İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ya gönderdiği ve İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki şüpheli adli işlemlerle ilgili iddialardan bahsettiği şikayet mektubunun basında yer almasının ardından konuyla ilgili paylaşımlar yapması üzerine önce tanık olarak ifadeye çağrılan ardından hakkında soruşturma başlatılan ve yakalama kararı çıkartılan MAZLUMDER Cezaevi Komisyon Başkanı Av. Eyyup Akıncı ve MAZLUMDER üyesi avukatlar Küçükçekmece Adliyesi’nin önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması öncesi konuşan Akıncı şunları söyledi:
“Attığım bir tweet ile ilgili önce tanık olarak ifadeye çağrıldım. Ancak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duyurulan basın açıklaması ile suçlanmamdan ve soruşturmanın akıbeti ile alakalı yaptıkları açıklama nedeniyle onları samimi bulmadım. Müvekkillerim hakkında bilgi vermemin doğru olmayacağını düşünerek meslektaşlarımdan, müvekkillerimden aldığım duyum üzerine bir tweet paylaştım. Bu paylaşım sonrasında hakkımda soruşturma başlatıldı ve tanık olarak çağrıldım. Ardından geçen gün polisler ofisime geldi. Polislere ısrarla beni neden çağırdıklarını sordum ama bilmediklerini, sadece kendisini adliyeye götürmek için talimat aldıklarını söylediler. Ben de tanık olarak müvekkillerim hakkında bilgi veremeyeceğimi, soruşturmanın yürütülmesi usulüyle ilgili eleştirilerimi de beyan ettim ve gitmedim. Ardından hiç bilgim olmadan beni şüpheli olarak dosyaya eklemişler. Bir avukat olarak açıklama yapmam nedeniyle Adalet Bakanlığından herhangi bir izin alınmadan, yasal prosedürlere uyulmadan hakkımda yakalama kararı çıkartıldı.”
“Panik halinin göstergesi”
MAZLUMDER Genel Başkanı Kaya Kartal, Akıncı hakkında çıkartılan yakalama kararına tepki göstererek şu açıklamayı yaptı:
“İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar tarafından 6 Ekim tarihinde yargıda rüşvet ağı olduğu iddiasının ileri sürülmesiyle Hakimler ve Savcılar Kurulu’na yazılan şikayet mektubu üzerine soruşturma başlatılması herkesin malumu.
Meslektaşımız Avukat Eyyup Akıncı’nın, yargının içinde bulunduğu bu rüşvet çarkına ilişkin atmış olduğu tweetlerden kaynaklı olarak Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından rüşvet iddiaları hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturma kapsamında meslektaşımız Av. Eyyup AKINCI önce tanık olarak davet edilmiş akabinde şüpheli olarak dosyaya eklenmiş hemen ardından dosyaya erişmemizin önüne geçilmeye çalışılmış, sürece ilişkin hukuki haklarımızın kullanımı engellenmeye çalışılmıştır. Bununla da yetinilmeyerek müvekkil meslektaş hakkında ivedi bir şekilde yakalama kararı verilmiştir.
Meslektaşımız Av. Eyyup AKINCI hakkında doğrudan yakalama kararı verilmesi yargının içinde bulunduğu panik halin göstergesidir. Yargıdaki menfaat temelleri üzerine kurulmuş ilişkiler nedeniyle mesleğimizi ifa edemez hale gelmiş bulunmaktayız.
Son yıllarda yargıda değişen atmosfer neticesinde adalet ve zulüm arasında gidip gelen o hassas terazinin zulme meyletmesinden kaygılı ve şikâyetçiyiz. Muhtelif menfaat ittifaklarının, mücrimleri ödüllendirmesinden ve bu mücrimlerin cürümlerinden şu ya da bu şekilde etkilenmiş mağdurları cezalandırmasından rahatsızız.
Menfaat ve rantlan dışında herhangi bir derdi olmayan, vicdanına sağırlaşmış, hak ve adalet taleplerine kulaklarını tıkamış mankurtlaşmış yargı elitleri tarafından yargılanmaktan rahatsızız. Adaletten yana saf tutmak imtihanında ağır ağır kaybedişlere şahit oluyoruz. Menfaat temelleri üzerine inşa edilen bu düzende, bir sırtın sarsılmasıyla ona müstenit tüm sırtların da ardı ardına döküldüklerine şahit oluyoruz.
Kendilerini adil ve vicdanlı olmaya çağıranları yargılayarak herkesi birer uysal koyun olmaya davet edenlerle, toplumun adalet duygusunu zedeleyen her türlü fiile meşruiyet kazandırdığını düşünen yargı elitlerinin baskısına boyun eğmeyeceğiz.
Meslektaşımız Av. Eyyup AKINCI tarafından yapılan paylaşımlar siz meslektaşlarımızın tanıklıklarına ve adalet arayışındaki karşılaştıkları mağduriyetlerine sesleniyorsa, sizleri de menfaat çarkına çomak sokanların değil bunu ifşa edenlerin şüpheli olarak yaftalanmasına karşı çıkmaya, tarihe not düşerek biz bu adaletsizliğe sessiz kalmadık diyebilme imkânına sahip olmaya davet ediyoruz.”