Mainz şehri, bu yılın sonunda, COVID-19 aşısını geliştiren BioNTech’ten 1,09 milyar euro vergi alacak. Her ne kadar bu devasa meblağ, şehre hatırı sayılır yatırımlarda bulunulmasına olanak sağlıyor da olsa, belediye başkanının projesinin oldukça hesaplı olması amaçlanıyor. Belediyenin alacağı ticari kazanç vergisinin büyük kısmını oluşturan 700 milyon avroluk meblağ, belediyenin borçlarının bir bölümünün geri ödenmesi için kullanılacak.
Belediyelerin borçları
Michael Ebling, “ne yazık ki Mainz, BioNTech sayesinde zenginleşmeyecek” diyerek hayıflanıyor, zira Fransa sınırındaki Rheinland-Pfalz eyaletinin başkenti konumunda olan Mainz’in borçları, son yıllarda bir milyar euro’yu aşmış durumda. Üstelik belediye meclisi, pandeminin yarattığı olumsuzluklar nedeniyle bütçede 36 milyon euro’luk bir açık daha oluşmasını öngörüyordu. Ancak BioNTech, bu karamsar tabloyu tersine çevirdi.
Şans eseri, şirketin genel merkezi de ”altın madeninde” anlamına gelen An der Goldgrube Caddesi 12 numarada yer alıyor. Almanya vatandaşı Türk göçmenler Uğur Şahin ve Özlem Türeci tarafından kurulan ve ilaç firması Pfizer ile işbirliğinde bulunan biyoteknoloji laboratuvarı BioNTech, COVID-19 aşısının geliştirilmesinde öncü rol oynadı.
Pfizer ve BioNTech, Aralık 2020’den bu yana 160’tan fazla ülkeye yaklaşık 2,3 milyar doz aşı sattı. Bu nedenle BioNTech, Mainz’de ikamet eden 200.000 kişi için adeta altın yumurtlayan bir tavuk halini almış durumda. Zira Fransa’da olduğu gibi Almanya’da da her şirket, gelirinin belirli bir miktarını şirketin yer aldığı belediyeye bağışlamakla yükümlü. Ticari kazançlardan elde edilen bu vergi, şehirlerin önemli finansman kaynakları arasında yer alıyor.
Ülkedeki her beş belediyeden birinin ağır borç yükü altında olduğu Almanya’da bu durum, başta ülkenin batısındaki belediyeler için olmak üzere ciddi bir sorun teşkil ediyor. Eski maliye bakanı, ülkenin müstakbel şansölyesi ve sosyal demokrat siyasetçi Olaf Scholz, görev süresi boyunca hükümeti bu durumdan en çok etkilenen belediyelere yardımcı olmaya ikna etmeye çalıştı. Ancak Angela Merkel’in liderliğindeki Hristiyan Demokrat Birliği, Scholz’un bu çağrısına her seferinde karşı çıktı.
‘’Hakiki bir uluslararası merkez üssü”
Çok yakında hükümetin başına geçmesi beklenen Scholz, ülkedeki belediyelerin yaklaşık 40 milyar avroluk borcu karşısında planını yeniden başlatmayı amaçlıyor. Bu durum, Alman ekonomisinin belirgin bir yavaşlama sürecine girdiği pandemi döneminde daha da kötü bir hal aldı. Almanya Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Uwe Zimmermann, ülke ekonomisinin buna ek olarak 12 milyar avro zarar ettiğini söylüyor.
Geçmişte demir çelik sektörünün çökmesiyle belediye kasalarının boşaldığı Saarland eyaletinde yaşandığı gibi, endüstriyel bağımlılıklarının (dépendance industrielle) belediyeleri mali yıkıma sürükleyebileceğine inanan Zimmermann, belediyelere ekonomik faaliyetlerini çeşitlendirme tavsiyesinde bulunuyor. Mainz belediye başkanı, borcun geri ödenmesine ek olarak, toplu taşımayı yenilemeyi, park ve bahçelerde bakım yapmayı ve sosyal konutları geliştirmek için daha fazla arazi satın almayı planlıyor.
Mainz’de uzun yıllardır kemer sıkma politikaları uygulandığının altını çizen Michael Ebling, “son yıllarda kiralar patladı” diyor. BioNTech’in başarısıyla birlikte belediye meclisi, şehirdeki biyoteknoloji endüstrisini geliştirerek burada “hakiki bir uluslararası merkez üssü” kurmak istiyor. 30 hektarlık bir alanda kurulacak bir bilim kampüsünün, önümüzdeki on yılda yaklaşık 5.000 kişinin istihdam edilmesine yol açması bekleniyor.
Orijinali:
Çeviren: Deniz Karakullukcu