Diyarbakır’ın tarihi Keçi Burcu’nda 16 Ekim’de açılışı yapılan sanatçı Ahmet Gümüştekin’in “Hafıza Odası” sergisi için PKK yöneticilerinden Duran Kalkan’ın açıklamalarının yer aldığı bir video sosyal medyada dolaşıma girdi.
Kalkan, serginin Kürtlere yönelik katliamları övdüğünü ve devlet tarafından yaptırıldığını” öne sürerek, “Belli bir protesto oldu ama yetmez çok daha fazla olmalı” dedi.
Duran Kalkan: “Ne sanatı kültürel soykırım”
Kalkan’ın sosyal medyada dolaşıma giren videoda söyledikleri şöyle:
Katliamı öven, yani sanki Kürt hafızasının o olduğunu gösteren güya sanat adı altında etkinlik yapabiliyorlar. Evet, devlet yaptırıyor denebilir ama Amed’de yapılıyor. Belli bir protesto oldu ama yetmez çok daha fazla olmalı. Bu anlamda kendimizi daha iyi sorgulamalıyız.
Kültürel soykırımın saldırısı bize nasıl yöneltiliyor. Biz buna karşı nasıl mücadele edeceğiz? Kültürel soykırıma karşı direnme yöntemleri nelerdir? Saldırı yöntemleri ne? Onlar nasıl boşa çıkarılabilir? Bunlar üzerine daha fazla durmalıyız
Düşman gerçeğini, soykırımcı gerçeğini, asimilasyon gerçeğini iyi görmek lazım. Onların karşısında doğru yurtsever tutumu net gösterebilmek gerekli. Düşmandır, örgütler saldırtır ama daha fazla tepki olmalıydı. Bilincimizle, zihniyetimizle oynanmak isteniyor.
Ne sanatıymış nasıl yapılabilir Amed’de bunlar. Daha çok karşı çıkabilmek lazım, daha çok duyarlı olmak gerekli. Bazıları Amed uyuma bilincine sahip çık, hafızana sahip çık. Bütün Kürtler uyumasın, hafızalarına sahip çıksınlar, bilinçlerine sahip çıksınlar. Kültürel soykırıma karşı doğru duruş ve başarılı mücadele ancak böyle olur.
Süleyman Soylu: “Sanat, teröre kendisini alet etmez”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da önceki gün Haliç Kongre Merkezi’ndeki konuşmasında sergi ile değerlendirmeler yapmıştı:
“Geçenlerde Diyarbakır’da bir manzarayla karşılaştım. Bir Hafıza Odası oluşturmuşlar, çerçevesini de sanat diye sunmuşlar. Hafıza odasında maalesef özellikle terör örgütüyle ve onun siyasi uzantısı ile iş tutan bir anlayışı gerçekleştirmişler. Hendek, barikat, Kobani olayları da dahil olmak üzere terör örgütü mensuplarını bir noktaya alıp sanatı istismar etmişler.
Ticaretin, siyasetin sanatı çok kullandığını gördüm. Gezi olaylarında sanatın nasıl, vandalizm ve bu ülkenin huzurunu bozmak için kullanıldığını gördüm ama terörün sanatı kullandığına ilk kez şahit oldum. Sanat, ötekileştirme ve teröre kendisini alet etmez.
Diyarbakır annelerini görmeden, Bedirhan bebeği Hafıza Odası’na koymadan teröre meşruiyet kazandırmaya çalışanlara sadece acıyorum. Kendisini sanatçı kisvesi altında, terör örgütüne kullandıranlara da acıyorum.”