Ana SayfaHaberlerGündemÖcalan kararı HDP oylarını etkileyecek mi?

Öcalan kararı HDP oylarını etkileyecek mi?

 

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün İmralı’daki cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağının kaldırıldığını açıklamasının ardından Ankara’da siyasi çevrelerde öne çıkan “Hükümet 23 Haziran öncesinde ne yapmaya çalışıyor? HDP oylarına mı talip?” sorularına yanıt aranıyor.

 

CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Özkoç, hükümetin bu hamlesini “Yaptıkları şeyin neye denk geldiğine bakılmalı. Neden daha önce değil de, şimdi? Zamanlaması manidardır. Türkiye’de toplumu ayrıştıran, bölmeye çalışan bir iktidar var” sözleriyle değerlendiriyor. Özkoç, ana muhalefet partisi CHP'nin bu konudaki yaklaşımı konusunda DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Kendi içimizde ayrıca değerlendiriyoruz ama birtakım şeyler de çok ortada” diyor.

 

Özkoç, hükümetin 23 Haziran’da tekrar edilecek İstanbul seçimini genel seçim havasında yürütmek niyetini açıkça ortaya koyduğunu belirtirken, muhalefetin ise İstanbul seçiminin bir yerel seçim olduğu, halkla iletişimini bu yönde yürüttüğü konusunda kararlılıkla ilerlediğini anlatıyor.

 

Özkoç, “İstanbul’da 16 milyon insan yaşıyor ve hepsi ayrıştırmadan, köken sorgulamadan kendilerini doğru düzgün yönetecek bir belediye başkanı istiyor. Hepsi, kendilerini 18 gün yöneten Ekrem İmamoğlu’nun elinden mazbatasının neden alındığını çok iyi biliyor” diyor. Halkın hükümetin her açıklamasını sorguladığını, samimi bulmadığını öne süren Özkoç, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağının kaldırılmasının da halkta karşılığı olmayacağı mesajını veriyor.

 

HDP: Seçmenimiz kolay avlanabilir bir seçmen değil

 

HDP TBMM Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağının kaldırıldığına dönük açıklamanın HDP seçmenini etkileyip etkilemeyeceği konusunda DW Türkçe’ye “Oylara çok büyük bir etkisinin olacağı kanaatinde değilim. Şunu da herkes bilsin ki; HDP seçmeni kolay avlanabilir bir seçmen değildir” diyor. Oluç’a göre Adalet Bakanı Gül’ün açıklaması hükümetin bir "açılımı” olarak da nitelendirilmemeli. Bakan Gül’ün Öcalan’ın avukatlarıyla görüşebileceğini söyleyerek hukuki bir duruma işaret ettiğini anlatan Saruhan Oluç, “HDP’ye hediye edilmiş bir durum yok ortada. HDP seçmeni de bilinçsiz bir seçmen değil. Herkes, neyin ne olduğunu biliyor” diye konuşuyor.

 

Avukatların Öcalan’la en son 2 Mayıs’ta görüştüğünü ancak bu görüşmenin arkasının gelmediğini hatırlatan Oluç, “Mesele sadece tecritin sona erdirilmesi değil, mesele insan hayatıdır” sözleriyle de cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekiyor. Üç bin kişinin açlık grevinde, 30 kişinin ölüm orucunda olduğunu ve bu durumdan çok kaygılı olduklarını anlatan Saruhan Oluç, “Hükümet açılım yapacaksa, cezaevlerindeki bu durumu sonlandıracak adımlar atmalıdır. Açlık grevleri çok kritik bir noktaya gelmiştir. Grevlerin bitmesi için yeni bir karar alınacak mıdır, Öcalan’la görüşme yasağının fiilen sürdüğünü açıklayan avukatların Öcalan’la yeniden görüşme yapması için adım atılacak mıdır?” diye soruyor.

 

İyi Parti: Dertleri oy devşirmek

 

İyi Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan da, Adalet Bakanı Gül’ün açıklamalarıyla hükümetin 23 Haziran için HDP’li seçmenden oy devşirme niyetini ortaya koyduğunu söylüyor. Türkkan, “Zamanlamanın manidar olmadığını söylemek mümkün değil. Bahçeli işaret verdi, hükümet harekete geçti. Seçim öncesinde açıklama yapıyorlar ki seçmene oynasınlar. Ama HDP seçmeninin iktidara prim vermediğini, vermeyeceğini görmek gerekiyor” diye konuşuyor.

 

AKP: Seçime endeksli konu değil

 

AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, HDP’nin “cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin ve görüş engelinin ortadan kaldırılması” amacıyla mecliste gündeme getirdiği araştırma önergesinin tartışmaları sırasında Öcalan’la görüşme meselesinin uzun zamandır devam ettiğini, “sekiz yıldır görüşme yok” ifadesinin de doğru olmadığını söylemişti. Yayman hükümetin bu konuda sürekli teması, arayışı ve çalışması olduğunu dile getirmişti.

 

Yayman, DW Türkçe’ye Öcalan’ın görüşme yasağının kaldırılmasıyla ilgili olarak muhalefet eleştirilerini değerlendirirken zamanlamanın manidar olmadığı mesajını veriyor. Yayman, “Bu konu seçim endeksli bir konu değildir. Hükümetimizin tavrı çok nettir. Milli birlik, kardeşlik, demokrasi ve çözüm süreci için çok önemli adımlar attık, riskler aldık. Ama PKK terör örgütü sürekli bu durumu sabote etti, silahla karşılık verdi. Terörle mücadele ve milli birliğimiz için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diyor.

 

Erdoğan’a 19 Mayıs tepkisi

 

Muhalefet cephesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Samsun'da 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı için düzenlenecek resmi törenlere HDP’yi davet etmemesine de tepki var. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Bu tür milli olaylarda, devlet protokolünü ilgilendiren olaylarda davete zaten gerek yok. Kimse, kimseye bir şey bağışlamıyor, bir lütufta bulunmuyor. Devlet protokolü bellidir” derken, HDP’nin mecliste temsil edilen bir parti olduğuna dikkat çekiyor.

 

İyi Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Bizim zaten Samsun için daha önceden planladığımız bir programımız vardı. Erdoğan’ın doğrularıyla hareket etmiyoruz” derken, HDP’li Saruhan Oluç da “Erdoğan'ın, tüm partilere eşit yaklaşmadığı ortada. Bir cumhurbaşkanı gibi değil de, AKP Genel Başkanı gibi davranıyor. Biz, mecliste üçüncü partiyiz. Erdoğan’ın ayrıştırıcı tavrı bu gerçeği değiştirmiyor” açıklamasında bulunuyor.

 

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

- Advertisment -