Ana SayfaHaberlerGündemCumhuriyet davası başladı...

Cumhuriyet davası başladı…

 

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, gazetenin yayın danışmanı Kadri Gürsel, Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay, gazetenin okur temsilcisi Güray Öz, köşe yazarı Hakan Kara, gazetenin çizeri Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Önder Çelik ve Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu üyesi Avukat M. Kemal Güngör 262, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Ahmet Şık 206, muhasebe biriminde çalışan Yusuf Emre İper ise 106 gündür tutuklu bulunuyor. Cumhuriyet çalışanları hakkında, tutuklandıklarından 156 gün sonra iddianame hazırlandı. Cumhuriyet gazetesinin yazar, çizer ve yöneticilerinin aralarında bulunduğu 12’si tutuklu 19 çalışanı, bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde hâkim karşısına çıktı. Davaya İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor.

 

12:17 İLK SAVUNMA KADRİ GÜRSEL'İN

 

 Daha sonra sanıkların savunmasına geçildi. İlk savunmayı yapan Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı sanık Kadri Gürsel, "İddiaların tamamı gerçek dışıdır. Bylock kullanıcısı 92 kişi ve haklarında FETÖ soruşturması 21 kişi ile iletişim kaydı bulunduğu iddiası gerçek dışıdır. 85 kişi bana bir defaya mahsus SMS (telefon mesajı) atmıştır, 17 kişi de beni aramıştır. Bana SMS atanlara cevap vermediğim için benim onlarla iletişim kurduğum iddiası kabul edilemez. Bu SMS’lerin tamamı 27 Temmuz ve 1 Ağustos tarihlerinde gönderilmiştir. Bu kişilerin benimle irtibat kurma çabaları vardır. Benimle iletişim kurma çabalarının bağımsız ve eleştirel bir gazeteci olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Ama bu çabaları sonuçsuz kalmıştır. İletişim kaydı bulunduğum iddia edilen 112 kişiden sadece 8 ile iletişim kaydım vardır. 5’i ile meslek nedeniyle görüştüğüm oldu. Bu kişilerin Bylock kullanıcısı olduklarını bilmem mümkün değildir. Hiç unutulmamalı ki gazeteciler meraklı kişilerdir ve herkesle görüşebilmelidirler. Bunun adı gazeteciliktir ve gazetecilik suç değildir. İki kişiyi ben aradım. Biri Mehmet Altan’dır, babasının ölümünden dolayı başsağlığı için aramıştım. Diğeri de Mümtazer Türköne’dir, onu da geçmiş olsun dilemek için aramıştım. Bu asılsız iddianame, iktidara yakın gazetelere servis edilmiştir. Yalan haberle itibarsızlaştırılmak istendiğim aşikardır. İddia makamı hakkımdaki HTS kayıtlarını inceleme gereği duymamıştır. Asılsızlığını bilerek iddianameye koyduysa görevini kötüye kullanmıştır iddia makamı. Bu suçlamalar her türlü mesnetten yoksundur" dedi.

 

"YAYIN POLİTİKASINI DEĞİŞTİRME İDDİASI ABESLE İŞTİGAL"

 

Kadri Gürsel, "Benim yayın danışmanlığım ile gazetenin sözde yayın politikası değişikliğiyle ilişki kurmak abesle iştigaldir. Görevine 27 Eylül 2016’da başlayıp sadece 34 gün görevde kalmış bir kişinin yayın politikasını değiştirmesi nasıl mümkün olur? 5 ay köşe yazarlığı yapıyor olmam da yayın politikasını değiştirmeye etki etmez. Yenigün Haber ajansı imza yetkilisi olmadığım halde polis fezlekesinde bu şekilde yazılması görevi kötüye kullanmaktır" diye konuştu.

 

"BERAATİME KARAR VERİLSİN"

 

Gürsel, Türkiye’de otoriterleştiğine yönelik algı yaratmakla ilgili iddiayı da kabul etmeyerek "Hukuki değil, siyasi bir suçlamadır. Türkiye’deki rejimin otoriterleştiği iddiasını değişik dönemlerde yazılarımda belirttim. Maalesef bu öngörüm gerçekleşti. Aksi halde mesnetsiz suçlamalarla 9 ay sonra mahkeme çıkarak savunma yapıyor olmazdım. Uzun tutukluluk yoluyla cezalandırma başlı başına insan hakkına aykırıdır. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum" dedi. Gürsel’in savunmasının ardından Akın Atalay’ın savunmasına geçildi.

- Advertisment -