Ana SayfaHaberlerDünyaBerlusconi’ye veda: En unutulmaz gafları ve skandalları

Berlusconi’ye veda: En unutulmaz gafları ve skandalları

86 yaşında ölen eski İtalya Başbakanı Berlusconi, şehri Milano’nun katedralinde cenaze töreni düzenledi. Türkiye’yi Hakan Fidan’ın temsil ettiği cenazeye dünya liderlerinden Orban, Katar Emiri ve Irak Başbakanı katıldı. Berlusconi sevenler katedral önünde Milan bayrağı salladı, “Zıplamayan komünisttir” diye bağırdı. Reuters, Berlusconi’nin en unutulmaz gafları ve skandallarını derledi: Mussolini övgüleri ve Holokost şakaları, Kaddafi’den öğrendiği Bunga Bunga partileri, Obama'nın 'yanık yeni’ ve Putin’e gönderdiği aşk mektupları

86 yaşında ölen eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi için Milano Katedrali’nde cenaze töreni düzenlendi.

Berlusconi’nin partisi Haydi İtalya’nın da içinde yer aldığı koalisyon hükümeti, ülkede ulusal yas ilan etti, bayraklar yarıya indirildi.

Cenazeye İtalya Cumhurbaşkanı Mattarella, Başbakan Meloni  ile birlikte sınırlı sayıda yabancı lider katıldı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ve Irak Devlet Başkanı Abdullatif Reşid cenaze için İtalya’ya geldi. Türkiye’yi  Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve AK Parti  sözcüsü Ömer Çelik temsil etti.

Berlusconi’nin iki evliliğinden olan 5 çocuğu ile son sevgilisi Marta Fascina da cenazedeydi.

Katedralin önünde toplanan kalabalık Milan bayrakları salladı. Forza İtalya’nın sloganlarını attı: “Tek başkan, tek bir başkan var”, “Zıplamayan komünisttir.”

Berlusconi, gafların ve skandalların siyasetçisiydi.

Yakın arkadaşı Libya diktatörü Kaddafi tarafından düzenlenen yemek sonrası seks partilerinden, Holokost’u Anma Gününde İtalyan Faşist lider Mussolini’yi övmeye varıncaya kadar meşhur gaflara ve skandallara imza atmıştı.

“Daha politik doğruculuk kavramı yerleşmeden ve bu günkü gibi bir ‘çılgınlığa dönüşmeden’ çok önce, Berlusconi politik doğruculuğu dumura uğratıyordu. Hatta çoğu durumda, bu kavramın bizzat kendisinin katkısıyla gelişmiş olduğunu bile söyleyebiliriz” diyen Reuters Berlusconi’nin en meşhur dört gafını derledi.


Bunga Bunga

Medya patronu olan Berlusconi saraylar kadar görkemli evi Villa San Martino’da abartılı partiler düzenlemekle ünlüydü. Bu ünü sonunda hem villanın hem de Bunga Bunga teriminin kendi Wikipedia sayfalarına sahip olacak kadar ünlenmelerine yol açtı.

Görünüşe göre “Bunga Bunga” terimi, Berlusconi’ye yakın dostu olan merhum Kaddafi tarafından öğretilmiş. Terim Kaddafi’nin düzenlediği yemekler sonrasında verilen seks partilerine atıfta bulunuyor.

Berlusconi bu yemeklerin “zarif ve kibar yemekler” olduğunu iddia ederken, geri kalan herkes söz konusu ziyafetlerin fuhuş, reşit olmayan bireyleri içeren ziyafetler olduğunu ve “gücün kötüye kullanıldığı aşağılayıcı” bir karşılığı olduğunu söylüyor.

İtalyan lider 2013 yılında reşit olmayan bir hayat kadınıyla cinsel ilişkide bulunmaktan yedi yıl hapis cezasına çarptırılmıştı, ancak suçlama bir yıl sonra temyiz mahkemesinde bozuldu.

Faşist Nostalji

Berlusconi, Mussolini’nin torunuyla

Daha Giorgia Meloni’nin İtalya’nın faşist geçmişine duyduğu özlemi dile getirmesinden on yıl önce, Berlusconi Yahudi antisemitist yasalar çıkartan ve ülkedeki küçük Yahudi cemaatinin çoğunluğunun imha kamplarına süren diktatör Benito Mussolini’yi “ülkeye yaptığı iyilik ve katkıları” dolayısıyla övmüştü. Dahası bu açıklamaları tam da Holokost’u Anma Günü’nde yapmıştı.

Bu, Siyasi puan toplamak için Holokost’tan yararlandığı tek durum değil. 2003 yılında Avrupa Konseyi başkanı olduğunda Berlusconi, kürsüye çıkarak Alman rakibi Martin Schultz’a hitaben “kapo” diyerek saldırdı. Kapo terimi, Nazi toplama kamplarında diğer mahkûmlara göz kulak olması karşılığında özel ayrıcalıklar verilen bir mahkûm anlamına geliyor.

2010 yılında ise Nazi Almanya’sında Holokost olayları sürerken bir Yahudi’nin bir başka Yahudi’yi saklamak için 3000 Euro istediği bir fıkrayı anlatıp duruyordu. Fıkra’nın sözde komik noktası da, Yahudi’nin “şimdi asıl sorun bu Yahudi’ye Hitlerin öldüğünü ve savaşın bittiğini söylesek mi söylemesek mi” demesiymiş.

Obama’nın Yanık Teni

Berlusconi’nin azınlıklarla kurduğu problemli ilişki sadece Yahudilerle sınırlı değil.  Obama’nın ilk siyahi ABD Başkanı olarak seçilmesi sonrası, Berlusconi çiçeği burnunda Başkana hitaben “yakışıklı, genç ve yanık tenli” yakıştırmalarında bulunmuştu. Hatta Amerika tarafından ayıplanmasından sonra bile aynı şakaya devam etti. 2009’da yapılan G-20 zirvesinde Barack ve Michelle Obama çiftiyle karşılaştığında “buna inanmayacaksınız ama ikisi de güneş banyosu yapıyor olmalı çünkü karısı da kendisi gibi bronzlaşmış” diyordu.  Aynı şekilde Buckingham Sarayı’ndaki zirve de liderler grup fotoğrafı için yerlerine geçerken, “Bay Obama” diye haykırarak bir ‘şakada’ daha bulundu, Kraliçe II. Elizabeth ise Berlusconi’nin bu şakasına sert bir bakış fırlatarak karşılık vermişti.

Berlusconi’nin Obama ile ilişkisinde gerçekten tuhaf bir şeyler var. Örneğin, reşit olmayan bir hayat kadınıyla cinsel ilişkiye girmekten yargılandığı bir duruşmada, seks partilerine katılan kadınlardan bir tanesi, Berlusconiyi etkilemek için Obama gibi giyinerek ona striptiz yaptığını söylemişti.


Çin ve Çinli fobisi ve Rus Hayranlığı

Vladimir Putin ile “aşk mektupları” ve şarap hediyelerini de içeren sıcak bir ilişki kurmasıyla övünüyordu; görüşüne göre de Kremlin Ukrayna ile savaşmaya “itilmişti”. Putin de “sevgili” arkadaşı Berlusconi’den övgüyle bahseden tek dünya lideri. Berlusconi’nin Rusya ile kurduğu bu yakın ve sıcak bağ, kendisinin Ukrayna işgaline karşı bakış açısını da oldukça renklendirmişti. “Zelenskyy’nin yapması gereken tek şeyin, Donbas üzerindeki iki özerk cumhuriyete saldırmayı bırakmak olduğunu, saldırmasaydı bu yaşananların hiçbirine gerek kalmayacağını” söylüyor, Zelenskyy’i suçluyordu.  “Bu beyefendinin davranışlarını oldukça olumsuz buluyorum”, diyordu.

Batının geleceği için “gerçek bir tehlike” olarak gördüğü Çin’e karşı çok sert bir tavır takınmıştı. Bu uğurda, Avrupa’da askeri işbirliğini ve harcamaları destekleme çağrısında bile bulundu. Çinlilerle ilişkileri ve Çinlilere dair görüşleri hiçbir zaman iyi olmadı. Berlusconi Çinlilere dair konularda jeopolitik gerginliklerle de sınırlı kalmıyordu; örneğin 2006 yılında Çinli komünistlerin “çocuk yediklerine” dair bir şaka daha yaptı ve Pekin’in bütün öfkesini üzerine çekti. Bir diğer açıklamasında Komünizmin Kara Kitabı adlı eserin “komünist Mao Çin’inin çocukları yemediğini, fakat tarlaları gübrelemek için çocukları kaynatıp gübre yapıklarını” kanıtladığını söylüyordu…

- Advertisment -