spot_img
Ana SayfaHaberlerGülşen’in tutuklanması iktidar mensupları ve iktidara yakın kişilere de ‘pes’ dedirtti

Gülşen’in tutuklanması iktidar mensupları ve iktidara yakın kişilere de ‘pes’ dedirtti

Şarkıcı Gülşen Çolakoğlu’nun Nisan ayında verdiği bir konser esnasında orkestra arkadaşlarından biriyle şakalaşırken sarf ettiği sözler, Çolakoğlu’nun tutuklanmasıyla sonuçlanmış, dün de cezaevine gönderilmişti. Gülşen hakkında verilen tutuklama kararı, başta iktidarın kimi temsilcileri olmak üzere iktidara yakın gazeteciler tarafından da tepkiyle karşılandı.

Şarkıcı Gülşen’in tutuklanması hakkında iktidar kanadından ya da iktidara yakın kişiler tarafından yapılan değerlendirmelerden bazıları şöyle:

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları üyesi ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: “Batıcı asimilasyonla zehirlenmişlere karşı en önemli tedbir yurtseverlik üzerinden geliştirilecek fikri yaklaşımlar, kültür, eğitim ve aidiyet çalışmalarıdır. Anadolu’daki bin yıllık geçmişimizle biriktirdiğimiz muhteşem değerlerdir. Hukuki tedbirler son çaredir. Hukukta çare bitmez.”

AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar: “Gülşen’e tek ses tepki gösterenlerin tutuklamada ayrışmaları, kararın vicdanlarda tam karşılık bulmadığını gösteriyor. Suç ve ceza arasında doğru orantı kurulmadığında doğal sonuç budur. Kaş yaparken göz çıkarmak, böyle bir şey olsa gerek.”

Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas: “Belki de cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerine hazırlanan Türkiye’nin gündemi iptal edilen festivaller, tutuklanan densiz bir sanatçı olmamalı… Gülşen’e elbette tepki gösterilmeli. Zaten İmam Hatip Mezunları Derneği de yerinde bir basın açıklaması yayınlamış. İyi de apar topar gözaltı kararı aldırıp evinden kadını mevcutlu şekilde adliyeye getirerek tutuklamak nedir, anlayabilen var mı? Saçmalayan herkesi tutuklayacak mıyız? Bırakın cezasını toplum versin…”

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2022/08/26/turkiyenin-gundemi-gulsen-olmamali

Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler:

“Gülşen’in iğrenç esprisi her türden kınamayı sonuna kadar hakediyor. Yargılanmayı da! Ancak bu tutuksuz bir yargılama olmalıydı. Kısa bir süre sonra serbest kalacak! Örneği çok! Şimdi mağduriyet tartışmasıyla, yaptığı iğrençlik perdeleniyor.”

Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak: “Taşkesenlioğlu başörtülü kocasından mal ve para paylaşımı için, Gülşen LGBT’yi savunduğu için savcılıkta.. Türkiyenin tek gerçeği bu mu. SPK iddiaları, vurgun, ya da Fuhşiyat, uyuşturucu baronları ile ilgili iddialar ne oluyor.. Huuu, sesimi duyan savcı var mı!”

Gazeteci Hakkı Öcal: “Bu resmen ‘provokasyona gelmek’ demektir. Şimdi ortamı karıştırmak için fırsat kollayan herkes, benzeri bir şey yapacak: Beni de alın, beni de alın! Bu, adına ‘class action’ dava denilen bir yöntemle, toplu davalar açılarak önlenebilir.”

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur:

“Hadi kızın bana. Söylüyorum. Gülşen’in tutuklanması son derece yanlış. Zaten herkes dava açacak. Toplum vicdanında mahkum olması en iyisiydi. Bir kulüp şarkıcısını mağdur edebiyatıyla kahraman yapmaya çalışacaklar.”

Dijital yayıncı Adem Metan:

“Al ifadesini gönder. Birileri kahraman olma ve kahraman yapma peşinde. Ne yani ne kadar tutacaksın. Bence tutukluluk kararı sürecin haklılığına gölge düşürmekten başka bir şey değil.”

A Haber yorumcusu Cemil Barlas:

“gülşenin tutuklanmasına en sert tepkiyi imam hatiplilerin vermesi lazım.. onlara bu yakışır..”

HaberTürk yazarı Nagehan Alçı:

“Gülşen’in tutuklanması tam bir hukuk cinayeti. Yargısal aşırılık bu. Yapmayın etmeyin sayın savcılar, sayın hakimler. İnsaf lütfen. Adalet mi şimdi bu? Gülşen’in sözleri çok çirkindi ama özür metni çok samimi, çok içtendi. Numaradan bir özür değildi. Gülşen özgürlüğüne kavuşmalı…”

hhttps://twitter.com/Nagehanalci/status/1562866018112139264

Habertürk yazarı Kemal Öztürk:

“İmam Hatipli değilim. Gülşen bütün bir camiayı hak etmediği bir suçla itham etti. Büyük hata. Mahkeme ise bu hatayı orantısız cezalandırıp Gülşeni tutukladı. Oysa İmam Hatiplilerle empati yapabileceği makul sosyal bir ceza verebilirdi. Hataya hata ile karşılık vermek bu sanırım.”

TVNET programcısı Taha Hüseyin Karagöz:

“Bu kararı doğru bulmuyorum. Tutuklu yargılama kaçma şüphesi varsa uygulanır. Ne yapılmaya çalışılıyor bilmiyorum ama davet yerine zorla getirilme kararıyla başlayan bu sürecin biri hariç kimseye faydası yok.”

TGRT Haber sunucusu ve Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük:

“Söylediği sözler yargılama gerektirir, ama tutuklamanın ağır olduğunu söyleyelim.”

Hürriyet gazetesi Ankara temsilcisi Hande Fırat:

“Tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedeninin varlığı zorunludur. Kanuna göre iki neden var. Bunlar, kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesidir. Kuvvetli suç şüphesinin yanında bu ikisinden biri varsa tutuklama kararı verilebilir. Eski konserindeki o sözlerini tasvip etmemekle birlikte, #gülşen için yukarıdaki hangi durum geçerlidir? Hiçbiri… Yargıdaki bu sorun mutlaka giderilmeli ve #gülşen ile ilgili yapılan yanlıştan da dönülmelidir”

TBMM Başkanı Şentop’un danışmanı Nasuhi Güngör:

“Toplumun geniş kesimlerinde hak ettiği tepkiyi bulan bir çirkinliğin, gözaltı ve tutuklamayla bambaşka bir mecraya taşınması size de tuhaf gelmiyor mu?”

- Advertisment -