Ana SayfaHaberlerDünya’85 yılın en kötü krizi’

’85 yılın en kötü krizi’

Britanya gazeteleri, Prens Harry ve eşi Meghan Markle’ın Buckingham Sarayı’na yönelttikleri “ırkçılık ve ruh sağlığı sorunlarına duyarsızlık” suçlamalarını “nükleer bomba”ya benzeterek, Kraliyet Ailesinin “şok ve dehşet” içinde felce uğradığı manşetleriyle çıktı.

Britanya basınının gözü bugünlerde Prens Harry ve eşi Meghan Markle’ın açıklamalarından başka bir şey görmüyor.

Gazeteler, Prens Charles, Prens William ve Kraliçe Elizabeth’in dün (8 Mart) gün boyu kriz değerlendirmesi yaptıklarını haber verdi. Gazetelere göre, aile, genel hatları ile Prens Harry’i ne kadar sevdiklerini öne çıkaran bir açıklama yaparak, krizin yarattığı hasarı kontrol altına almaya çalıştı. Ancak, Kraliçe Elizabeth, basın açıklaması için biraz daha düşünmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.

Meghan, Kraliçenin kendisine her zaman “harika” davrandığını söylemeye özen gösterdi.

Harry ve Meghan’ın, çiftin bebek beklediği sırada, Kraliyet ailesinin bir üyesinin doğacak çocuğun cilt rengi hakkında endişelendiğini açıklaması dünyada geniş bir tepkiye yol açtı. ABD vatandaşı Meghan’ın ırkçılık ve ruh sağlığı hakkında içini döktüğü röportaja, beyazların üstünlüğünü savunan ırkçı harekete karşı “Black Lives Matter” hareketinin yükseldiği ABD’de, Başkan Biden da Demokratik Parti tabanının hassasiyetini dikkate alarak duyarsız kalamadı; Biden, Meghan’ın kişisel mücadelesini paylaşmasını “cesurca” bulduğunu söyledi.

Kraliyet ailesi, dün kriz toplantısı yaptı. Suçlamalara nasıl cevap vereceklerini ve krizi nasıl kontrol altına alacaklarını tartıştılar.

Yeni annus horribilis

Kraliçe Elizabeth, üç çocuğunun da evliliklerinin yıkıldığı Windsor Kalesi’nin yangında büyük hasar gördüğü 1992 yılını “annus horribilis / korkunç yıl” olarak tanımlamıştı.

Krizin an itibariyle en kazançlısı Oprah Winfrey. Herkes ondan ve röportajından bahsediyor.

2020-21 ise 96 yaşındaki Kraliçeye yeni bir “annus horribilis” meydan okumasıyla devam ediyor. Pandemi, eşinin trafik kazası, Meghan ve Harry’nin kendi yollarını çizmesi, iki torununun arasının eşleri yüzünden bozulması, oğlu Andrew hakkında Jeffrey Epstein davası kapsamında ciddi pedofili suçlamalarının bulunması, eşinin halen hastanede yaşam mücadelesi vermesi derken şimdi de Meghan ve Harry’nin Kraliyet ailesine yönelttiği suçlamalar, ülkenin kolonyal tarihiyle dokunmuş varoluşsal sorunları olan bu kurumun dünyada yükselen ırkçılığa karşı mücadele hareketine ne kadar hazırlıksız yakalandığını gözler önüne seriyor.

Meghan ve annesi, yeni doğan bebeği Archi’yi Harry’nin büyükbabası ve büyükannesine gösteriyor. Harry, bebeğin cilt rengi hakkında endişelenen kişinin Kraliçe ve eşi olmadığını söyledi.

Lady Diana’nın Paris’te müslüman erkek arkadaşı ile kazada öldüğü zaman da gündeme gelen iddialar, Lady Diana’nın ölümünün yarattığı şok nedeniyle ikinci planda kalıp unutulmuştu.

Kraliyet ailesinin, zaman içinde annesinin ölümünden en çok etkilenen kişinin Harry olduğunu; Harry’nin yıllarca depresyona karşı mücadele verdiğini; annesinin ölümünden sorumlu tuttuğu tabloid basınına karşı derin nefret duyduğunu unuttuğu ve gereken dersleri çıkaramadığı anlaşılıyor. Meghan’ın hamileliği sırasında tabloid basınının onu hedef tahtasına yerleştirilmesi karşısında duyarsız kalmaları, Meghan ve Harry’ye destek olamamaları, dış dünya ile bağlarını -Meghan’ın “Şirket” diye tanımladığı- Saray’ı çekip çeviren kurumsal yapı aracılığıyla kurduklarını kanıtlıyor. Bu, gerçek dünya ile öylesine büyük bir kopukluğa işaret ediyor ki; Meghan’ın “hayatta kalmak istemeyecek” kadar depresyon yaşadığı bir dönemde, Harry’ye ellerinden gelen bir şey olmadığını söyleyerek bombanın pimini kendilerinin çektiklerini göremiyorlar. Kraliyet ailesinin kendileri için geçerli olan, “asla açıklama yapma, asla şikâyet etme” kuralının sonradan katılan üyeler tarafından içselleştirilememesini anlayamıyorlar.

Harry ve Meghan Windsor Kalesi’nde 2018 yılında evlendiler.
Kilisedeki törende Kraliçe’nin Meghan’a yönelik düşünceli bakışları Twitter’da birçok şakaya neden olmuştu.

Kraliyet ailesinin geleceği

Meghan, her şeyin güzel başladığını ancak tabloid basının saldırıları karşısında yalnız bırakıldığını açıkladı.

Harry’nin ırkçılık suçlamasını yönelttiği kişinin ne Kraliçe ne de büyük babası Edinburgh Dükü Prens Philip olduğunu söylemesi üzerine gözler tahtın 1 ve 2 numaralı varisleri Prens Charles ve Prens William üzerine çevrildi. Bu iki kişi üzerindeki ırkçılık gölgesinin aydınlatılmaması halinde ailenin geleceğinin de çok aydınlık olamayacağı aşikâr. Belki de Harry, herkesin “ailesini bombalıyor” suçlamalarının aksine, “Meghan’la tanışana kadar kapana kısıldığımın farkında değildim. Babam ve kardeşim de kapana kısılmışlar. Babam da benzer bir durum yaşamıştı. Benim yaşadığım acıyı nasıl anlayamaz” derken babasını ve kardeşini de bu kapandan kurtarmaya çalışıyordur.

Britanya basını

Bazı Britanya gazetelerinin manşetleri şöyleydi:

The Guardian: Kraliyet ailesini sarsan röportaj, Monarşinin şöhreti üzerinde yıkıcı etki tehdidi taşıyor.

The Telegraph: ABD Başkanı Biden, Meghan’ın cesaretini övdü. Buckingham Sarayı, Meghan’ın suçlamaları karşısında baskı altında.

The Express: İşlerin bu aşamaya gelmesi çok hüzün verici.

Metro: Artık sadece dördümüz kaldık.

Daily Mirror: 85 yılın en kötü krizi.

- Advertisment -