Davutoğlu’nun açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Halktan kopan siyasi hareketlerin ne hale geldiğini birçok örnekte gördüğümüz gibi son olarak iktidarın Ak Parti’nin yıpranmasında da çok açık bir şekilde görüyoruz.”
“Her fırsatta geldiğimde bende Diyarbakır feyz aldığımı halkın bilincinden istifade ettiğimi hep vurgulamışımdır. Bu sene Diyarbakır ziyaretimizi bir başka yıldönümüne denk getirmeyi bilinçli olarak tercih ettim.”
“Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümü. O yıllarda biz üniversite çağlarındaydık farklı görüşlere mensup gençler önce birbirleriyle çatıştırıldılar. Bir grup genç ‘bağımsız Türkiye’ diyordu, bir grup genç ‘Büyük, güçlü Türkiye’ diyordu, bir grup genç ‘Adil Türkiye’ diyordu.”
“Ama 70’li yılların sonrasında çok büyük acılar yaşadık arkadaşlarımızı kaybettik. Ve 12 Eylül’ün alt yapısını hazırlandıktan sonra da 12 Eylül darbesiyle ülke karanlığa gömüldü bütün özgürlükler askıya alındı, partiler kapatıldı.”
“Bu acılardan hemen her kesim nasiplendi ama en çok da Diyarbakır hapishanesi böyle bir karanlık dönemin sembolü haline geldi ve insan onurunun ayaklar altına alındığı ve tutukluların büyük ızdıraplar ve insan onurunu zedeleyen uygulamalara muhaddep kılındıkları bir kara dönem başladı.”
“Türkiye gittikçe otoriterleşti”
“Türkiye’de demokrasiye ne zaman ket vurulmuşsa ne zaman otoriterleşme eğilimi ortaya çıkmışsa üç fay hattını istismar ederek bu otoriterleşme eğilimleri güç buldu. Birisi etnik bir fay hattı olarak Türk-Kürt diye sunulmaya çalışan bir alan, birisi Sünni-Alevi mezhebi gerilim hattı biriside laik-muhafazakar gerilim hattı.”
“100 yıllık cumhuriyet tarihimizin ikinci yüzyılına girerken geçen yüzyılın korkularından, dürtülerinden, bıraktığı kötü miraslardan arınma ümidiyle siyaset yaptık biz.”
“Son yıllarda benimde Ak Parti’den ayrılmama teşkil edecek ve yeni bir siyasi hareketi başlatmamıza zemin olacak şekilde gelişmelerle Türkiye gittikçe otoriterleşti. 90’lı yılların bütün aktörleri geri geldi, 90’lı yılların korkuları geri geldi, 90’lı yılların hamasi dili geri geldi, yolsuzluklar her yere sirayet etti.”
“Akraba kayırmacılığı, kaynakların israf edilmesi, kibir, lüks, şatafat ve 2023 yılına girerken cumhuriyetin 100 yılındaki bütün hatalar, eksiklikler, halktan kopuş elitist tavır bütün bunlar tekrar hortladı.”
“İşte biz Gelecek Partisini buna karşı insan onuruna dayanan ve her vatandaşın anadiline, kimliğine hiçbir şekilde reddetmeksin amasız, fakatsız saygı gösteren bir anlayışla; yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele eden yeni bir ekonomi ve temiz siyaset anlayışıyla Gelecek Partisini kurduk ve iki yıl içerisinde bütün baskılara rağmen çok ciddi mesafeler aldık.”
Kürtçe eğitimi parti programımıza yazdık
Kürdistan24 muhabirinin Kürtçe olarak sorduğu “Bölge halkından hangi sorunlar size yansıyor” sorusuna, “Keşke hiç çeviriye ihtiyaç olmadan anlayabilseydim” diyerek başladığı yanıtında şunları söyledi:
“Kürtçe üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması ve eğitim-öğretimde Kürtçe’nin kullanılması en önemli talep olarak gündeme geliyor. Bizim bu konudaki tutumumuz zaten parti programımızda belli. Ana dillerin eğitim-öğretimde kullanılmasını ilk defa açıkça parti programına yazan parti biziz.”
Bölge halkından belediyelere atanan kayyumlarla ilgili tepkiler duyduğunu söyleyen Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Ben demokrasiye inanmış biri olarak, sadece halkın iradesini almış kişilerin yönetme meşruiyetine sahip olduğuna inanırım.”
“Batı’da bir belediye başkanı görevden alınırsa, belediye meclisi içinden seçilir; Doğu’da alınırsa kaymakam ya da vali ya da başka birisi kayyum atanır. Bu Türkiye’ye yakışmayan, utanç verici bir tablodur. Demokrasilerde seçilen kişiye saygı sadece o kişiye saygı değil, onun için oy kullanan vatandaşlara saygıdır.”
“Suçluysa suçu tespit edilir, ondan sonra görevden alınır. İdari kararla görevden alınmaz. Yerine de belediye meclisinden, seçilmişler arasından birisi seçilir. Bunu da parti programına yazan ilk parti biziz.”