ABD ara seçimleri, Demokratlar için de Cumhuriyetçiler için de iç açıcı sonuçlar doğurmadı. Cumhuriyetçiler beklentinin altında oy aldı. Demokratlar şu ana kadarki sonuçlara göre Temsilciler Meclisi’ni kaybetti. Trump’ın desteklediği Mehmet Öz gibi medyatik adaylar büyük bir hezimet yaşadı. Senato’da ise çoğunluğun hangi partide olacağı Nevada’da posta oylarının günler sürecek sayımına ve Georgia’da bir ay sonra düzenlenecek ikinci tur seçimlerine kaldı.
ABD Başkanı Joe Biden her ne kadar seçim sonuçlarından memnun olduğunu açıklasa da bunun sebebi partisinin büyük bir başarısı değildi.
Biden, büyük bir Cumhuriyetçi seçim zaferi, yani “kırmızı tsunami” yaşanacağını öngören anketlerin yanılması ve seçimin başa baş kaybedilmesinden memnundu.
Seçim gecesi, herkes başa baş giden seçimlere odaklanıp, 1000 oyla değişecek sonuçlar için tahmin yürütüp stresli analizler yaparken, rahatça seçim zaferinin tadını çıkaran, sandıklar kapanır kapanmaz kutlamalara başlayan tek bir kişi vardı.
Salı gecesi Florida’nın genç Cumhuriyetçi valisi Ron DeSantis üç çocuğu ve eşiyle birlikte sahneye çıktı, özgüvenli bir seçim konuşması yaptı. Bütün ülke yakın geçen seçimlere odaklanmışken DeSantis’in görkemli bir görsel şölene imza atması şaşırtıcı değildi. Çünkü DeSantis 1982’den beri eyaletteki en büyük oy farkıyla vali seçilmiş, Florida gibi kritik bir eyalette %60 oy almıştı. DeSantis, ülkedeki diğer Cumhuriyetçi adayların aksine sadece beyazların değil, eyaletteki Hispaniklerin de desteğini almış (%58), önemli oranda genç seçmenin oyunu kazanmış, uzun yıllardır Demokratların eyaletteki kalesi olan Miami ve Palm Beach gibi seçim bölgelerinde de birinci olmuştu.
DeSantis’in popülaritesi eyalet çapındaki diğer Cumhuriyetçi adayların da oyunu arttırmış, anketlere göre ülke çapında beklenen kırmızı tsunami Florida’da fazlasıyla gerçekleşmişti. Birçok seçim yorumcusu o geceden itibaren Florida’nın iki partinin de kazanma şansı bulunan “salıncak” bir eyalet olmadığını, artık Cumhuriyetçilerin kalesi olarak nitelendirilmesi gerektiğini söylemişti.
Sadece Florida sahillerini vuran bu kırmızı tsunamide Ron DeSantis’in özgüvenli bir şekilde sörf yapmasının sırrı ise planlı olarak zirveyi hedeflemesi ve adım adım yükselmesindeydi.
Harvard’dan Irak’a
44 yaşındaki Ron DeSantis 1978 yılında Florida’da doğdu. İtalyan göçmeni Katolik bir orta sınıf ailede büyüdü. Babası TV teknisyeni, annesi hemşireydi. Lise eğitimini Florida’da aldı, üniversite sınavı SAT’de yüksek bir puan tutturdu ve Yale Üniversitesi’ni kazandı, Tarih alanında lisans eğitimi aldı. Yale’de okurken para kazanmak için teknisyenlik yaptı, özel ders verdi.
Yale’den mezun olduktan sonra kısa bir süre tarih öğretmenliği yaptı, ardından Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Üniversitenin ikinci sınıfında orduya yazıldı, mezun olduktan sonra ABD Donanması’nda da askeri hukuk eğitimi aldı. Ordunun hukuki birimlerinde görevlendirildi, Irak işgali sırasında Felluce’de bulunan Donanma Özel Kuvvetleri’nde hukukçu olarak çalıştı.
Irak’tan sonra ABD’ye dönüp ordu hizmetine devam etti. 2012 seçimlerinde siyasete atıldı ve Florida’nın 6. Seçim Bölgesi’nden Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçi Parti adayı oldu. 2012, 2014 ve 2016 seçimlerini kazandı. Temsilciler Meclisi’nin genç ve aktif Cumhuriyetçilerinden biri oldu. Daha çok muhafazakâr ve liberteryen görüşleri savunan DeSantis, medyayı çok aktif bir şekilde kullandı. Federal hükümetin yetkilerinin kısılmasını, vergilerin düşürülmesini, federal idari kurumların kapatılmasını savundu, en önemli misyonunun radikal bir solcu olarak gördüğü Obama’yı durdurmak olduğunu söyledi.
Trump’ın sadık neferiyken…
DeSantis’in üçüncü kez Temsilciler Meclisi’ne girmeye hak kazandığı 2016 seçimlerinde Donald Trump, müesses nizama büyük bir hezimet yaşatarak başkan seçildi. Fakat elde ettiği zaferin ardından Rusya’nın yardımını almakla suçlandı. Kendi partisinden ve Demokratlardan gelen baskılara dayanamadığı için Robert Mueller’i özel savcı olarak görevlendirdi.
Mueller, Trump kampanyası ve Rusya arasındaki bağlantıyı araştırırken muhafazakârların en çok izlediği kanal olan Fox News’ta genç bir siyasetçi Trump’ı ateşli bir şekilde savunuyor, ABD derin devletinin Rusya’yı bahane ederek bir darbe yaptığını iddia ediyordu. Fox’un ön plana çıkardığı bu siyasetçi 38 yaşındaki DeSantis’ten başkası değildi.
Trump, DeSantis’in heyecanlı, hızlı ve karizmatik konuşmalarından etkilenmiş, kendisini özel olarak araştırmıştı. Özellikle üniversitede spor yapmasından, Amerikan futbolu takımının kaptanı olmasından ve Irak’ta savaşmasından etkilendi, kendi tabiriyle bu “atletik” siyasetçiyle tanışmak istedi.
DeSantis, Trump’ı ateşli bir şekilde savunmasının ödülünü aldı. Trump, 2018 ara seçimlerinde DeSantis’i Florida’da vali adayı olması için cesaretlendirdi, bütün kampanya sürecinde destekledi, hatta geçmişte çalıştığı veya yakın arkadaşlarının sahibi olduğu lobi ve kampanya şirketlerini DeSantis için seferber etti.
DeSantis, kampanya sırasında siyah rakibi Gillum’a “maymun” imasında bulundu, Floridalıların Gillum’a oy vererek “işi maymuna çevirmemelerini” söyledi. Bu gaf medyada uzun süre gündemde tutuldu, Gillum bunun üzerinden söylem geliştirdi, fakat DeSantis 30.000 oy farkla seçimleri kazanmayı başardı. Gaf için de hiçbir zaman özür dilemedi. Bu yaşanan skandal, yaşanacakların da habercisiydi. DeSantis, ırkçılık, ayrımcılık gibi konuları ana gündem haline getirenleri hedef almaya devam edecekti, bu kesimi “woke”, yani “hassas/kırılgan/duyarlı” olarak tanımlayacaktı.
Nihayetinde Ron DeSantis Trump’ın etkisiyle hem Fox’taki en ünlü ekran yüzlerinden biri oldu, hem de Florida’nın genç ve karizmatik yeni valisi seçildi.
“Onlara karşı biz”
Ron DeSantis, valiliği boyunca bir sürü grupla savaştığını söyledi, uzun bir düşman listesi yaptı: WOKE solcular, solcu sendikalar, Obama, Biden gibi sosyalistler, trans sporcular, teknoloji şirketleri, Soros, medya.
DeSantis’in ülke çapında tanınmasını sağlayan ikinci kırılma noktası ise pandemi oldu. DeSantis, ilk başta evden çıkmama çağrısı yapmasına rağmen üç hafta sonra sokağa çıkma kısıtlamalarını kaldırdı, maske ve aşıyı zorunlu kılmadı. DeSantis, okulların açılmasını emreden ilk valilerden biri oldu, işyerlerinin asla kapanmayacağını söyledi. Florida’nın en çok vaka sayısına sahip eyalet olmasına, ölüm sayılarının rekor kırmasına rağmen bu tutumundan vazgeçmedi, medya kendisine “DeathSantis” lakabını taktı.
Eylül 2020’de ülke çapında pandemi kısıtlamaları devam ederken bütün kısıtlamaları kaldırdı, yerel belediyelerin maskeyi zorunlu kılmasını yasakladı. Florida, pandemi boyunca kısıtlamaların neredeyse hiç uygulanmadığı tek eyalet oldu. DeSantis, ölüm oranları nedeniyle halk desteğini kaybetse de zaman içerisinde pandemi kısıtlamalarına karşı olan Cumhuriyetçilerin desteğini aldı, oy oranını yükseltti. Cumhuriyetçilerin tabiriyle “pandemi lobisine baş eğmeyen tek siyasetçi” olarak ülke çapında ününü arttırdı.
DeSantis hayranlarına göre, “korkak Demokratlar maskeyle dolaşırken, Florida’da ekonomi durma noktasına gelmemişti”. Artan COVİD vakaları nedeniyle yakınlarını kaybedenler DeSantis’e öfkelense de herkes eve kapalıyken partilere giden, okuluna ve işine devam eden Floridalıların DeSantis sevgisi arttı.
Pandemiden sonra, bir plan dahilinde adım adım ilerleyerek geniş kapsamlı kültür savaşları başlattı. Kabul ettiği WOKE (Duyarlı) Durdurma Yasası ile eleştirel ırk teorisi kapsamında okullarda öğretilen, ABD’nin geçmişte ırkçı olduğuna ve bu yüzden Amerikan vatandaşlarının da sorumlu olduğuna dair ders içeriklerine karşı Floridalı velilere dava açma hakkı tanındı. Floridalı beyaz muhafazakâr veliler, tedrisattaki kölelik, ırkçılık ve siyah haklarıyla ilgili içerikleri valiliğe şikâyet etmeye başladı, dava açmak için örgütlendi. DeSantis’e göre okullarda öğrencilere ABD’nin tarihinden utandıracak bir içerik öğretilmemeliydi. Yasa, 2022’de anayasaya aykırı olduğu için durduruldu.
DeSantis, okul velilerini etkilemeyi amaçlayan hamlelerini sürdürdü, ilkokul üçüncü sınıfa kadar okullarda cinsel kimlik ve cinsel yönelim hakkında konuşulmasını yasakladı. Disney şirketi yasaya tepki gösterince DeSantis eyaletin şirkete sağladığı ayrıcalıkları iptal etti. Demokratlar ise yasaya karşı geniş çaplı eylemler düzenledi, DeSantis Demokratların çocuk istismarcısı olduğunu söyleyerek yasayı savundu.
DeSantis, ayrıca gösteri ve yürüyüşleri ciddi şekilde kısıtlayan, tarihi heykellere zarar vermeyi, yolları tıkamayı suç sayan bir “isyan” yasası kabul etti, bu yasa da mahkeme tarafından muğlak olduğu için durduruldu.
Kaçak göçü gündeme getirdi, eyalet bütçesinden 12 milyon dolar ayırarak Florida’daki kaçak göçmenleri Obama’nın yazlığının bulunduğu lüks sayfiye adasına, New York kentine ve Demokratların güçlü olduğu şehirlere uçakla yolladı.
DeSantis’in ülkedeki kültürel ve kimliksel değişime tepki gösteren muhafazakâr orta sınıf ailelerin, dindar Hispanik ve beyazların korku ve endişelerine hitap eden kültürel savaş hamleleri işe yaradı. Yasa tasarıları, konuşmaları, WOKE karşıtı söylemleri diğer Cumhuriyetçilerin dikkatini çekti, birçok eyalet valisine ilham kaynağı oldu.
DeSantis ve ekibindeki isimler muhafazakâr medyada daha sık görünmeye başladı.
Trump’ın rakibi daha iyi bir Trump
Trump’ın 2020 seçimlerini kaybetmesi üzerine DeSantis, Trump ile yakınlığına son verdi, birlikte görünmemeye dikkat etti, Trump’ın seçim sonuçlarını inkâr etmesi, 6 Ocak Kongre baskını gibi skandallardan uzak durdu. Popüler ve genç muhafazakâr vali, zaman içinde Trump’tan daha düzenli bir aile hayatı olan, hakkında davalar açılmayan, evi FBI tarafından basılmayan, iyi bir aile babası görüntüsü veren dindar bir figüre dönüştü, 2024 başkanlık seçimi anketlerine dahil edildi. Özellikle Trump ve Fox’un sahibi Murdoch ailesi arasındaki kavga nedeniyle Trump’ın Fox’taki görünürlüğü azalırken sistematik bir şekilde DeSantis’in Fox görünürlüğü arttı. DeSantis, muhafazakâr analistler ve Trump karşıtları tarafından Trump karşıtı Cumhuriyetçilerin olası ortak başkan adayı olarak değerlendirilmeye başladı.
Demokratlar ve merkez medya da Trump dışında bir ismin ön plana çıkması, Cumhuriyetçiler arasındaki kavganın büyümesi için DeSantis övgülerini gönüllü olarak yaydı. İş öyle bir boyuta geldi ki 8 Kasım ara seçimlerinin ardından Trump açıkça DeSantis ile dalga geçmeye başladı, takma isimler taktı, kendisi olmasa DeSantis’in bir “hiç” olacağını söyledi.
Murdoch’un sahibi olduğu New York Post, Trump’ı yeren, DeSantis’in partinin geleceği olduğunu söyleyen manşetler attı, seçim gecesi Fox’ta Trump’ın adı zikredilmedi, DeSantis saatlerce övüldü.
Trump kendi elleriyle kendi sonunu getirebilecek bir rakip yaratmıştı: Artık kendisinden daha iyi Trumpçılık yapabilecek, daha genç, karizmatik bir muhafazakâr Cumhuriyetçi vardı ve bütün manşetleri film setinden çıkmış gibi dizilen ailesiyle süslüyordu.
Demokratlar mutlu, ama şimdilik…
Demokratlar ve Trump karşıtı medya, DeSantis’in yükselişinden mutlu. Trump ile DeSantis’in 2024 seçimlerine kadar birbirini yıpratacağını düşünüyorlar. Haksız olmayabilirler. Fakat, Demokratlar uzun vadede yanılabilir. Biden, yüksek enflasyon, suç ve kaçak göç gibi sorunlara rağmen Trump sayesinde büyük bir yenilgi yaşamadı. Biden, Obama’yı da sahaya çıkararak Trump ve desteklediği adayların demokrasiye tehdit olduğunu, radikal politikalar benimseyeceklerini ülkenin dört bir yanında anlattı, kürtaj yasaklarının artmasıyla özellikle kadınlar, gençler ve azınlıkları sandığa taşıdı. Trump’ın desteklediği radikal adaylar teker teker seçim kaybederken, aslında kazanan taraf Biden değildi. Trump bu kadar etkin olmasa, Trump’ın radikal adayları yerine daha alışılmış adaylar ön plana çıkarılsa belki de Cumhuriyetçiler ülke çapında büyük bir zafer kazanacaktı.
Bunun en iyi örneği de Florida Valisi DeSantis’in başarısı. DeSantis, Trump’ın gündeme getirdiği güvenlik, göç ve kültürel değişim gibi sorunları dile getiriyor, fakat sadece Trump gibi Biden’i eleştirmekle kalmıyor. Hukukun temel ilkelerine aykırı olmakla birlikte bu sorunlara radikal ve basit çözümler sunuyor, bir vali olarak bu çözümleri icra ediyor: okul müfredatına el atıyor, göçmenleri uçakla Demokratların şehirlerine yolluyor, polisleri güçlendirmeye çalışıyor.
Bütün bunları yaparken de değişen demografiyi gözeterek özellikle muhafazakâr ve dindar Hispanikleri kampanyasına dahil ediyor, Demokratları “komünist” ve “ahlaksız” olarak gösteriyor, vali yardımcısını genç bir Hispanik kadın olarak seçiyor. Seçmen tabanını genişletmeye, radikal ve popülist bir dille, kampanyasının her aşamasına etki eden görsel bir şölenle gençlerin de oyunu almaya çalışıyor.
Demokratlar, şimdilik Trump-DeSantis çekişmesinden mutlu olabilir, ama Biden ve Demokratlar Trump karşıtlığı dışında kapsayıcı bir hikâye geliştirmedikçe Ron DeSantis önce Trump’ın, sonra da Demokratların başına bela olacak gibi duruyor.