DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Polatlı Ticaret Odası Ekonomik İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün (20 Aralık) kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamaları değerlendirdi. Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Sayın Erdoğan’ın dün akşamki açıklaması ile vatandaşlarımızın kafası epey bir karıştı. Çünkü açıklamayla eş zamanlı olarak döviz kurlarındaki yükseliş duruldu ve döviz kuru bir miktar aşağıya indi. Burada öncelikle birkaç tespit yapmamız gerekiyor.
Birincisi, doların düşmesi vatandaşlarımızı sevindirdiyse daha Eylül ayının başında dolar kuru 8,30 idi. 12,13’e düştü diye şu an seviniyoruz.
İkincisi, cumhurbaşkanının açıklamalarıyla eş zamanlı olarak, kamu bankalarının yoğun bir şekilde döviz sattığı konuşuluyor. Yani, “Bak işte Erdoğan konuştu, kur düştü” algısının yaratılmaya çalışıldığıyla ilgili çok kuvvetli iddialar var. Bankacılar bunu daha iyi biliyor, izliyor.
Eğer, bu doğruysa, ‘Bak cumhurbaşkanı bir konuştu, döviz düştü’ dedirtmek için kamu bankaları cayır cayır bu dönemde döviz satıyorsa bunu da birilerinin çıkıp açıklaması gerekir. Bankacılar arasında yoğun bir şekilde dün gece ve bu sabah bunlar konuşuluyor.
Üçüncüsü, açıklanan yeni kararlar, döviz kurunu kısa vadede, bir nebze olumlu etkilese de ileriye doğru Hazine’nin ve Merkez Bankası’nın yükümlülükleri olağanüstü artıracak. Açıklanan mevduat garantisi metodu, kamu yükünü artıracak, Hazine’nin borcunu artıracak.
Biliyorsunuz, son haftalarda, bankalardaki toplam mevduatın %60’dan fazlası döviz cinsinden mevduat olmuştu. Yani bankada vatandaşımızın toplam yüz lira parası varsa bunun yüzde 61,62, ta 65’e kadar çıktı döviz cinsinden. Dün gece açıklanan bu kararla, geri kalan mevduatın, yani Türk lirası mevduatın da getirisinin, dövizdeki artışa eşitlenmesinin önü açılmış oldu.
Yani vatandaşlarımıza diyorlar ki, sen paranı Türk lirasında tutsan da sanki döviz tutuyormuşsun gibi biz seni kazandıracağız diyorlar. Eğer Türk lirasına aldığın faiz döviz kurundaki artışın altında kalırsa aradaki farkı biz kapatacağız diyorlar. Kur ne kadar artarsa artsın, kur farkını sana ödeyeceğiz diyorlar.
Peki bu kur farkını bu ülkenin Hazinesi nereden ödeyecek? Vatandaşlardan toplanan vergilerle ödeyecek. Bu nedir, biliyor musunuz, bu ülke ekonomisini tam bir dolarizasyona götürmektir. Bu uygulama, nihayetinde, para politikasının etkisini sıfırlar. Zaten yüzde 35’e, 40’a düşmüş Türk lirası mevduatını da dövize endeksleyerek artık bankadaki paraların tamamının Türk lirası değil döviz ya da dövize endeksli para birimlerine dönmesi demek.
Merkez Bankası’nın faizi 5 puan düştü, Hazine’nin borçlanma faizi 8 puan yükseldi. Yani bu ne demek? Merkez Bankası bankalara borç verirken %14 faiz uyguluyor şu anda, ama aynı devletin Hazinesi, aynı bankalardan borç alırken şu anda %25 faiz ödüyor. Yani düşünün devletin iki kurumu değil mi? Biri Merkez Bankası biri Hazine.“
Sayın Erdoğan nas diyor ama, ben merak ediyorum, Merkez Bankası faizi için nas var da Hazine’nin ödediği faiz için nas yok mu acaba?
Bunlar, eskinin istikrarsız Türkiyesinin, yoksul Türkiyesinin politikalarıdır. Hatırlayın, 1970’lerde yollarda bol bol ‘Hacı muratlar’ dolaşırdı. 1980’lerde ‘Doğanlar’, ‘Şahinler’ gezerdi yollarda. Ve sıraya girilirdi, sonra alırdın arabayı. Dün açıklanan kararlar, Türkiye’yi Hacı Muratların, Şahinlerin, Doğanların dönemine geri döndürmüştür.