Ana SayfaHaberlerGündemBiden: Nasıl bir çıkarımız olabilir?

Biden: Nasıl bir çıkarımız olabilir?

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştü. Beştepe’de basına kapalı gerçekleşen görüşme, yaklaşık 2 saat 25 dakika sürdü. Görüşmenin ardından basın açıklaması yapıldı.

 

ABD'nin bir teröriste yataklık etmek için hiçbir sebebi olamayacağını söyleyen Biden, "Şu anda gerekli kanıtların toplanması sürecindeyiz. Bunların mahkemede kanıtlanacak şekilde yeterli şüphe uyandıracak kanıtların toplanması gerekiyor. Biz, bulabileceğimiz her türlü kanıtı incelemeye hazırız. Türk halkına şunu söylemek istiyorum, bizim bir teröristi korumak için nasıl bir çıkarımız olabilir? Bunu neden yapıyor olabiliriz? Bu mantığa sığmaz" dedi.

 

Biden, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'yi aramakta ve ziyaret etmekte geç kaldıkları için özür diledi. Biden, "ABD halkı sizin yanınızda. Barack Obama ilk arayan liderlerdendi. Özür dilerim, keşke daha önce buraya gelebilseydim" diye konuştu.

 

ABD'nin Türk halkının cesaretine hayran kaldığını söyleyen Biden, "Desteğimiz mutlaktır ve hiçbir şekilde sarsılmaz. Kalbim sadece Tük hükümeti ile değil, Türk halkının da yanında. Uçakların ya da helikopterlerinizin otelinize saldırması, inanılır gibi değil. Böylesi bir durumun, ABD Başkanı’nın ailesiyle kaldığı otelin ABD helikopterleriyle taranmasını hayal bile edemiyorum. Tabii parlamentoyu da gördüm, bu güzel binaya da geldim ve sol tarafıma baktığımda mermi deliklerini görebilecğeimi söylediler" diye konuştu.

 

Biden, Türk halkının gösterdiği duruşa karşın dünyadan yeterince empati görmediği için tepkili olduğuna dikkat çekti:

 

"Tabii ki bazı vatandaşlarınızın dünyanın yeterli dayanışmayı göstermediği ya da empati kuramadığı yönündeki eleştirilerini anlayabiliyorum. Ben de bu sebeple buraya bizzat gelmek istedim. Başkan Obama tarafından, kendisini temsil etmek için gönderildim. Bu Türkiye’nin en önemli değerlerine karşı yapalmış, şiddet dolu bir hainlik. Bu kişiler de sevdikleri ve savunmaya yemin ettikleri insanlara saldırdılar. İlk andan beri yanınızdayız, sizin müttefikiniziz. ABD halkı, halkınızın ve sizin de darbe karşıtı duruşunuza hayran kaldılar."

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe gecesi görüntülü konuşma yoluyla televizyondan halka seslenmesine de değinen Biden, şöyle devam etti:

 

"Bir cep telefonuyla halkınıza seslendiniz, insanlara darbeye karşı sokağa çıkma çağrısında bulundunuz. Bu teröristlerin halkın elinden her şeyini çalmasına izin vermemesini istediniz. Bu insanlar da sizi dinlediler. Bu insanlar sokağa çıktıklarında başka bir uçağın veya helikopterlerin onları tarayıp taramayacağını bilemezdi.

 

Dünya, Türklerin vatanseverliğini gördü. Tankların önünde durdu halk, tankların altında kaldı bazıları. Ben şahsen, ABD Başkanı adına da, ABD halkı adına da, sizin halkınızın cesaretini hayranlıkla izlediğimizi söylemek istiyorum.

 

Türk halkının ulusal güvenlikle olan hassasiyetini anlıyoruz. Bu darbe girişimiyle ilgisi olan herkesin adaletin karşısına çıkarılması için her desteği sağlayacağız. Daha önce de söylediğim gibi ABD’li heyet, sizin uzmanlarınızla yakın işbirliğiyle çalışıyor. Kanıtları topluyorlar, ABD’den Gülen’in Türkiye’ye iadesi talebi üzerinde çalışıyorlar."

 

'Başkan görevden alınır'

 

Daha önceki taleplerden farklı olarak bu konu üzerinde çok sayıda avukatın çalıştığına dikkat çeken ABD Başkan Yardımcısı, "Daha önce hiç bu kadar sayıda avukatın bir davayla uğraştığını görmemiştim. Fakat ABD hükümeti ne kadar güçlü olursa olsun, Obama ne kadar yetkili olursa olsun, herhangi birini iade yetkisine sahip değil. Mahkeme haricinde kimse karar veremez. Başkan bunu kendi eline alırsa, güçler ayrılığını ihlal ettiği için görevden alınır" diye konuştu.

 

Darbe girişiminin arkasında Gülen olduğuna dair henüz yeterli kanıt sunulamadığını belirten Biden, "Halkınızın da şunu anlaması gerek, Gülen’i korumak için hiçbir sebebimiz yok. Böylesi bir durumda hatırlayacaksınız, Gülen ABD’ye sığınmak için ilk talepte bulunduğunda Bush yönetimi Gülen’e sığınma vermemişti fakat bir mahkeme, ABD başkanının ret kararını tersine çevirmişti. Bu durum, bağımsız bir federal mahkeme tarafından kanıtların değerlendirimesi şeklinde devam ediyor" dedi.

 

Türk halkının ABD halkının dost olarak görmeye devam etmesini temenni eden Biden, "Kendi kişisel başsağlığı dileklerimi, tekrar ifade etmek istiyorum. Sadece darbe girişimi sırasında değil, sonrasında da bir düğünde 50 kişi IŞİD tarafından öldürüldü. Halkınızın çekmiş olduğu acı, IŞİD’in, PKK’nın saldırılarıyla güneydoğuda yaşanan acılar, hiçbir halkın çekmemesi gereken acılar. Buradaki barbarlık dehşet verici fakat ne Türk halkı ne ABD halkı terör karşısında geri adım atmayacaktır" diye konuştu.

 

'Türk halkının ABD'den büyük dostu yok'

 

"Türkiye ile beraber çalışmaya devam etmeyi heyecanla bekliyoruz" diyen ABD Başkan Yardımcısı, "İki ülkemizin işbirliğini artırmak için yeni adımlar atacağız. Teröre karşı işbirliğine devam edeceğiz. ABD halkı en başından olduğu gibi size destek olacaktır. Özür dilemek isterim, daha önce buraya gelmek isterdim. Halkınıza büyük hayranlık duyuyoruz, bu trajedi karşısındaki duruşunuza hayranlık besliyoruz" diye devam etti.

 

Joe Biden, iade talebi üzerinde çalışmanın zaman aldığının da altını çizerek, "Bu konuda şüphe olmamalı ki biz Türk hükümetiyle yakın şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Türk halkının ABD'den daha büyük bir dostu yok." diye konuştu.

 

Erdoğan: En azından gözaltına alınmalı

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden'ın ardından söz alarak, ABD Başkan Yardımcısını bu yıl ikinci kez Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi fakat görüşmeyi normal şartlarda yapabilmiş olmayı dilediğini belirtti. 

 

"Milletimle iftihar ediyorum. FETÖ’nün elinde uçaklar, helikopterler, tanklar vardı. Vatandaşımın elinde sadece bayrağı vardı. O bayrakla tankın üzerine yürüyor, yüreğini inancıyla bütünleştirmek suretiyle, 12 saatte darbe girişimini püskürtüyor" diyen Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz'da şehit olanların sayısının 241'e yükseldiğini, gazi sayısının da 2 bin 194 olduğunu açıkladı.

 

"ABD ile ilişkilerimiz, Obama döneminde stratejik ortaklıktan model ortaklığa dönüştü" diyen Cumhurbaşkanı, Biden ile görüşmemizde, kendi milletine saldırmaktan çekinmeyen bu örgüt hakkında bilgi verdim. Bizim için öncelik, FETÖ elebaşısının ülkemize iadesidir. Mahkeme kararından bahsediyorlar, biz de 15 Temmuz öncesi örgütün yaptıklarını 85 koli halinde gönderdik. Şu anda da 15 Temmuz sonrasına ait dosyaları yine hazırlayıp gönderiyoruz fakat ABD – Türkiye arası suçluların iadesi anlaşması gereği bu tür kişiler en azından gözaltına alınır, tutuklanır ve mahkeme boyunca gözaltında bulunurlar" dedi.

 

"Bu zat hala bulunduğu yerden terör örgütünü idare ediyor. 170 ülkede okulları, dernekleri var, onları yönetmeye devam ediyor" diyen Cumhurbaşkanı, "Birçok basın mensupları Pensilvanya'ya götürülmek suretiyle söyleşi yapılıyor. ABD’deki yayın organlarıyla birçok söyleşiler yapıyorlar. Bunlarla dünyadaki eylemini devam ettiriyor, yönlendiriyor, şekillendiriyor" diye konuştu.

 

Cerablus konusu

 

Gülen'in anlaşma gereği gözaltında tutulması gerektiğini altını çizen Erdoğan, "Tabii, ABD’nin bu konudaki haklı beklentilerimizi karşılayacak gerekli adımları atacağına inanıyorum. Görüşmemizde IŞİD dahil terörle mücadele bölgemizin en önemli konusu. Cerablus, ülkemize 20-30 kilometre mesafede bir il konumundadır. Dolayısıyla sürekli oradan bizim ilçemize yapılan havan topu atışları sebebiyle rahatsızlığımızı dile getirmiştik fakat bu anlaşılamadı" diye konuya girdi.

 

Erdoğan, "Koalisyon güçleriyle görüşmeleri yaptıktan sonra biz kararımızı verdik ve Cerablus'a ÖSO ile, onların kara harekatına destek verme suretiyle, koalisyon desteğiyle giriş sağlandı. Şu an itibarıyla Cerablus'u ÖSO üyeleri ve Cerabluslular yeniden geri almış durumdalar. Oradaki hükümete ait veya resmi konutları ele geçirmiş durumdalar. DAİŞ, Cerablus'u terk etme durumunda kalmıştır" dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İster DAİŞ, PKK, PYD, YPG, DHKP-C olsun, bize göre hepsi terör örgütü. Eş Şebab olsun, hangisi olursa olsun. Terör örgütünün iyisi kötüsü olmaz, hepsi teröristtir. Bir terör örgütünün bir başka örgütle mücadelesi onu aklamaz. Milli güvenliğimizin tehdit edilmesine asla müsaade edemeyiz" dedi.

 

'Esedli Suriye demokrasiye ulaşamaz'

 

"İşte ne yazık ki her gün, her zaman Aylan Kürdilerin, Ümranların yüreğimizi kanatan fotolarına şahit oluyoruz" diyen Cumhurbaşkanı, "Suriye halkının kendi seçeceği yöneticiyle yönetilmesini isteriz. Evet demediği bir kişiyle idare edilmesine müsaade edemeyiz. Esed'li Suriye asla demokrasiye ulaşamaz. Kendi halkından 600 bine yakın öldürmüş olan, devlet terörü estiren birinin yanında yer almayı, biz Türk milleti olarak zûl addediyoruz. Biz, ABD’nin de bu konuda hasssas olup gerkeli desteği vereceğine inanıyoruz" dedi.

 

İlk soruyu soran yabancı gazeteci, "Cerablus'ta ABD uçakları da destek veriyor. Suriye’deki IŞİD mücadelesi konusunda yorumlarınızı alabilir miyiz? İade sürecinin yıllar sürebileceği ifade ediyor. Bunun çabuk sonlanması isteniyor, bu ilişkileri nasıl etkiler" sorularını yöneltti.

 

Biden, "Cerablus operasyonu konusunda Türk ordusunu güçlü şekilde destekliyoruz. Kendilerine hava savunması sağladık ve IŞİD ile mücadelemiz ortak devam ediyor. İnancımız, Türk sınırı Türkiye tarafından kontrol edilmeli. Bu sınırın hiçbir örgüt tarafından işgal edilmesi kabul edilemez. Suriye bütün halinde kalmalı, küçük parçalara göz yumulamaz. Amacımız, Türkiye ile işbirliğine devam etmek" yantını verdi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecinin sorusunda 'DAİŞ' yerine 'İslam Devleti' ifadesini kullanmasına tepki göstererek şu yanıtı verdi:

 

"Ben de Biden'ın sözlerine katılıyorum yalnız hanımfendinin dili sürçtü sanırım, İslam Devleti dersek yanlış olur. Burada DAİŞ ifadesi aslalolan çünkü İslam Devleti'nden terörist çıkmaz. DAİŞ terörist gruptur. İslam, barış kavramından türeyen bir sözcüktür. Dolayısıyla İslama mensup olan bu katliamları yapmaz, çocukları canlı bomba olarak halkın arasına sokmaz. Ne yazık ki DAİŞ bunları yapıyor ama bedelini çok ağır ödeyecek, hiç endişeniz olmsın. Yeter ki barışa koşanlar güçbirliği yapsınlar."

 

İkinci soru da, Türkiye'nin ABD'nin suçlu iadesi taleplerinde hiçbir bürokrasiyi öne sürmeden yardımda bulunmasına ve ABD Büyükelçisi'nin dahi 'Darbenin arkasında Gülen var' açıklamasına rağmen ABD'nin tavrının iş yavaşlatır hâlde olmasına dairdi.

 

Biden bu soruya karşı, "ABD için bunun basit bir açıklaması var. Biz hukuk devletiyiz, Anayasa ile sınırlıyız. Yasalarımız herhangi birinin iadesi için ABD mahkemesinin gerekli koşulların oluştuğuna karar vermesi gerekir. Biz sadece iade talebimiz için deil, yaptığımız her şeyde hukukun üstünlüğünü gözetiyoruz" yanıtını verdi.

 

Bu duruma örnek olarak FBI tarafından aranan bir teröristin dahi bazen yetersiz kanıt nedeniyle serbest kalabileceğini gösteren Biden, "Bir kişi takipe alındı, ABD’lileri öldürmek istediğini söyledi ancak kanıt olmadığı için bir şey yapılamadı. Biz kanun dışında hareket edemeyiz, hukukçularımız Ankara’daydılar, burada sizin uzmanlarınza ve yargıç ile savcılarınıza, 'bize ihtiyacımız olan verileri rica ediyoruz' dediler" diye konuştu.

 

Güçler ayrılığı ilkesine vurgu yapan Biden, şöyle devam etti:

 

"Bizim hiçbir çıkarımız yok, nasıl bir çıkarı olabilir ki? Biz, hukuk tarafından sınırlanmış duırumdayız. Adalet sistemimizin Türkiye’den farkı tabii ki var ancak biz 225 yıldır bu sistemle devam ediyoruz. Bu değişemez. Tabii ki sürecin ne kadar uzun süreceği, gelen kanıtlara bağlı. ABD mahkemesine gidip 'Bu adam kötüdür diyemezsiniz.

 

Şu anda gerekli kanıtların toplanması sürecindeyiz. Bunların mahkemede kanıtlanacak şekilde yeterli şüphe uyandıracak kanıtların toplanması gerekiyor. Biz, bulabileceğimiz her türlü kanıtı incelemye hazırız. Türk halkına şunu söylemek istiyorum, bizim bir teröristi korumak için nasıl bir çıkarımız olabilir? Bunu neden yapıyor olabiliriz? Bu mantığa sığmaz.

 

Biz hukuk tarafından sınırlıyız, mahkemeye kanıtlar sunulduktan sonra karar verilir. Bizim sistemimize göre federal yargı, başkana ve kongreye eşit güçtedir. Güçler ayrılığı bu şekilde çalışır."

 

Soru – cevabın ardından ortak açıklama sona erdi.

 

Kaynak: Al Jazeera

- Advertisment -