Ana SayfaHaberlerDünyaAltılı Masa’nın dış politikasının ana hatları tamam: “Hedef AB’ye tam üyelik”

Altılı Masa’nın dış politikasının ana hatları tamam: “Hedef AB’ye tam üyelik”

Altılı Masa’nın dış politika kurmayları, muhalefetin dış politikasının ana hatlarını oluşturan 5 sayfalık metinde uzlaştı. Altı liderin 30 Ocak’ta kamuoyuna duyuracağı “Ortak Politikalar Metni”nde yer alan dış politika bölümünde Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinin canlandırılması, NATO üyesi olduğu gerçeğinin değiştirilemeyeceği fikri ve Dışişleri Bakanlığı’nda topyekûn bir reform yapılacağı vaadi dikkat çekiyor.

CHP, İyi Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den kurulu Altılı Masa, 26 Ocak’ta İyi Parti’nin ev sahipliğinde yapılacak liderler buluşmasının ardından 30 Ocak’ta hem ortak hedef olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişin yol haritasını hem de ortak hükümet programı niteliğindeki “Ortak Politikalar Metni”ni açıklayacak. Yaklaşık 200 sayfalık, 2 binden fazla vaadin yer alacağı metinde Altılı Masa’nın olası iktidarı durumunda izlenecek dış politikanın ana hatları 5 sayfadan oluşuyor.

Altı partinin dış politika kurmaylarının, 6 ay üzerinde çalıştıktan sonra bir araya gelip 6 saatte üzerinde uzlaşarak son şeklini verdiği ancak liderlerin de üzerinden geçeceği “Altılı Masa’nın dış politika rehberi” niteliğindeki bölüm, dış politikaya dair genel ifadelerin yanında “mutlaka yapılacaklar” listesini de barındırıyor. 

“Hazırladığımız dış politika metnini liderlere -virgülüne dahi dokunmayın- mesajıyla sunduk. Farklılıklarımız olsa da, biz bu metinde uzlaştık” diyen 4’ü emekli büyükelçiden oluşan Altılı Masa’nın dış politika kurmayları, metnin hem iç hem de dış kamuoyuna iktidar değiştiğinde izlenecek dış politikaya dair açık bir fikir sunduğuna dikkat çekiyor.

Edinilen bilgiye göre Dışişleri Bakanlığı’nda topyekûn bir reform yapılacağının, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinin güçlendirileceğinin, bölgesel işbirliklerinin kurulmasının yanında Türkiye’nin NATO üyesi olduğu gerçeğinin hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğinin, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi kurallarına tam bağlılığının vurgulandığı metinde öne çıkan başlıklar ve o başlıklarda verilen mesajlar şöyle:

Dışişleri’nde siyasi atamalara son

AK Parti’nin bir dış politikası yoktur, dış ilişkileri vardır. Dış politikasızlık yüzünden Türkiye bölgesinde ve dünyasında güçsüz duruma düşürülmüştür. Türkiye’nin sürdürülebilir bir dış politikaya geri dönüşü, bölgesinde ve dünyada kredibilitesinin artması için her şeyden önce Dışişleri Bakanlığı’nda topyekûn bir reform yapılacaktır. Bu reform; Dışişleri’nde liyakatın yeniden esas alınmasını, siyasi atamalara son verilmesini öngörüyor. AK Parti hükümetlerinin yurt dışı misyonlara yaptığı siyasi atamalara son verilirken cumhurbaşkanının ‘bir büyükelçiden unvanını geri alma yetkisi’nin kullanılması dahil her türlü hukuki yöntem kullanılacaktır.

Dışişleri Bakanlığı’ndaki siyasi atamalarla ‘bakanlık dışından atanan’ büyükelçi sayısı 20’yi geçmiş durumda. Washington’dan Prag’a, Pekin’den Viyana’ya kadar dünyanın neredeyse her kritik merkezine Dışişleri’nden değil de dışarıdan büyükelçi atamaktan çekinmeyen AK Parti iktidarının bu uygulamasına son verilmesi konusunda Altılı Masa anlaşmış durumda.

“Suriye’ye dönüşler mutlaka gönüllü olacak”

*AK Parti 2011’den sonra Şam’la diyaloğu kesmeseydi Türkiye’de mülteci sorunu bu kadar büyümeyecekti. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin geri dönüşlerinin mutlaka gönüllülük esasına dayanılarak sağlanması konusunda Altılı Masa’da fikir birliğine varıldı. Bu geri dönüşlere ya da hukuk kuralları çerçevesinde Türkiye’de mültecilerin nasıl yaşayacağına dair ayrıntılar hükümet kurulduğunda ayrıca gözden geçirilecektir.

Altılı Masa’nın dış politika kurmayları geri dönüşler konusunda Suriyelilerin teşvik edileceğini ancak zorlanamayacağını düşünüyor. Bu durumda; Suriyelilerin TSK’nın kontrol ettiği bölgeye değil de, kendi yaşam alanlarına dönmelerinin sağlanması ve gittikleri yerlerde insani yaşam koşullarının sağlandığı konusunda emin olunması tavsiyesi veriyor.

“Türkiye’nin NATO üyesi olduğu gerçeği değişmeyecek. Hedef; AB’ye tam üyelik”

*Dışişleri Bakanlığı’nın liyakata dayalı atamalarla tekrar asli görevine dönmesiyle bölgesinde ve dünyada eşitlerarası, uluslararası hukuka dayanan güvenilir ilişkiler geliştirmesi sağlanırken bu anlayış Rusya ve Amerika’yla ilişkilerde de sağlanacak.

Özellikle ana muhalefet partisi CHP, Türkiye’de iktidarda bir değişim yaşandığında dış politikada nasıl bir değişim yaşanacağı konusunda hem bölge hem Avrupa ülkeleriyle hem de Rusya ve  ABD yönetimleriyle özel temas kuruyor.

Edinilen bilgiye göre Rusya, bu temaslardan birinde muhalefet temsilcisine “İktidar değiştiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında kurulan güven ilişkisini muhalefet de sağlayacak mı” sorusunu yöneltiyor. CHP bu soruya “Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanı Rusya’yla karşılıklı güven ilişkisine dayalı diyalog ve işbirliği içinde olacaktır” yanıtını veriyor.

“Rusya’ya net mesajlar verilmeli” diyen kurmaylar, Altılı Masa’nın bu konuda da anlaştığını, dış politikada AB’ye tam üyelik hedefinin canlandırılacağına, Türkiye’nin NATO üyesi olduğu gerçeğinin hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğine dikkat çekiyor. Masanın anlaştığı bir konu daha var ki; o da Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin tüm kurum ve kurallarına uyması gerektiği. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına uyulacağını anlatan dış politika kurmayları, Türkiye’yi HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile iş insanı Osman Kavala’yı “derhal serbest bırakmaya” davet eden kararlara öncelik verileceğini söylüyor.

“Rusya seçimlere müdahale ediyor”

Rusya’nın Türkiye’deki seçimlere müdahale edip etmediği Altılı Masa’nın dış politika kurmaylarınca da değerlendiriliyor. Rusya’nın özellikle Botaş’ın 20 milyar dolarlık borcunu ertelemesini “müdahale” olarak gördüklerini ve Putin yönetiminin seçimlerde Erdoğan’ı desteklediğini açıkça gösterdiğini anlatan dış politika kurmayları “Erdoğan, 20 milyar dolarlık borcunu şimdi ödemeyecek, o parayı seçim için kullanacak” diyor.

Dış politika kurmayları, Türkiye’de seçim sisteminin Amerika’daki gibi dijital veri ortamına dayanmaktan çok ıslak imzalı tutanaklara ve sandık sistemine dayandığını dikkate alarak “Hacker’lar devreye girmez. Biz ıslak imzalı tutanakları kontrol ederek seçim güvenliğinde daha etkin olacağız. Ama elbette ki sosyal medya kontrolü ya da dijital mecralarda hükümet yanlısı algının yayılmasına dönük müdahaleler olacaktır. Hepsine dönük önlem geliştiriyor” diyor.

Kılıçdaroğlu Almanya’ya gidiyor

Öte yandan CHP kurmaylarının verdiği bilgiye göre; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen siyasi yasak kararı nedeniyle yarıda kesip Türkiye’ye döndüğü Almanya ziyaretini ay sonuna kadar tamamlamayı planlıyor. Kılıçdaroğlu’nun dış politika başdanışmanı emekli büyükelçi Ünal Çeviköz de, CHP’nin dış politikasını anlatmak üzere önümüzdeki dönemde Brüksel ve Washington başta olmak üzere önemli başkentlerde temaslarda bulunacak.

- Advertisment -