Asırlardan beri karışıklığın, işgallerin, iç savaşların, otoriter rejimlerin ilk adresi olarak gösterilen Ortadoğu, son yüzyılda her şeyden önce tutmamış kehanetler, bomboş çıkan analizler mezarlığı. Sosyal medyayla birlikte bu çıkarımlar herhangi bir süzgeçten geçmeden farklı dillerde yayılma imkanı buldu.
Twitter’da her gün timeline’a düşen bu tweetlere bir üniversite öğrencisi genç dayanamayıp “Bad Middle East Takes” (Berbat Ortadoğu yorumları) isminde bir hesap açtı ve bugün 32 bin takipçiye sahip.
Twitter üzerinden ulaştığım hesap yöneticisi, ismini ve (taraflı yorum yaptığı yorumlarına yol açmaması için) nereli ve nerede olduğunu gizlemek istedi.
“Ortadoğu’daki bazı çatışmaları yıllardır yakından takip ediyordum ve online ortamda insanların maruz kaldığı hastalıklı bilgiler ve bölgeyle ilgili berbat çıkarımların çokluğu her zaman dikkatimi çekiyordu.
“Habire beni güldüren, suratımı elimle kapatmama sebep olan analizler görüyordum. Bunlara Saddam, Hamaney ve Esad gibi diktatörlerin fanboyluğunu yapanlar; İsrail ve Türkiye gibi bazı ülkelerden aşırı milliyetçiler ve hala ABD önderliğinde rejim değişikliklerini savunan Batılı Neo-Con’ları idol olarak gören hesaplar da dahil.”
Pandemi sürecinde birçok hobisini geliştirme imkanı bulan genç, sohbet gruplarında birbirine bu yorum ve hatalardan ekran görüntüsü atıp beraber dalga geçtiği arkadaşlarının teşvikiyle böyle bir sayfa açmış.
Yayınladığı seçmelerde kendisini hayrete düşüren tweet yorumları ve haberler ilk başta genellikle Suriye iç savaşı, Filistin/İsrail çatışması ve körfez ülkelerinde yoğunlaşıyordu:
“Suriye’yi anlamak isteyenlere:
Suriye Vahhabi değildir, Suriye Taliban değildir
Suriye seküler, liberal, demokratik bir ülkedir.
Suriye çok etnik unsurlu, çok dinli ve çok partili bir ülkedir.”
“Şiiler Suud Yahudileridir”
“BAE Arap ülkesi falan değil! Siyonistleri bu listeden saymayın…”
Kendisine en favori analizini sorduk:
“Çok aday var ama herhalde en fenası bu. Esad, Hamaney ve Saddam’a neo-liberal denmesi”
“Bunların dördü de aynı ideolojiye sahip.. Neoliberaller…”
Arada Türkiye’den yapılan paylaşımlar da listeye yorumsuz olarak giriyor:
Fahrettin Altun’un “Türkiye demokrasinin yanındadır” cümlesiyle başlayan tweeti de “no comment” paylaşımlardan nasibini almış:
Ve Afganistan analizleri…
ABD’nin askerlerini çekmesi sonrası Taliban’ın Kabil’i ele geçirip İslami Emirliği ilan etmesi, tüm gözleri Afganistan’a çevirdi. Bu sefer bol keseden sallamak da hiç kolay değildi.
Çuvallayan yorumcular arttıkça, bizim admine de bol bol malzeme çıktı. Hatta hesap ismini “Berbat Ortadoğu yorumları + şimdilik Afganistan” olarak değiştirdi.
“Cehalet aşağı yukarı aynı. Taliban fanboylarının hala var olduğunu görmek beni çok şaşırttı. Ama Afganistan söylemleri sayesinde hayli eğlendim burada. Çünkü berbat çıkarımlar bu sefer daha ciddi ve büyük takipçili insanlardan geldi.”
Serbestiyet muhabiri olarak okurlar için profili stalkladım ve Afganistan yorumlarından seçmeler hazırladım:
“Afganistan… Bir başka seküler arap ülkesi iç savaşla, yabancı işgali ve terörizmle yok edildi. Umarım en azından sonunda huzura kavuşurlar”
“Taliban, ruhen, komünist bir harekettir.”
“Şuradaki herkes Arap işte yanlış mıyım?”
“Ortalama bir Afgan vatandaşı, ortalama bir Avustralya vatandaşından daha çok özgürlüğe sahip”
“Taliban Yahudilerin soyundan olabilir.
Hindistan’daki araştırmacılara göre, Afganistan ve Pakistan’daki Taliban’ın göbeğindeki etnik grup, düşmanları olan Yahudilerden türemiş olabilir.”
+Afganistan’da hiç virüsün olmaması garip.
-Çünkü CNN izlemiyorlar
(Taliban’ın “İfade özgürlüğüne saygı duyacak mısınız?” sorusuna “Bunu, bayraktarlığını yaptığı halde sansüre devam eden Facebook’a sorun” demesi üzerine)
“Taliban bile first amendment’ı (birinci anayasa değişikliği özgürlükleri) ABD hükümetinden daha çok destekliyor. Bir başka utanç tablosu…”
“Şimdi eğer Pakistan Taliban’la müttefikse… E Amerika da Pakistan ile müttefik… O zaman bu Amerika’nın Taliban ile müttefik olduğu ve savaşı kazandığı anlamına gelmiyor mu?”
“Günlük hatırlatma: SSCB Afganistan’ı işgal etmedi
Birleşik Devletler işgal etti.”
“Taliban işgali bir yanıltma harekatıydı. Özellikle ortaya çıkan dinlemelerden sonra… Şunu bilin ki Çin de Kabil’i istiyor.”
“Taliban kürtajı, aşıyı ve gay evliliğini yasaklıyor. 20 yıldır yanlış tarafta savaşıyoruz belki de.”
“Eğer ABD Israil’i desteklemeyi yarın bıraksa, Tel Aviv Kabil’den daha hızlı düşer.”
Bu okuduğunuz seçmeleri yayınlayan gençle ilgili ilk merak ettiğim şeylerden biri, gerçek hayatta da bu tür yorumları sık duyup duymadığı oldu. Cevabı “Çevremde böyle insanlar çok bulunmuyor” oldu:
“Sadece ilkokuldayken arkadaşlarımdan bazı komplo teorileri duyuyordum. Yıllar önce YouTube’daki İlluminati komplo teorilerine inanan birçok sınıf arkadaşım vardı. Lisedeyken, 11 Eylül’ün ABD hükümetinin Teröre Karşı Savaşı haklı çıkarmak için içeriden bir iş olduğuna ve John F Kennedy’nin muhtemelen CIA tarafından öldürüldüğüne inanan birkaç öğretmenim vardı”
“İnternetteki komplo teorileri daha çılgınca”
“Bir de 2016 yılının sonlarında, başarısız askeri darbenin tek başına Erdoğan tarafından daha fazla otoriter gücü haklı çıkarmak için yönettiği bir “inside job” olduğuna inanan tanıdığım birkaç Türk arkadaşım vardı.”
-“İnternette gördüğüm şeylerin çok daha çılgın olduğunu söyleyebilirim. Mesela QAnon gibi gruplar var. İnternette Covid’in varlığını inkar eden veya ciddi ciddi Bill Gates’in hepimizi öldürmek istediğine inanan insanlar var.”