevkat diğeri kendini güvende hissetmesi, korkmaması. Çok etkili. Görüyorum çocukların travmaları var birçoğunun. Bu yüzden düşünemiyorlar.

“Gençlerin kendi doğruları yok, gençlerimizde şahsiyet eksikliği var”

Gençlerin kendi doğruları yok, hep başkalarının doğruları ile yaşamışlar. Bir soru soruyorum mesela, hemen bana soruyla cevap veriyor çocuklar. Böyle bir şahsiyet eksikliği, bağımsızlık, inisiyatif alma eksikliği var çocuklarımızda. Bunda öğrencilerin anne babalarının da etkisi büyük tabii. Bir şey dikkatimi çekti; bir hobisi olan öğrenciler diğerlerine göre çok daha kendilerine güvenli oluyorlar.

(…)

Bir gözlemimi daha aktarayım size. Gençlerin kendilerini ifade etmekte ciddi bir yetersizlikleri var. Ne sözlü ne yazılı kendilerini ifade edebiliyorlar. Mesela zor bir soru soruyorum çocuğa, doğru cevap veriyor, neden o cevabı verdiğini sorduğumda ise ağzında bir şeyler geveliyor. Doğru düşünüyor ama anlatamıyor.

Tiyatro çok önemli bu yüzden. Diyorum ki çocuklara, “Bak şimdi, bir kere biz sahnedeyiz. Onlardan üstünüz. Onlar bizim altımızda. Onlara hükmetmen lazım. Gözlerinin içine bakman lazım.”

Bazen de diyorum ki, “Bağır bakalım.” Bağıramıyor. Bir tanesi iki tanesi değil. Var olamıyorlar öğrencilerin karşısında.

Hitabet güçleri hiç yok. Anlamsız cümleler kuruyorlar. Hatta cümle bile kurmuyorlar. Yazarken nokta, virgül, paragraf hak getire. Konuşma ve yazma sanatı olmazsa olmaz bir ders olmalı.

“Taşradaki devlet okulları şaşırtıcı derecede iyi”

Merkezdeki değil ama taşradaki devlet okulları şaşırtıcı bir şekilde bazı konularda çok iyi. Öğrenci-öğretmen, kız-erkek ilişkileri o kadar sağlıklı ki. Göz yaşartıcı seviyede. Muhteşem. Özel okullar öyle değil. Anadolu’da muhteşem çocuklar yetişiyor. Olağanüstü yani. Türkiye’de dünya çapında çocuklar var.”

- Advertisment -