Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) İyi Niyet Elçisi olan ABD’li oyuncu Angelina Jolie, Time dergisi için Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı hakkında yazar Elif Şafak’la konuştu.
Jolie: Türkiye 10 yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ne öncülük etmişti.
Angelina Jolie söyleşinin girişinde Türkiye’nin çekilme kararını değerlendirdi:
“Türkiye vatandaşları, hükümetlerinin kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti engelleyen Avrupa anlaşmasından, yani İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını protesto etmek için sokaklara döküldü. İsminden de anlaşıldığı gibi Türkiye, 10 yıl önce imzalandığında bu insan hakları anlaşmasına öncülük etmişti. Anlaşma hükümetlerin, aile içi şiddet, evliliklerde cinsel saldırı ve kadınların sünnet edilmesi dahil, kadın ve kız çocuklara yönelik şiddete karşı yasalar çıkarmasını ve bunları kovuşturmasını gerektiriyor.
“Türkiye hükümeti, anlaşmanın ‘eşcinselliği normalleştirmek’ ve Türk aile değerlerinin altını oymak için kullanıldığını savundu. Bu kararı eleştirenler bunun, hükümetin kadınlar ve azınlıklar pahasına muhafazakâr müttefiklerinin gözündeki pozisyonunu iyileştirme girişimi olduğunu söylüyor.
“Türkiye doğumlu romancı ve düşünür Elif Şafak’la, bu krize dair görüşlerini konuştum. O ve ben pandeminin başlarında mülteci konularına dair ortak bir ilgiyle yakınlaşıp, ilk kez geçen yıl konuşmaya başladık. Bu son haber nedeniyle onunla temas kurdum. Türkiye’nin kararının tersine çevrilmesi için mücadele eden erkek ve kadınlar hakkında, bu durumun küresel çaptaki kadın hakları açısından ne anlama geldiği hakkında konuştuk.”
Şafak: “Kadın cinayetlerinin arttığı bir dönemde yaşanıyor”
Angelina Jolie: Hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı Türkiye’de kadın hakları açısından ne anlama geldi?
Elif Şafak: Bunun, kadınlar, çocuklar ve LGBTQ toplumu için felaket içeren sonuçları olacak önemli bir gerileme olduğunu düşünüyorum. İstanbul Sözleşmesi, şiddete karşı savunmasız olan herkesi korumak adına elimizde bulunan en ilerlemeci uluslararası anlaşma. Türkiye bu anlaşmayı imzalayan ve onaylayan ilk ülkeydi ama şimdi terk ediyor. Bu benim kalbimi kırıyor, çünkü kadın cinayetlerinin arttığı bir dönemde yaşanıyor. Kadınların korumaya en çok ihtiyacı olduğu bir dönemde, hükümet tam tersini yapıyor.
Angelina Jolie: Bu durum, evinde şiddete maruz kalan genç bir kadına ne demiş oluyor?
Elif Şafak: Karar çifte bir anlam taşıyor. Kadınlara hayatlarının önemli olmadığını söylüyorsunuz. Ve şiddete yönelenlere de, suçlarının yasallaştığını söylüyorsunuz. Şiddet suçlularını cesaretlendiriyor.
Angelina Jolie: “Kadın haklarındaki gerilemeler, bundan sorumlu olanlar tarafından genellikle aile değerlerinin savunulması olarak meşrulaştırılıyor. Sanki şiddetin kapalı kapılar ardında kalması daha iyiymiş gibi. Buna yanıtınız nedir?
Elif Şafak: Birisi yaralandığında, istismara maruz kaldığında, bu özel bir mesele değildir. Dört duvar arasında kalamaz. Bu sessizlik duvarlarını kırmalıyız. Kimse istismarın ve şiddetin yaşandığı bir evde mutlu olamaz. Ve birçok ülkede, sanki mağdura bir iyilik yapıyorlarmış gibi, tecavüz suçlularına mağdurla evlenmeyi kabul etmeleri halinde verilecek cezaları hafifleten son derece sorunlu yasalar var.
Angelina Jolie: Bir örnek verir misin?
Elif Şafak: Fatma Altınmakas’ın hikayesi örneğin. Genç bir Kürt kadın eşinin erkek kardeşinin tecavüzüne uğradı. Cesurdu, bu konuda sessiz kalmayı reddetti. Saldırganı mahkemeye vermek istedi ama mahkemede ona Kürtçe tercüman verilmedi. Kendi hikâyesini anlatamadı. Sonra kocası onu, ailenin onuruna zarar verdiği gerekçesiyle öldürdü. Bu yaşananlar, azınlık mensubu, engelli, trans, yerli kadınların maruz kaldığı, birbiriyle kesişen baskı katmanları hakkında çok şey anlatıyor. Bütün sistem suçluları kayırıyor ve tekrar tekrar kurbanları cezalandırıyor.”