Ana SayfaHaberlerGündemErdoğan'dan Brexit yorumu: 3 gün bile dayanamadın

Erdoğan’dan Brexit yorumu: 3 gün bile dayanamadın

 

İstanbul’da Tüm Sanayici İş Adamları Derneği’nin (TÜMSİAD) iftarına katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İngiltere'deki referandumda Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma yönünde çıkan kararı değerlendirdi. Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye "3 bin yıl" sonra üye olabileceğini söyleyen İngiltere Başbakanı David Cameron'a da yanıt verdi. Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları şöyle:

 

"Öncelikle demokrasiye, milli iradeye saygıyı esas alan bir siyasi anlayışın mensupları olarak sonuçların İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Tüm dünya ile birlikte biz de referandum sonucunun 'evet' olarak çıkmasını bekliyorduk ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve AB için yeni br dönemin başlangıcı olarak görüyorum. AB uzun süredir Türkiye’nin üyeliği başta olmak üzere pek çok konuda kendi değerlerine ters düşen bir pozisyona sürüklenmişti. Bir çok ülkeyi kabul eden AB’nin Türkiye’ye karşı çifte standardı artık gizlenemez bir hâle gelmiştir. Bize engel üstüne engel koydular. 53 yıldır kapılarında beklettiler, hâlâ bekletiyorlar. Ne bu? Gerekçeniz ne? Bir zaman bir Fransız dışişleri bakanı, bir donörler toplantısında Somali ile ilgili… Arada çıktık, Ahmet Bey (Davutoğlu) o zaman dışişleri bakanı, Başbakanım ve o ülkenin başbakanı üçlü görüşüyoruz, Konuştuk konuştuk, dedi ki; ‘Sizi AB’ye almazlar’ dedi. ‘Neden?’ dedim. Durdu durdu, ‘Müslümansınız’ dedi. Yaa. 'Tamam bunu biliyoruz da biz de insanız, birbirimizden farkımız mı var' dedim. Bak bunca zaman geçti. E başında deseydiniz; 'Boşuna uğraşmayın, Müslümansınız, sizi almayacağız' diye. Neden oyaladınız? ‘Hayır diyemediler, onun için bu süreç böyle geldi’ dedi. 'Peki NATO’ya nasıl oldu da aldınız?' dedim. Ne dedi biliyor musunuz? Çok enteresan. 'Orada bir yanlışlık oldu' dedi. Buna benzer çok hatıra var."

 

"Dürüst davranmadılar"

 

'İkircikli davranmayın' dedik. Bunlarla bütün müzakerelerde hep şunu söylemişimdir: Alacaksanız, 'buyurun' deyin, almayacaksanız 'boşuna uğraşmayın, almayacağız sizi, bizi de yormayın, siz de yorulmayın' deyin. Ama hep aldattılar, dürüst davranmadılar. İşte şimdi buyurun İngiltere… Ne dedi? '3000 yılına kadar Türkiye giremez' dedi. E şimdi ne oldu? Hadi buyur bakalım, 3 gün bile dayanamadın bak…"

 

"Türkiye'ye yapılan uygulama İslamofobiktir"

 

"Biz AB’yi önemsedik ve bu yolda bir gayret ortaya koyduk ama hep bizi oyaladınız. Beraber müzakere masasına oturduğumuz kişilerle maalesef bizi ayırt ettiniz. İşte son olarak göçmenler konusunda takındığı insani ve ahlâki olmayan yaklaşım, Avrupa Birliği'nin tutarlılığını ciddi şekilde tartışmaya açmıştır. Avrupa'da yükselen ırkçı ve İslamofobik akımlar ile -kimse demesin Avrupa İslamofobik değil. Hayır, işte ben söylüyorum- şu anda Türkiye'ye yapılan uygulama İslamofobiktir, onun için bizi almakta bunlar gecikiyorlar."

 

Trump göndermesi

 

"İşte Amerika. Aynı şey orada. Şu anda adaylardan bir tanesi Müslümanlara vuruyor, vuruşturuyor. Sayın Obama burada Müslümanlardan yana tavır koyuyor, 'Böyle bir ayırım yapamazsınız' diyor ama diğer aday, Müslümanların Amerika'da olmasına adamın tahammülü yok. Bir de gelmiş burada bir yerde bir marka koymuşlar onun adına. O markayı aslında binasına koyanların onu süratle kaldırması lâzım. Ben de bir yanlış yaptım, oranın açılışını yaptım."

 

"Sorunun öznesi AB'nin bizatihi kendisidir"

 

"Bizim bu konudaki tavrımız açık ve nettir. Avrupa Birliği'nin ekonomik ve demokratik standartlarını kendi vatandaşlarımızın refahı ve huzuru için önemli görüyoruz. Tam üyelik hakkımızın teslim edilmemesine rağmen Avrupa Birliği vizyonunu sürdürmemizin, kriterleri yerine getirmeye devam etmemizin sebebi budur. Ne demiştik, gerekirse Kopenhag Kriterleri'nin adını 'Ankara Kriterleri' olarak değiştirir ve yolumuza devam ederiz. Bugün de aynı yerdeyiz. Geçmişten farklı olarak bugün sorunun öznesi Türkiye değildir Avrupa Birliği'nin bizatihi kendisidir. Mülteci krizi ve İngiltere'nin ayrılık kararı Avrupa Birliği'ni tutumunu ve tutarlılığını sorgulamaya yöneltmelidir. Şayet, Avrupa Birliği bu sorgulamayı samimi olarak yapar ve gereğini süratle yerine getirirse, zaten o birliğin içinde Türkiye doğal olarak yerini almış olacaktır. Böyle olmaz da Avrupa Birliği tutarsızlıklarını derinleştirerek yoluna devam etmeye kalkarsa kısa sürede yeni ayrılıklarla karşılaşması kaçınılmaz hâle gelecektir. Avrupa, bizim rakibimiz değil, birlikte hareket etmeyi arzu ettiğimiz güçlü tarihi ve beşeri münasebetlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır. Avrupa'da yaşayan 6 milyonu bulan Türkiye kökenli insanımızın geleceğini ilgilendiren her mesele, tabii olarak bizim meselemizdir. Biz zaten kapısında bekleyen bir ülke olarak bu gelişmeleri yakından ve Avrupalıların bizi değerlendirirken kullanmayı çok sevdikleri ifade olan 'endişeyle' takip etmeyi sürdüreceğiz."

 

Kaynak: Al Jazeera

- Advertisment -