Ana SayfaANALİZLERÇEVİRİ | Sadece Putin değil: Rusların çoğu Ukrayna'daki savaşı destekliyor

ÇEVİRİ | Sadece Putin değil: Rusların çoğu Ukrayna’daki savaşı destekliyor

Atlantic Council editörü Peter Dickinson yazdı: Rusya'nın Ukrayna’yı işgalinin yarattığı şokun ve dehşetin arasında, birçokları, yaşanan her şeyi yalnızca Vladimir Putin'in üzerine yıkmaya çalıştı. "Deli Vlad"ın varlığından bahsetmek, aslında çok daha karanlık bir hakikati gölgeleyen bir efsaneden ibaret. Ukrayna’nın işgali Rusların büyük bir çoğunluğu tarafından coşkuyla benimsenen dış politika hedefleriyle tamamen tutarlı. Bu savaş, Putin'in olduğu kadar onların da savaşı. Putin'in halk desteği, savaşın başladığı haftada yüzde altı oranında artarak %70'e ulaştı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yarattığı şokun ve dehşetin arasında, birçokları, yaşanan her şeyi yalnızca Vladimir Putin’in üzerine yıkmaya çalıştı. Öyle ki, uluslararası kamuoyunun Avrupa’nın orta yerine gerçekleşen akıl almaz görüntülere bir anlam vermeye çalıştığı şu günlerde, Putin’in aklını yitirdiğine inanmak mantığa ters düşmüyor.  

Ukrayna’daki katliamın, tek bir adamın suç teşkil eden deliliğine bağlı olduğu fikri insana güven veriyor. Bununla birlikte, bir “Deli Vlad”ın varlığından bahsetmek, aslında çok daha karanlık bir hakikati gölgeleyen bir efsaneden ibaret.

Rus hükümdarının yakından bildiğimiz Ukrayna takıntısı, her ne kadar İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da yaşanan en büyük çatışmanın alevlenmesinde etkili olsa da, Putin’in Ukrayna’yı işgal etme kararı, uzun süredir devam eden hükümet açıklamalarıyla ve Rusların büyük bir çoğunluğu tarafından coşkuyla benimsenen dış politika hedefleriyle tamamen tutarlıydı. Bu savaş, Putin’in olduğu kadar onların da savaşı.

Yapılan son anketlerde, Rus halkının Ukrayna’daki savaşa verdiği desteğin boyutu açıkça görülüyor. Putin’in halk desteği, 24 Şubat işgalini takip eden günlerde son yılların en yüksek seviyesine yükseldi. Devlete bağlı anket şirketi VTsIOM’a göre, Putin’in halk desteği, savaşın başladığı haftada yüzde altı oranında artarak %70’e ulaştı. Bir diğer anket kuruluşu FOM, aynı dönemde yüzde yedi artış kaydederek Putin’in halk desteğini yüzde 71 gösterdi.

Sıradan Ruslar, savaşa yönelik çabaları alenen desteklemek için adeta sıraya girmiş durumdalar. Ukrayna’da Rus birlikleri tarafından kullanılan “Z” sembolünün, ülke genelinde bir destek sembolü olarak kullanımı giderek daha yaygın bir hale gelirken, kamusal figürlerden ve profesyonel kolektiflerden oluşan kabarık bir liste, geçtiğimiz günlerde işgali destekleyen açıklamalarda bulundu. Dahası, Rusya’daki 250 üniversitenin rektörleri, 4 Mart’ta Rus Rektörler Birliği tarafından savaşı meşrulaştıran ve Rusları Putin’in etrafında toplanmaya çağıran resmi bir metin yayımladı.

Bütün bunlar yaşanırken, işgale karşı başlayan iç muhalefet hareketleri tam bir hayal kırıklığı oldu. Rusya genelinde birçok şehirde protestolar düzenlendi, ancak büyük kalabalıkları çekmeyi başaramayan bu çabalar herhangi bir ivme kazanamadı.

Rus protestocuların bireysel cesareti tartışmasız olsa da, savaş karşıtı mitinglerin yüzbinleri çektiğini görmeden ülkede kayda değer bir muhalefet hareketinin ortaya çıktığını söylemek mümkün değil. Şu anda, bunun gerçekleşmesinin muhtemel olduğuna yönelik hiçbir emare bulunmuyor. Gerçekten de çoğu Rus, komşu ülkeleri Ukrayna’da orduları tarafından işlenen savaş suçlarından ziyade, uluslararası markalarının Rusya’dan çekilmesinden endişe duyuyor.

Pek çok Rus, Putin’in işgalinin sonucunda yaşanan vahşeti inkâr ediyor. Çatışmaların başlamasından bu yana uluslararası medyada, Ukraynalıların, Rus akrabalarını, Rus ordusunun yaşadıkları kasabaları ve şehirleri bombaladığına ikna edemediklerini anlatan çok sayıda haber çıktı.

Rus halkına çocuk muamelesi yapıp doğru bilgiden mahrum bırakıldıklarını iddia etmek cazip gelse de bu fikir hiç de akla yatkın değil. Rusya’da ana akım medya uzun yıllardır Kremlin’in demir yumruğuyla yönetildiği için propaganda sanatında uzmanlaşan Rus halkı, istediği takdirde alternatif bilgi kaynaklarına kolayca erişebilir. Ürpertici gerçek şu ki, on milyonlarca Rus, Kremlin’in resmi televizyonu tarafından desteklenen ve adeta Orwell romanlarından fırlamış yalanları kolayca benimseyerek ülkedeki savaş çığırtkanlarıyla aynı duyguları paylaşıyor.

Ancak bugünkü savaş yanlısı ruh hali bir gecede ortaya çıkmadı. Yüzyıllar boyunca Rusya, Ukrayna’nın bağımsız bir devlet olma mücadelesine şiddetle karşı koydu. Bu süreçte Ruslar, Ukrayna’nın disipline ve yönlendirmeye ihtiyacı olan küçük bir kardeş olarak küçümsendiği bir bakış açısını benimsemeye teşvik edildi.

Ukrayna kimliğini yansıtan geleneksel ifade biçimleri genel hatlarıyla hoş karşılansa da, Ukrayna’nın ayrı bir ulus olması fikrine yönelik her türlü girişim, Rusya’ya yönelik doğrudan bir saldırı olarak yorumlandı ve buna göre tepki verildi. Ukrayna’nın otuz yılı aşkın süredir bağımsız bir devlet olmasına rağmen, bu tür emperyalist düşünceler bugünün Rusya’sında bütün canlılığını koruyor.

Geçtiğimiz sekiz yılda Kremlin, toplumdaki bu derinlere kök salmış önyargıları ve kızgınlıkları daha da alevlendirdi. 2014 yılında Kırım’ın ilhakından ve Moskova’nın Ukrayna’nın doğusundaki askeri müdahalesinden bu yana, Rus halkı, Nazilerle eşdeğer gördükleri Ukraynalıları Batı’nın kuklaları olarak damgalayıp onları şeytanlaştırmaları için tasarlanmış bir dezenformasyon sürecine tabi tutuldu. Putin’in kendi deyişiyle, modern Ukrayna, Rusya için varoluşsal bir tehdit oluşturan “Rusya karşıtı” bir yapı haline geldi.

Rus halkının büyük bölümünün işgale verdiği desteği göz önünde bulundurduğumuzda, yaptırımların veya küresel boyutta bir kınamanın, Putin’i siyasi tercihlerinde bir değişiklik yapmaya ikna etmesini beklemek gerçekçi değil. Aksine, uluslararası toplum tarafından dayatılan ekonomik yaptırımlar, yalnızca daha fazla Rus’u savaşı desteklemeye ve onları Ukrayna’nın bağımsızlığının, geniş çaplı bir Rusya karşıtı komplonun parçası olduğuna inanmaya teşvik edecektir. Bu alternatif gerçeklikte ülkede yaşanacak artan zorluklar, Rusya’yı dış mihraklara karşı savunmanın kaçınılmaz bedeli olarak görülecektir.

Eğer dünyanın demokratik ülkeleri Putin’i durdurma konusunda ciddiyse, savaşa karşı Rusya içinden bir muhalif hareket ortaya çıkacağına dair bütün umutları terk edilmelidir. Rusların çoğu, Putin’in Ukrayna’nın zaptedilmesi konusundaki saplantısını paylaşmaya devam ettiği sürece, saray darbeleri veya halk ayaklanmaları yaşanmayacak. Hatırı sayılır bir etki yaratmanın tek yolu, Ukrayna’nın kendi kendisini savunma kabiliyetini büyük ölçüde artırırken, bunun yanında Rusya’yı, savaş makinesini finanse etmek için ihtiyacı olan gelirlerinden mahrum bırakmaktır.

Ukrayna’nın işgali, Rus halkının desteğini bütün gücüyle hisseden Putin’in iktidarı için bir dönüm noktası olacak. Kuşkusuz ki Putin, elindeki bütün kartları oynayıp son nefesini verene dek geri adım atmayacaktır.

Orijinali:

https://www.atlanticcouncil.org/blogs/ukrainealert/not-just-putin-most-russians-support-the-war-in-ukraine/

Çeviren: Deniz Karakullukcu

- Advertisment -