Ana SayfaHaberlerDünyaTrump Türkiye ve dünyaya nasıl bakıyor?

Trump Türkiye ve dünyaya nasıl bakıyor?

 

ABD Başkanlık seçimlerini kazanan Cumhuriyetçi aday Donald Trump, yönetimi Ocak ayında Barack Obama’dan devralacak. O güne kadar da hem kabinesini oluşturacak, hem de uygulamaya koymayı planladığı iç ve dış siyasetini şekillendirmeye çalışacak. Trump seçim çalışmaları sırasında başkan olursa izleyeceği politikanın ipuçlarını da vermişti. 

 

Türkiye ile ilişkiler

 

Tarihinin en zor dönemlerinden birini geçiren ABD-Türkiye ilişkilerinde, ekonomik ilişkilerden, NATO müttefikliğine kadar bir çok konu önem taşımakla birlikte, Suriye’nin geleceği, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yönelik ABD desteği ve Gülen örgütü ile mücadelede ABD’nin işbirliği kilit konular.

 

Trump, Rusya'ya havale ediyor

 

Trump, seçim kampanyası boyunca Obama yönetimini eleştirdi, Suriye planını 'düşmanı şaşırtmak için' tam olarak açıklayamayacağını imâ etti. Suriye konusunda birbirinden farklı görüşler ortaya koydu, ancak her zaman önceliği IŞİD'le mücadele oldu.

 

Rusya ile ilişkileri her alanda geliştirmekten yana olan Trump, Esed rejiminin en önemli askeri ve diplomatik müttefiki Rusya’nın Suriye’de önünü açmak gerektiğini de 2015 yılında şöyle dile getirmişti:

 

Rusya IŞİD’den kurtulmak istiyor. Biz de IŞİD’den kurtulmak istiyoruz. O zaman belki de bırakmalıyız ki, Rusya bu işin icabına baksın. Yani, bırakalım onlar IŞİD’den kurtulsun.”

 

Trump, bir ara IŞİD’i yok etmek için 30 bin ABD askerinin yeterli olacağını söylese de, ABD askerlerini Suriye’ye gönderme sözü vermedi. Zaten Trump, ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığından da şikayetçi. Ona göre, IŞİD’in ortaya çıkış nedeni de, ABD’nin bölgedeki müdahaleci politikaları.

 

Trump, Suriye’de muhaliflerin silahlandırılmasına karşı. Üstelik onların da Suriye rejimi lideri Esed kadar ‘kötü’ olabileceğini dile getirmişti:

 

Muhaliflerin kim olduğunu bilmiyoruz. Onlara çokça para veriyoruz, başka şeyler veriyoruz, ama kim olduklarını bilmiyoruz. Gün gelir de eğer başarılı olurlarsa ki, bu olmayacak çünkü, Rusya ve İran var, ama olur da Esed’i devirirlerse ki, kötü adam olduğu bir gerçek, en az onun iktidarı kadar kötü bir tabloyla karşılaşabiliriz.”

 

Trump da “Kürt güçlere hayran” ama…

 

Trump, “Kürt güçlerine hayran” olduğunu açıkladığı 21 Temmuz 2016’da yayınlanan New York Times ile yaptığı söyleşide “Türkiye, IŞİD’e karşı bir çok şey yapabilir. Eğer onlarla müzakere eden ben olsaydım IŞİD konusunda çok daha fazlasını yapacaklarını düşünüyorum” demişti.

 

Bunun üzerine kendisine yöneltilen “(Türkiye’nin) IŞİD ile mücadelede etkin olabileceğini söylüyorsunuz ama büyük bir fark var aramızda. Biz, Kürt güçlerini destekliyoruz, bu sorunla nasıl baş edeceksiniz?” yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:

 

Kürt güçlerinin büyük hayranıyım. Diğer yandan, Türkiye ile son derece başarılı bir ilişki içinde olma potansiyelimiz var. Eğer, her ikisini bir şekilde bir araya getirebilirsek gerçekten harika olur.”

 

Gülen faktörü

 

Trump ile dış politika ağırlıklı yaptığı bu söyleşiyi New York Times, “Trump ile NATO- Türkiye’deki darbe girişimi ve Dünya” başlığı altında yayınlamıştı.

 

Bu söyleşi de Trump, Türk halkının darbe girişimine karşı direncini övmüş ve “Erdoğan’ın hukuk devleti kurallarına uyması için ona baskı yapacak mısınız?” yönündeki bir soruya, “ABD’de de sivil haklar konusunda bir çok sorun var, biz bu haldeyken özgürlükler konusunda iyi bir mesaj verici konumunda değiliz” yanıtını vermişti.

 

Trump’ın siyasi danışmanlarından Peter Navarro, National Interest’te 27 Temmuz’da yayınlanan “Hillary’in Türkiye’deki darbeyi desteklemekle suçlanan gizemli İslami din adamıyla bağları” adlı makalesinde, Gülen Örgütü’nün Clinton’ın seçim kampanyasına destek vermesini eleştirmişti.

 

ABD Başkanı seçilen Trump, NATO müttefiklerinin daha fazla yük almasından ve teşkilâta daha fazla maddi katkı yapmasından da yana. Ayrıca Trump, İran ile yapılan nükleer anlaşmayı yeniden müzakere etmek gerektiğini savunuyor. Müslüman göçmenlerin ABD’ye girişini engellemekten de söz eden Turmp’ın bütün bu fikirleri Türkiye ile ilişkileri etkileme potansiyeline sahip.

 

Trump’ın başkanlığında Ankara-Washington ilişkilerinin nasıl şekillenebileceğini sorduğumuz Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Çağrı Erhan, Trump’ın, Ortadoğu’daki ABD askeri varlığını azaltmaktan yana olduğunun altını çizdi:

 

Trump, Irak’ta kesinlikle askeri varlık bulundurmamaktan yana. DEAŞ’a karşı sert mücadele söylemi var. Ama, Ortadoğu’daki ABD mevcudiyetini yavaş yavaş azaltma ve bölgeden çıkma niyetinde. Bölgeden çekilirken de, Türkiye ve diğer bölgesel müttefiklerin daha aktif rol oynamasını isteyebilir. Trump’un İran’a yönelik söylemi, bölgedeki ABD müttefikleriyle İran arasında bir gerilimin tırmanmasına yol açabilir. Trump, Rusya ile ilişkiler konusunda ise ılıman bir söyleme sahip. Türk-Rus ilişkilerine olumsuz bir etkisi olmaz. “

 

Trump’ın dünya planları

 

Vergi oranlarını ‘muazzam’ biçimde düşürmeyi, Amerikan ekonomisini olumsuz etkilediğini iddia ettiği serbest ticaret anlaşmalarını yeniden müzakere etmeyi vaat eden Trump diğer küresel politikalarda nasıl bir siyaset izleyeceğini de şöyle ifade etmişti:

 

Rusya

 

“Rusya ile olan gerginliğin yumuşamasının ve ilişkilerin iyileşmesinin mümkün, kesinlikle mümkün olduğuna inanıyorum. Rusların makul davranmayacaklarını söyleyenler var. Niyetim bunu öğrenmek.”

 

Çin

 

“Çin, güce saygı duyar. Bizden ekonomik anlamda faydalanmalarına izin vererek tüm saygılarını kaybettik. Çin ile aramızda büyük bir ticaret açığı var. Hızla dengelemenin yolunu bulmamız gereken bir açık. Güçlü ve akıllı Amerika dediğin Çin ile iyi dost olmanın bir yolunu bulur.”

 

NATO

 

“Avrupa ve Asya'ya güçlü bir savunma sağlamak için zaman içerisinde uçak, füze, gemi ve teçhizata trilyonlarca dolar harcadık. Savunduğumuz ülkeler bu savunmanın bedelini ödemeli. Eğer ödemiyorlarsa, bırakalım kendi kendilerini savunsunlar.”

 

Meksika 

 

“Meksika vatandaşlarını gönderirken, en iyilerini göndermiyor… Bir sürü sorunu olan insanları gönderiyor ve o insanlar sorunlarını da beraberlerinde getiriyor. Uyuşturucu getiriyorlar. Suç getiriyorlar. Bu insanlar tecavüzcü.”

 

Irak

 

“Irak'taki savaşa kesinlikle karşıydım. Bunun Ortadoğu'yu istikrarsızlaştıracağını yıllarca söyledim. Ne yazık ki, haklı çıktım ve bundan en büyük faydayı sağlayan da, sistematik bir şekilde, Irak'ı ele geçirip ülkenin zengin petrol rezervlerine erişen İran oldu. Bu, İran'ın yıllardır istediği şeydi. Şimdi tüm bunların üstüne bir de IŞİD çıktı.”

 

Musul operasyonu

 

“Irak hükümetinin Musul'daki hâkimiyetini yeniden sağlamakla elimize bir şey geçmeyecek. İran, Irak'ta hâkimiyet kuruyor. Bunu yapmalarının tek sebebi, (Clinton'ın) başkanlığa aday olması. Sert görünmek istiyorlar.”

 

Mısır

 

“(Obama) Mısır'da İsrail ile uzun vadeli barış anlaşması içinde olan dost bir rejimin devrilmesini destekledi. Sonra da, onun yerine Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesine yardım etti. Sisi harika biri. Mısır'ın kontrolünü ele aldı. Teröristleri kovdu. Çok iyi bir iş çıkardı.”

 

Filistin

 

“(Filistinli çocuklar için) büyüyüp terörist olmayı öğretiyorlar. Buna bir son vermeleri lâzım. Teröre son vermeleri gerek. Bıçaklama olaylarına ve tüm bu olanlara son vermeliler. Ve İsrail'in bir Yahudi devleti olarak var olma hakkına saygı göstermeleri gerek.”

 

İsrail 

 

Trump’ın kampanya ofisinden İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüştükten sonra 26 Eylül 2016’da yapılan açıklama:

 

“Trump, Kudüs'ün 3.000 yıldan uzun süredir Yahudi halkının ebedi başkenti olduğunu ve Trump yönetiminde ABD'nin Kudüs'ü nihayet İsrail devletinin bölünmez başkenti olarak kabul edeceğini söyledi.”

 

İran

 

“Dostlarımızı sevmeyen, düşmanlarımıza ise boyun eğen bir başkanımız oldu. İran ile felaket bir anlaşma yaptı ve sonra da daha mürekkebi bile kurumadan anlaşmanın şartlarını hiçe sayışına şahit olduk. İran çok büyük bir sorun ve öyle de olmaya devam edecek. Ama başkan seçilirsem belayla nasıl başa çıkacağımı biliyorum.”

- Advertisment -