Katalonya makamları, Twitter’da ve şarkılarında kullandığı ifadelerden dolayı terörizmi yüceltmek, Kral’a ve devletin kurumlarına hakaret etmekten 9 ay hapis cezası alan Hasel’e, Lleida’daki Ponent hapishanesine teslim olması için Şubat ortasına kadar süre vermişti.
Ancak Katalan rapçi bunun yerine sandalyeler ve masalarla barikatlar kuran 25 kadar destekçisi ile birlikte Lleida Üniversitesi kampüsüne sığındı.
Hasel’in, kalabalık bir ekiple okul binasını çeviren polis güçlerine teslim oluşu ülke kamuoyunu monarşi ve ifade özgürlüğü tartışmalarına itti, büyük protestoların fitilini ateşledi. Lleida’da toplanan binlerce öğrenci, Pablo Hasel’e destek ve özgürlük çağrısı yaptı.
İspanya’nın çeşitli kentlerinde eylemlerin şiddeti giderek arttı fakat en yoğun saatler Katalonya bölgesinde yaşandı. Barcelona’da bu hafta sonu 6 binden fazla kişi sokağa çıktı, yer yer polisle çatışmalar yaşandı. Birçok işyeri, otel ve dükkân zarar gördü.
Görünürde herhangi bir lideri veya grup desteği bulunmayan gösteriler sosyal medyada organize edildi. Protestocular, Hasel’e özgürlük çağrısının yanı sıra, olaylarda bugüne kadar tutuklanan 13 kişinin serbest bırakılmasını da istiyor.
İspanya’nın ifade özgürlüğü sınavı
Aslında Pablo Hasel bu suçlamalarla karşı karşıya kalan ilk ünlü değil. Bugüne kadar başka birçok sanatçı ve blog yazarına, “herhangi bir şekilde terör eylemini haklı gösterme” suç isnadıyla dava açıldı.
2018’de rapçi Valtònyc terörü yüceltmek ve monarşiye hakaret etmek suçundan mahkûm olmuş, ünlü sanatçı Belçika’ya iltica etmişti.
Valtònyc önceki gün (1 Mart) Guardian’da yayımlanan yazısında sanatçı arkadaşına şu sözlerle destek oldu:
“Pablo Hasél gibi, İspanya benim de rap şarkısı sözleri yüzünden hapse atılmamı istiyor -ancak sanatçılar otosansür yapmamalı.”
Bir yıl kadar önce Twitter fenomeni Cassandra Vera 1973’te General Franco’nun iki numaralı adamı Luis Carrero Blanco’nun bombalı saldırıda öldürülmesiyle ilgili şakalar yaptığı için hapis cezasına çarptırılmış, daha sonra temyizde beraat etmişti.
Film yönetmeni Pedro Almodóvar ve Hollywood yıldızı Javier Bardem’in de aralarında bulunduğu 200’den fazla sanatçı, Hasel’in hapse atılmasına karşı bir bildiri imzaladı.
Son haftalardaki olayların ardından meydana gelen kamuoyu baskısı karşısında İspanya hükümeti, sanatsal veya kültürel faaliyetler içeren durumlarda terörizmin yüceltilmesi, nefret söylemi ve krallığa ve dine hakaret gibi “düşünce ve ifade suçlarının” cezasını azaltmayı planladığını açıkladı.
Monarşi tartışmaları hız kazandı
Protestolardan günler önce İspanya’nın ulusal TV kanalı RTVE’de monarşiyi “sorgulayan” bir öğlen kuşağı haber programı ülke gündemine düştü.
Prenses Leonor’un ortaöğrenimini Galler’de bitireceği haberi anons edilirken, KJ’de “Leonor İspanya’dan ayrılıyor. Aynı büyükbabası gibi” cümlesi kullanıldı.
Bu ifade, hakkında çıkan yolsuzluk iddialarının ardından Abu Dabi’ye giden Kral Juan Carlos’un kendi tercihiyle sürgüne gidişine atıftan başka bir şey değildi. Ancak TVE programın hemen ardından bir özür yayımladı ve olaya karışanların görevlerinden “affedildiklerini” açıkladı.
Pablo Hasel kimdir?
Asıl adı Pablo Rivadulla Duro olan Pablo Hasel, 1988 İspanya doğumlu. Komünist bir rap şarkıcısı ve Katalan bağımsızlık mücadelesine aktif destek veriyor. İlk kez 2011’de bir şarkısında radikal sol grup GRAPO’nun önde gelen üyesi Manuel Perez Martinez’i övdüğü için tutuklandı, videoları ve Facebook içerikleri bir süreliğine “zararlı” olarak sınıflandırılarak yasaklandı.
Onu bugün cezaevinde olmasına götüren soruşturma ise 2014’te başladı. “Terörizmi yüceltmek” ve “kraliyete karşı hakaret ve iftira” suçundan tutuklanan ve serbest bırakılan Hasel 2017’de hüküm giydi.
Soruşturmaya konu olan şarkılarından birinde Hasel, Kral Felipe VI ve babası Juan Carlos’a cinayet, zimmete geçirme gibi suçlar yöneltiyor.
Savcı Kiraz’ın katillerine şarkı yazdı
Hasel 2015 yılında, Çağlayan Adliyesinde Savcı Selim Kiraz’ı rehin alarak katleden Şafak Yayla, Bahtiyar Doğruyol ve Elif Sultan Kalşen’e ithafen yazdığı bir şarkıda şu sözleri kullandı:
Türkiye’deki gibi komünist mahalleler gerekiyor.
Polis oraya girmeye cesaret edemiyor.
Denerlerse eğer onları bekleyenler var
Ben oraya kaçardım ama yapmayacağım.
Burada bir gün bunu görmek için mücadele etmemiz gerekiyor.
Kapitalizmin yıkılması için
Şafak yayla gibi daha fazla insan lazım.
Hasel, sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan birinde, yasaklı Marksist grup Grapo’nun cezaevindeki üyesi Victoria Gómez’e destek verdi. Başka bir mesajında ise Kral Felipe VI ve selefi (ve aynı zamanda babası) Juan Carlos hakkında çeşitli suçlamalarda bulundu.
İtalya, Portekiz ve Yunanistan’da küçük çaplı gösteriler
Protestolarda üçüncü haftaya girilirken, gösteriler Avrupa’nın diğer şehirlerinde de görülmeye başladı. İtalya’nın Bologna şehrinde sol bir grup küçük çaplı bir eylem gerçekleştirdi.
Yunanistan’da Atina Akropolis’inde toplanan eylemciler, “Pablo Hasel’i özgür bırakın” yazılı pankartlar taşıyarak İspanya Büyükelçiliği önüne yürüdü.
Aynı saatlerde başkentteki büyükelçiliğin önünde bir araya gelen müzisyenler ise meslektaşlarına sahip çıkarak İspanyolca pankartlar taşıdı.
Selanik’teki İspanya Konsolosluğu önünde de hareketlilik vardı. Yüzü aşkın insan polis önlemleri eşliğinde protestoda bulundu.
Geçtiğimiz hafta Portekiz’in Lizbon, Porto ve Coimbra şehirlerinde meydanlarda toplanan yüzlerce öğrenci, Pablo Hasel’in cezaevine gönderilmesini protesto etti.
Coimbra’nın şehir meydanı Praça da Republica’da toplanan İspanyol öğrenciler Serbestiyet’e konuştu.
“Saçma sapan fikirleri olabilir ama devletin yaptığı daha da saçma”
Coimbra Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyan Angel Torres, tepkisini şu cümlelerle dile getirdi:
“Pablo Hasel kişi olarak pek tanımadığım biri. Genel olarak düşünceleri saçma sapan olabilir tamam, fakat bu yapılanlardan daha saçma olamaz. Bu adam monarşiye karşı çıktığı için cezaevinde. Başrolünde olduğu olaylar zinciri kesinlikle çok net üç şey anlatıyor: Devlet kurumları yozlaşmış durumda, özgürlükler ayaklar altında ve adeta Frankizmin bir devamı yaşanıyor.
“Monarşi karşıtlığı gittikçe artıyor”
Protestolara katılan Tıp öğrencisi Pablo F, İspanyol rapçinin cezaevine gönderilmesinin bardağı taşıran son damla olduğunu belirtti:
“Hasel aslında popüler bir şarkıcı değil İspanya’da. Rap’e uzak biri olmadığım halde favori playlistimde hiçbir zaman olmadı. Bir şarkısını yarım yamalak biliyorum o kadar. Şu an protestoda bulunanların da çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Ama şu an ismi dillerde. Aşırı sağın bu denli yükselişi, devletin kraliyet ve polis üzerinden ifade özgürlüğünü vurmaya çalışması yeter dedirtti. Adamın onlarca polis tarafından karga tulumba alıkonulması ‘ne oluyoruz’ duygusu uyandırdı. Siyaset kurumları eski kralı korudu ve herkes hikâyesinin neden Abu Dabi’de bittiğini çok iyi biliyor. Her zaman belirli bir seviyede vardı ama şu an yaşananlar en apolitik diyeceğim insanlarda bile inanılmaz bir kraliyet karşıtlığı oluşturdu.”
“İspanya’da Hasel’e şüpheli yaklaşan bir kesim de var”
İnşaat mühendisliği öğrencisi Lara D. ise büyük şehirlerin aksine “anakara”daki kırsal bölgelerde yaşayan İspanyolların çoğunda meselenin ifade özgürlüğü olmadığı algısının baskın olduğu kanaatinde:
“Şu an birçok şehirde kıyamet kopuyor olabilir ama meseleyi sessizce izleyen ve daha çok mağdura şüpheli yaklaşan ciddi bir kesim de var. Pablo Hasel’in (ki zaten daha önce fiziksel şiddet uygulamaktan da hüküm giymiş biri) hakaretten değil, başka bir meseleden dolayı hapiste olduğunu düşünüyorlar. Zaten ona dair bildikleri şarkı söylediği, hakaret ettiği ve şiddeti övdüğünden ibaret.”