Ana SayfaANALİZLER“Biden en başta ‘kaya gibi arkandayım’ dediği için şimdi Netanyahu’ya laf dinletemiyor”

“Biden en başta ‘kaya gibi arkandayım’ dediği için şimdi Netanyahu’ya laf dinletemiyor”

Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor: “Amerika ile Netanyahu arasındaki fikir ayrılığı iyice belli oldu; gerek ateşkes konusunda gerek de savaştan sonra Filistin’in geleceği ile ilgili. Tabii en başta ‘kaya gibi arkandayım’ deyip ipi Netanyahu’ya verirseniz böyle olur.”, “Son günlerde ateşkes sesleri yükselmeye başladı. Almanlardan bile. Almanlardan bile diyorum çünkü kendilerini İsrail’in hamisi ilan ettiler. Ona rağmen onlar bile ateşkesten yana olduklarını açıkladılar.”, “Harbin devam etmesi, sıçramasına da yol açabilir. Bu tehlikeli bir ihtimal.”

Gündemde yine maalesef Gazze var. Amerika ile Netanyahu arasındaki fikir ayrılığı iyice belli oldu; gerek ateşkes konusunda gerek de savaştan sonra Filistin’in geleceği ile ilgili. Tabii en başta ‘kaya gibi arkandayım’ deyip ipi Netanyahu’ya verirseniz böyle olur. Netanyahu dinlemiyor ABD’yi, ABD de dinletmek için laf söylemek dışında pek bir şey yapmıyor. Silah yardımı ve ekonomik yardımı durdurabileceğini söylemiyor. Netanyahu’yu durdurabilmesi için bunu söylemesi lazım.

Avrupa Birliği bölünmüş vaziyette. Son zirvede Ukrayna konusunda 14 madde varken Ortadoğu’da hiçbir şey söyleyemediler. Bu da AB’nin şu anda tamamen Ortadoğu’da oyun dışında kaldığını gösteriyor.

Son günlerde ateşkes sesleri yükselmeye başladı. Almanlardan bile. Almanlardan bile diyorum çünkü kendilerini İsrail’in hamisi ilan ettiler. Ona rağmen onlar bile ateşkesten yana olduklarını açıkladılar. Ama bir bütünlük içinde hareket etmiyorlar. Hollanda mesela F-35’in parçalarını İsrail’e satma kararı aldı, tam da harbin ortasında. Olacak şey değil. AB içinde Filistin halkı yanında en yüksek sesleri İspanya, Belçika ve Fransa gösteriyor. Kuzey ülkelerinden bir ses yok.

Bu harple bağlantılı olarak Kızıldeniz’de taşımacılık sekteye uğramış durumda. Korsanlar kargo gemilerini hedef almaya başladılar. Bunun üzerine ABD ve Avrupa ne yapabiliriz diye düşünmeye başladılar.

Harbin devam etmesi, sıçramasına da yol açabilir. Bu tehlikeli bir ihtimal.

Gelelim ABD’ye. Amerika’da eskiden dış politikada iki parti de birlikte hareket ederdi. Son zamanlarda bu beraber hareket etme son buldu. Beyaz Saray, Ukrayna ve İsrail’e yardım etmek için Cumhuriyetçiler ile pazarlık halinde. Cumhuriyetçiler bu yardıma karşı değil ama Temsilciler Meclisi’nden yardımı geçirmek için mülteci akımının durdurulmasını istiyorlar. Biden durdursa geçirecekler, durdurmazsa da geçiremeyecek. Durdurmama sebebi ise ABD’nin iş gücü ihtiyacı. Sonunda bir pazarlık yapılacak ve herhalde anlaşmaya varacaklar. Biraz Biden verecek, biraz Cumhuriyetçiler verecek.

ABD birçok konuda kendi içinde hem fikir olamadığı için dünya siyasetindeki etkisi de azalıyor. Bu da tabii Rusya ve Çin’in işine geliyor. Yani oyun kuramayan bir Amerika ortada görülüyor ama gücünü diplomasiye yansıtamıyor.

Dünya tatsız bir yer. Filistin’deki durum çok ciddi… Bir insanlık dramını bile aşan bir durum söz konusu… Allah hepimizi korusun.

- Advertisment -