Ana SayfaHaberlerGündemHDP'den YSK hakkında suç duyurusu

HDP’den YSK hakkında suç duyurusu

 

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım Ankara Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) halk oylamasına ilişkin kararlarıyla ilgili, YSK Başkanı Sadi Güven ve kurul üyeleri hakkında görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi verdiklerini söyledi.  

 

Oy verme işlemi bittikten sonra YSK'nın bir duyurusuyla halk oylamasına ilişkin karar değişikliğine gidildiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

 

"O da daha önceki seçimlerde sıklıkla tecrübe etmiş olduğumuz, mühürsüz oy pusulaları ile mühürsüz zarfların geçersiz sayılacağı kuralının ihlâliydi. YSK ve üyeleri çok açık bir şekilde görevlerine sahip çıkmamış, 2014'te mevcut başkan ve üyelerinin çoğunun aynı olduğu YSK, vermiş olduğu bir kararı tekzip edercesine bu referandumun üzerine meşruiyet gölgesi düşürmüştür."

 

HDP'li Sancar: Tek yol seçimin iptali

 

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ve beraberindeki bir grup HDP milletvekili, MYK ve parti meclisi üyeleri de YSK'ya giderek, 16 Nisan Pazar günü yapılan anayasa değişikliği referandumunun iptali için başvuru yaptı. Başvurunun ardından gazetecilere açıklama yapan Sancar, anayasa değişikliğinin gündeme geldiği andan itibaren sürecin meşruiyetten yoksun ve usûl eksiklikleri içinde gerçekleştirildiğini savunarak, TBMM Anayasa Komisyonu ve TBMM Genel Kurulu'ndaki itirazlarının kabul görmediğini söyledi.

 

Olağanüstü hâl şartlarındaki halk oylaması sürecinin eşit olmayan şartlarda geçtiğini, pek çok kural ihlâli yapıldığını savunan Sancar, sandık kurulları için önerdikleri adayların çoğunun ya tutuklandığını ya da farklı engellemelere maruz kaldığını, sandık güvenliği için yaptıkları girişimlerin engellenmesi nedeniyle güvenliğin şüpheye düştüğünü belirtti.  

 

YSK'ya sundukları dilekçede gerekçeleri tek tek anlattıklarını, ilçe seçim kurullarına da yerel ihlâlleri bildirdiklerini ve itiraz ettiklerini anlatan Sancar, bazı seçim bölgelerinde güvenlik güçlerinin desteği, mülki amirlerin yönlendirmesiyle açık oy kullandırıldığını, Doğu'daki bazı köylerde blok "evet" oyu çıkmasının da bunun kanıtı olduğunu ileri sürdü.

 

"YSK kararı Doğu illerinde sandıklar açıldıktan sonra aldı"

 

Sancar, YSK'nın "mühürsüz oy ve zarfları geçerli sayan kararı"nın dışarıdan oy kullanımını ispat etmeyi imkansız hâle getirdiğini söyleyerek, "Seçim ihlâllerine olağan prosedürlerle itiraz ederek seçimi hukuka uygun hâle getirme imkânı artık yoktur" dedi.

 

YSK'nın "mühürsüz oy ve zarfları geçerli sayan kararı"nı Doğu illerinde sandıklar açıldıktan sonra aldığını savunan, şöyle devam etti:

 

"Mühürsüz oy meselesi basit bir seçim ihlâli olarak değerlendirilemez. Seçimin tamamını geçersiz kılacak ağır ve telafisi imkânsız ihlâldir. Seçim sakattır, düzeltilme imkânı yoktur. Bu seçim yapılış itibarıyla adil değildir, anayasal kurallara, seçim hukukunun temel ilkelerine uygun gerçekleşmemiştir. Oylama ve sayım işlemi de geçersizdir. Bu seçimin düzeltilme imkânı yoktur. Tek bir yol var, seçimin iptali. Referandum iptal edilmeden bu tartışmaları bitirmek mümkün olmayacaktır. Eğer YSK bu kararı vermezse referandum ebediyen şaibeli kalacaktır. Böyle bir şaibeli sonucun üzerine bu kadar önemli bir sistem değişikliği inşâ etmek gaflettir.

 

Bu kadar meşruiyet eksikliği veya yokluğuyla malûm olan, bu kadar açık şâibe, ihlâl iddialarıyla sakatlanmış olan bir referandumun sonuçları üzerine bir sistem değişikliği inşâ edilemez. Edilse de bu sistem yine ebediyen şüpheli, şâibeli, tartışmalı kalacaktır. Türkiye'de böyle bir derin yara açmamak için elbette YSK'dan beklentimiz bu çerçevede seçimlerin iptaline karar vermesidir. Hükümetten, AKP'den, Cumhurbaşkanı'ndan beklentimiz bu zayıf, çürük temel üzerine bu kadar büyük bir bina inşâ etmekten vazgeçmesidir. Gelin yeni bir anayasa süreci başlatın toplumsal mutabakatı olabilecek en geniş çerçevede sağlamak üzere şartları oluşturun, demokratik ortamda çalışmaların yürütülmesini kabul edin. Ondan sonra çıkacak sonuca toplumun büyük kısmı hatta tamamı elbette saygı duyacaktır."

 

Kaynak: AA

- Advertisment -