Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın Eskişehir'deki Gezi Parkı eyleminde darp edilerek hayatını kaybetmesiyle ilgili dava, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden başladı. Yerel mahkeme öncelikle Yargıtay kararına oybirliğiyle uydu. Mahkeme heyeti, tutuklu üç fırıncı, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’in, tutuklu bulundukları süreyi göz önüne alarak tahliye edilmesine karar verdi. Tutuklu iki polis memurunun tutukluluk hali ise devam edecek.
Duruşmaya, Ali İsmail Korkmaz'ın avukatları, Afyon Cazaevinde tutuklu bulunan sanıklar Mevlüt Saldoğan, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever, Çorum Cezaevinde tutuklu bulunan Yalçın Akbulut ile tutuksuz yargılanan sanıklar Ebubekir Harlar Eskişehir'in Çifteler ilçesinden, Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin ise Aydın'ın Nazilli ilçesinden görüntülü sistemle katıldı.
Söz alan Ali İsmail Korkmaz'ın babası Şahap Korkmaz, "Benim oğlum daha çocuktu. Onu bilerek, isteyerek ve kasten vurdular. Onların gerçek cezalarını almasını istiyorum. Oğlumun önü 4 kişi tarafından kesiliyor ve dövülüyor. Kuş yavrusu gibi yerde çırpınıyor. 'Yerde çırpınan bırakın insanı, herhangi bir canlıya vurmak insanlığa sığar mı? Tekme atmak insanlığa sığar mı?' Sanıkların hepsi müdahale ettikleri kişinin Ali İsmail olmadığını iddia ediyorlar. Ali İsmail'in taş attığını söylüyorlar. Taş attığına dair bir video, bir resim, bir delil göstersinler " dedi.
Anne Emel Korkmaz da "Benim oğlum bu sene mezun olacaktı. 3 senedir buralara geliyoruz. Onlar oğlumu hangi düşüncelerle katlettiler. Suçluların cezasını çekmesini istiyorum" diye konuştu.
Sanıkların savunmaları
Afyon Cazaevinde tutuklu bulunan polis memuru Mevlüt Saldoğan, üstüne atılı suçları kabul etmeyerek beraatını talep etti.
Saldoğan, "Ali İsmail, olay sonrası 38 gün hastanede tedavi edilmiş, yarası açık bırakılmıştır. Bundan dolayı ölmüş olabilir. Biz o gençlerin katili değiliz. Gençlerin katili, Gezi Parkı olaylarını ortaya çıkaran gruplardır. TÜBİTAK'ın incelediği görüntülerde yerde yatanın Ali İsmail olup olmadığı dahi belli değildir. Aylardır tutuklu olarak içeride yatıyorum. Benim ailem ve çocuklarım var. Onlarda bu durumdan olumsuz etkilendiler. Adil bir karar verilip beraatımı istiyorum" şeklinde savunma yaptı.
Çorum Cezaevinde tutuklu bulunan polis memuru Yalçın Akbulut da TÜBİTAK'ın kamera görüntüleri sonrası verdiği raporun "tam bir fiyasko" olduğunu savunarak, görüntülerde yerde yatan kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunun ispatlanamadığını, kendisinin de o görüntülerde yer almadığını iddia etti.
Türkiye'de TÜBİTAK dışında önemli üniversiteler olduğunu, görüntülerin buralarda tekrar incelenebileceğini belirten Akbulut, "Hayatını kaybeden kişiye karşı hiçbir müdahalem olmadı. Hazırlanan rapor döneminde TÜBİTAK'ta çalışanların 'Paralel örgüt' üyesi olabilecekleri düşüncesindeyim. Çünkü paralel örgüt operasyonu kapsamında çok sayıda TÜBİTAK çalışanı uzaklaştırılmıştı" şeklinde konuştu.
‘Kendilerine kamu görevi gücü vakfettikleri ortada’
Avukat Ayhan Erdoğan, Ali İsmail Korkmaz'ın daha önce herhangi bir suça karışmamış olduğunu, dolayısıyla yakalama tanımını kabul etmediklerini söyledi. Ali İsmail Korkmaz'ın kamu şiddetiyle katledildiğini ileri süren Erdoğan, ifadelerine şöyle devam etti:
"Olay olduğu yerde ikamet eden tanıkların beyanı ile kamu görevlisi olmayan sanıkların kendilerine kamu görevi gücü vakfettikleri ortadadır. Sanık polislerle beraat eden polislerle ilgili talebimiz mahkumiyetleri yönündedir. Telsiz kayıtlarında polisin pusu kurarak insanları katletmeye yönelik girişimleri ortaya çıkıyor. Oysa ortada insan hakları tarafından tanımlanmış bir durum değil. Ali İsmail Korkmaz'ın geçmişte herhangi bir çatışmanın içine girmediği tespit edilmiştir. Ali İsmail Korkmaz'ın polise taş attığı ifade edilmiştir ancak görüntülerde bu durum ortaya çıkmamıştır. Görüldüğü üzere Ali İsmail Korkmaz, sanıklar tarafından kasıtlı olarak bir köşeye sıkıştırılıp darbedilmiştir. Sanıkların suçtan kurtulmak için yalan söyleme hakkı olduğunu biliyoruz. Kasten öldürmenin eziyet edilerek nitelikli hale getirilmesiyle ilgili kanımız var. Bu nedenlerle ilgili raporların tekrar incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Polis sanıklardan Mevlüt Saldoğan'ın kasten öldürme fiilinin göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Yalçın Akbulut ve Mevlüt Saldoğan'ın kasten öldürme fiilinden yargılanmasını, diğer sanıkların da kasten öldürme fiiline yardımlarını göz önünde bulundurmasını istiyoruz."
Tarafların son sözünü dinleyen mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
CHP milletvekilleri duruşmada
Duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yaralayıcı ve Gezi Parkı eylemleri sırasında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da takip etti.
Aynı cezalar verildi
Mahkeme, bütün sanıklara aynı cezaları yeniden verdi. Buna göre, Afyonkarahisar'da tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan hakkındaki yeniden 10 yıl 10 ay, Çorum E Tipi Cezaevi'nde tutuklu polis memuru Yalçın Akbulut'a da 10 yıl hapis cezası verdi. Afyonkarahisar E Tipi Cezaevi'nde tutuklu fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’e de yine 6'şar yıl 8'er ay hapis cezası verildi. Daha önce tahliye olan Ebubekir Harlar'a 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Tutuksuz sanıklar polis memurları Hüseyin Engin ve Şaban Gökpınar'in ise beraat ettiği açıklandı.
Yerel mahkemenin aldığı kararı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Şubat ayında kararı usûl yönünden bozmuştu. Daire, sanık polis memurlarının tahliye taleplerini de reddetmişti.
Önceki kararlar neydi?
Yerel mahkeme, kararında, Mevlüt Saldoğan'ı kasten insan öldürme suçundan 13 yıl hapis cezasına çarptırmış, ceza 10 yıl 10 aya indirilmişti.
Tutuksuz yargılanan sanık polis Yalçın Akbulut da 12 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ceza 10 yıl hapse indirilerek tutuklanmıştı. Fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever yaralama suçundan 8'er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezalar 1/6 indirimle 6 yıl 8'er ay hapis olarak belirlenmiş, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti.
Sanık Ebubekir Harlar 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış, yarı yarıya indirimle cezası önce 4 yıl, 1/6 indirimle de 3 yıl 4 ay hapse indirilmiş ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alınıp tahliyesine karar verilmişti.
Polisler Şaban Gökpunar ve Hüseyin Engin'in delil yetersizliğinden beraatlarına karar verilmişti.
Davanın gerekçeli kararında, 'sanıklar ile maktul arasında öldürmeyi gerektirir bir husumet bulunmadığı ve sanıkların öldürme kastlarının olmadığı' ifade edilmişti.
Kaynak: DHA ve AA