Ana SayfaHaberlerDeniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmelerinin 50. yılında anılıyor

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmelerinin 50. yılında anılıyor

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edildi. Türkiye devrimci hareketinin önderleri 50. yıldönümünde anılıyor. Başta sosyal medya olmak üzere, “Üç Fidan” olarak anılan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için çok sayıda mesaj paylaşılıyor.

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan elli yıl önce bugün idam edildi. 1971’de başlayan THKO-1 Davası’nda yargılanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, TCK’nin 146. maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle, 146/1. madde uyarınca idam cezasına çarptırılmıştı.

50 YIL ÖNCE İDAM EDİLDİLER

Türkiye’de sağ ile sol gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaşmaya başladığı 1970 yılında Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan ile birlikte Ankara’da Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurdu.

Ocak 1971’de THKO adına Ankara’da bir banka soygunu gerçekleştirildi. Bunun ardından halihazırda hakkında yakalanma kararı olan Gezmiş ve Yusuf Aslan “vur emri” ile aranmaya başladı ve haklarında ödül kondu.

Gezmiş ve Aslan, 12 Mart 1971’deki muhtıradan sört gün sonra Sivas’ın Gemerek ilçesinde yakalanırken, bundan bir hafta sonra da Hüseyin İnan Kayseri’de yakalandı.

Gezmiş, Aslan ve İnan; Ankara 1 No.lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından yargılandı.

Yapılan yargılama sonucunda Türk Ceza Kanunu’nun 146’ncı maddesi uyarınca suçlu bulundular ve idam cezasına çarptırıldılar.

Daha sonra idam kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından da onaylandı.

TBMM’de “3-3” bağırışları arasında Gezmiş, Aslan ve İnan’ın idamına onay verildi.

Deniz Gezmiş‘in son istekleri hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir. Yazar Erdal Öz’ün yaptığı görüşmelerde son olarak Rodrigo’nun “Aranjuez” Gitar Konçertosunu dinlemek ve bir bardak çay içmek istediği geçse de avukatı bunu doğrulamamıştır. Ancak ölümünden sonra kendisi gibi devrimci arkadaşı Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istediği babasına yazdığı mektupta yer almaktadır.

O dönem 25 yaşında olan Gezmiş ve Aslan ile 23 yaşındaki İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde sabaha karşı idam edildi.

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan mahkeme salonunda. (16 Temmuz 1971)

DENİZ GEZMİŞ’İN ANLAM DOLU SÖZLERİ

– Burada ölen yalnızca bedenimdir ki zaten ölümlüydü, ölecekti ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak.

– İddianamede geçen ve bana atfedilen bir cümleyi kabul etmiyorum. Ben silahımı halka ve orduya karşı kullanmadım, ancak vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve ‘halka ve orduya karşı kullanırım’ şeklinde beyanda bulunmadım.

– Öteden beri arz etmiş olduğum gibi, bu ülkede anayasayı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasayı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasanın uygulanmasını isteyen gene bizleriz.

– Anayasayı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının hukukuna karşı, reformlara karşıdır.

– Vatan, onu parsel parsel satanların değil; uğrunda darağacına gidenlerin vatanıdır.

– Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye’nin bağımsızlığını temin edemedik. Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık.

Deniz Gezmiş’in babasına yazdığı son mektup…

“Baba,

Mektup elinize geçtiğinde ben aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.

Oğlun Deniz Gezmiş. Merkez Cezaevi”

- Advertisment -