Ana SayfaHaberlerAnkara Emniyet Müdürü, Bahçeli’nin “soysuz çete” dediği emniyetçilere arka çıkmış: “İftira olduğunu...

Ankara Emniyet Müdürü, Bahçeli’nin “soysuz çete” dediği emniyetçilere arka çıkmış: “İftira olduğunu düşünüyorum”

Ayhan Bora Kaplan davası gizli tanığının, “Hükümet üyeleri aleyhinde ifade vermeye zorladılar” iddiası üzerine görevden alınan ve hükümete karşı “yeni 17-25 Aralık operasyonu”na kalkıştıkları iddia edilen emniyet müdürleri, Bahçeli’nin “Emniyet ve yargı içine yuvalanmış soysuz ve kripto çeteler…” sözlerinden bir gün sonra gözaltına alınmıştı. Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in aynı gün mülkiye müfettişlerine verdiği ifade ortaya çıktı: “İfadesinin zorla alındığına dair bilgim yok. Bunun bir iftira olduğunu düşünüyorum.”

Ayhan Bora Kaplan davasının hem sanığı hem gizli tanığı olan Serdar Sertçelik’in, “Hükümet üyeleri aleyhinde ifade vermeye zorladılar” iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Emniyeti’nde görevden alınan ve tutuklanan emniyet müdürlerinin de aralarında olduğu sanıkların yargılandığı dava yarın (18 Temmuz) Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.

Sertçelik’in iddiaları sonrası Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütü operasyonunu yürüten dönemin Ankara Emniyeti Müdür Yardımcısı Murat Çelik, dönemin Ankara Emniyeti Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, dönemin Ankara Emniyeti Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ile dönemin Ankara Emniyeti Organize Şube komiseri Ufuk Gültekin 9 Mayıs günü görevlerinden alınmıştı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin 14 Mayıs’taki grup toplantısında iddialarla ilgili “Emniyet ve yargı içine yuvalanmış soysuz ve kripto çetelerin yeniden Türkiye üzerinde hesap yaptığı görülmektedir. 17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin. Hepsini yaka paça içeri tıkmak da hukuk devletinin varlık ve şeref konusudur” demişti. Bahçeli’nin konuşmasından bir gün sonra emniyetçiler gözaltına alınmış, Öner adli kontrolle serbest bırakılırken diğer üç isim tutuklanmıştı.

“İftira olduğunu düşünüyorum”

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre; Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç, İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan idari soruşturma kapsamında 15 Mayıs 2024 tarihinde iki mülkiye müfettişine verdiği ifadede, Sertçelik’in ifadesinin zorla alındığına ilişkin bilgisinin olmadığını belirterek “Bunun bir iftira olduğunu düşünüyorum. Organize suç örgütünün şantaj ve tehditleri karşısında böyle bir iftirada bulunduğunu düşünüyorum” dedi.

“Sertçelik’in duruşmaya getirilmesi için çaba gösterdiler”

Dinç, emniyetçilerin gözaltına alındığı gün verdiği ifadesinde, Sertçelik’in dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ile internette yayımlanan ses kaydını görüşmenin internette yayımlandığı gün dinlediğini belirterek görevlilerin böyle bir konu olduğunu kendisine aktardığını ve sosyal medyadan ses kaydını dinlettiklerini söyledi. Tutanaklara göre, Dinç ifadesinde şunları söyledi:

“İlgili arkadaş olan Şevket Demircan’a bunu sorduğum zaman kendisi bana ‘Müdürüm, mahkeme başkanı, bana “Bu tanık bizim için önemli” dedi. Bu tanığın mahkemede ifade vermesini sağlamaya yönelik birkaç telefon görüşmesi yaptım. Muhtemelen Serdar Sertçelik telefon görüşmesini kaydetmiş’ dedi. Bu konunun mahkeme başkanının talebi doğrultusunda Şevket Demircan tarafından yapıldığını biliyorum. Benim görüşün diye bir talimatım olmadı. Görüşmelerin zamanı ve içeriği hakkında tarafıma herhangi bir bilgi verilmedi. Sadece Türkiye’ye getirilmesi için ikna faaliyetlerinin devam ettiği söylendi. Serdar Sertçelik’in duruşmaya getirilmesi için çaba gösterdiler. Bu görüşmelerin asıl amacının da bu olduğunun ancak tüm telefon görüşmelerinin içeriğinin dinlendiği zaman anlaşılacağını düşünüyorum.”

“Personelimizin gerekli dikkati göstermediğini fark ettim”

Şevket Demircan’ın da kayda aldığı bu görüşmeleri dinlediğini anımsatan Engin Dinç, “Sonradan kayıtları dinlediğimde görüşmeyi yapan personelimizin bazı gereksiz diyaloglara girdiğini gördüm. Gerekli dikkat ve özeni göstermediğini fark ettim” ifadesini kullandı.

Ancak Dinç, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü personelinin bunda bir kastının olduğunu veya bu işin karşılığında herhangi bir menfaat elde etmiş olabileceklerini düşünmediğini de ifadesini ekledi. 

15 yıla kadar hapis isteniyor

İddianamede, dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Gökhan Karaca ve Metehan İlkyaz ile sivil sanıklar Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik yargılanacak. 

Davanın tutuklu sanıkları Murat Çelik, Şevket Demircan, Ufuk Gültekin, Metehan İlkyaz ve Gökhan Karaca hakkında, görevi kötüye kullanma, göreve ilişkin sırrın açıklanması, suçluyu kayırma ve tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan 4’er yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Kerem Gökay Öner hakkında ise “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçları hariç, benzer suçlamalar yöneltiliyor.

Usulsüz rapor suçlaması

Polislerin arasında bulunduğu 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, polis olan şüphelilerin Serdar Sertçelik’i, hakkında gizli tanıklık kararı dahi alınmadan önce ve tüm soruşturma süreci boyunca görev ve yetkileri olmadığı halde koruyucu tavır takındıkları savunuluyor. Sertçelik’in ev hapsi kararını ihlal etmesi üzerine hakkında 24 Kasım’da ikinci gözaltı kararı verildiği anımsatılan iddianamede, Murat Çelik’in arasında bulunduğu 6 polisin gözaltı kararının uygulanmasını önlemek amacıyla o dönem ayağından vurulan Sertçelik’in yaralanması nedeniyle gözaltına alınamayacağına dair doktoru yönlendirerek usulsüz rapor aldıkları kaydediliyor. 

İddianamede, bu rapor sayesinde Serdar Sertçelik’in gözaltına alınması kararının yerine getirilmediği ve sonraki süreçte Sertçelik’in konutundan ayrılarak kaçtığı belirtildi. Ancak Sertçelik’in 26 Kasım’daki yaptığı telefon görüşmesinde Ufuk Gültekin ve Gökhan Karaca’ya yurt dışına gideceğini beyan ettiğine dikkat çekiliyor. İddianamede, polislerin Sertçelik’in İstanbul’a gittiğini bilmelerine karşın şüphelinin bulunmadığına dair tutanak tutarak adli makamları yanılttığı, Sertçelik’i koruyup kayırma amacıyla hareket ettikleri savunuluyor. 

İddianamede, Sertçelik’in 4 Aralık 2023 tarihinde yasadışı yollardan yurt dışına gitmesinin ardından bu sanık polislerin Sertçelik ile irtibat kurmaya devam ettikleri, yaptıkları telefon görüşmelerinde Sertçelik’in davada nasıl ifade vermeleri gerektiği, ifadesinde hangi değişiklikleri yapması ve kimleri ifadesine eklemesi gerektiğine dair yönlendirmeler yaptığı öne sürülüyor.

- Advertisment -