Fotoğraf – video: Berka Yaroğlu
Yerel seçim gündeminin başlamasından bu yana DEM Parti’nin İstanbul’daki tutumu tartışılıyor. Önce aday çıkartıp çıkartmayacakları, sonra adaylarının kim olacağı tartışılan DEM Parti, şimdi de İstanbul adaylarının seçim çalışmalarına ne kadar “asıldığı”yla gündemde.
DEM Parti İBB adayları Meral Danış Beştaş ile Murat Çepni’nin seçim faaliyetinin bir gününü izledik.
“Desteğimiz bize, biz artık bizi destekliyoruz”
Murat Çepni, Cuma günkü (15 Mart) seçim çalışmasına Kadıköy Hasanpaşa’daki Salı Pazarı’nda başladı.
Partisinin Kadıköy Eş Belediye Başkanları ile birlikte pazarı dolaşan Çepni’ye pazar esnafından karşılıklar ağırlıklı olarak olumluydu.
Çepni’nin 17 Mart’ta Yenikapı’daki İstanbul Newroz’u buluşmasına davet ettiği birçok esnaf katılacağını söyledi.
“Desteğimiz size” diyenlere Çepni, “Desteğimiz ‘biz’e. Biz artık ‘biz’i destekliyoruz arkadaşlar” diye karşılık verdi.
Orta yaşlı bir pazar esnafı ise İstanbul’da en güçlü muhalif adayın desteklenmesini gerektiğini söyledi ve “İstanbul’da DEM Parti’ye giden oylar AKP’ye yarıyor” dedi. Alışveriş yapan Kadıköylülerden de Çepni’ye “İmamoğlu’na gidecek oyları bölüyorsunuz” diye serzenişte bulunanlar oldu. Çepni, “oy bölme” tepkisi gösterenleri, “Biz kendi tavrımızı ortaya koyuyoruz. Muhalefet bu sefer bizi desteklesin o zaman” diyerek ikna etmeye çalıştı.
Sultanbeyli İlçe Başkanlığı ziyareti
Aynı sıralarda Maltepe’de seçim çalışması yürüten Meral Danış Beştaş ile Murat Çepni, öğleden sonra DEM Parti Sultanbeyli İlçe Başkanlığı’nda “hapishanelerdeki tecrit”in son bulması için açlık grevi yapan partililerini ziyarette buluştu.
Beştaş buradaki konuşmasında şunları söyledi:
“Tecrit bir işkencedir, insanlığa karşı suçtur. Türkiye, tecridi devam ettirerek insanlığa karşı suç işliyor. Tecridin devam ettirilmesi ülkenin dört bir yanında savaş politikasının hüküm sürmesi demek. Tecrit, savaş politikalarının bir sebebi ve sonucudur. Adalet Nöbeti’ndeki bu çığlık Türkiye’de duyulmalı.”
Konuşmasından sonra Beştaş, partililerin ısrarı üzerine Ciwan Haco’nun “Zinge zinga zinglê min” şarkısını söyledi.
Rizeli olan Çepni de partililerin talebi üzerine “Gelevera Deresi”ni söyledi.
Sultanbeyli’de katılımı düşük, coşkusu yüksek miting: “Horonun ve halayın kardeşliğini kuracağız”
İBB eş başkan adayları, İlçe Başkanlığı’ndaki ziyaretin ardından Sultanbeyli Meydanı’ndaki halk buluşmasına katıldı. Kürt nüfusun yoğun olduğu Sultanbeyli’deki halk buluşmasında yaklaşık 500 kişilik bir katılım vardı.
İBB adaylarından ilk olarak konuşmasını yapması için Çepni kürsüye davet edildi. “Koçari” eşliğinde miting otobüsünün üzerine çıkan Çepni, horon oynadı.
Çepni, “Horonun ve halayın kardeşliğini kuracağız. Ama yetmez aynı zamanda eşitliğini kuracağız. Eşitlik yoksa hiçbir şey yok. Kürt’ü tanımayanlara, zindandaki işkenceyi görmeyenlere oy yok. 31 Mart’ta oyu kendimize vereceğiz. Ağacı gördüğümüz yere mührü basacağız.”
Beştaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gün önce Ağrı’da Kürt seçmene yönelik, “Şimdi birileri çıkmış millet iradesine sizin iradenize ipotek koymaya çalışıyor. Tek parti faşistleriyle gizli saklı ittifaklar kurarak bunu gerçekleştirmenin peşindeler” çıkışına gönderme yaparak şunları söyledi:
“Belediye Başkanlarımız, vekillerimiz sürgünde. Bizim yüzlerce arkadaşımız senin rehinen. Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Gülten Kışanak’ı sen rehin tutmuyor musun?
“Meclis’te Kürtçe konuşulduğu zaman mikrofon kapatılıyor. Kürt dostluğu böyle mi oluyor? Ahmedi Hani’nin büstünü kaldırmakla mı oluyor, Uğur Kaymaz’ın ismini parktan kaldırmakla mı oluyor?”
Beştaş, Erdoğan’a yüklenen sözlerinin ardından yeniden bir barış süreci başlatılması durumunda kapılarının kapalı olmayacağını da şu sözlerle duyurdu:
“Şu çağrıyı da açık yüreklilikle yapıyoruz. Eğer barış süreci başlatmak gibi bir niyet varsa ya da bir adım atılacaksa biz adım atmaya her zaman hazırız. Sayın Öcalan’a tecridi bir kaldırın, bir duyalım ne dediğini. Barışın kapısını açalım.”
Partili erkeklere çağrı: “Kadınları geri plana atmayın”
İBB adayları mitingden sonra Sultanbeyli’nin Orhangazi Mahallesi’nde seçim ofisi açılışına katıldı.
Yaklaşık 100 mahallelinin katıldığı seçim ofisi açılışında Beştaş ile Çepni, partililer ve vatandaşlarla birlikte halay çekti.
Beştaş, buradaki konuşmasında Sultanbeyli’deki mitingde çok belirgin olan erkek yoğunluğunu kast ederek partili erkeklere şöyle seslendi:
“Mitinglere biz gidelim. Eşim, kızım, kız kardeşim gelmesin diye bakmayın. En az onların da sizin kadar mitinge gelme hakkı var. Kadınları geri plana atmayın.”
İftardan sonra Beyoğlu Hacıahmet’te meşaleli ve havai fişekli karşılama
İBB adayları son olarak da iftardan sonra Beyoğlu Hacıahmet’te seçim ofisi açılışına katıldı. Hacıahmet’te büyük coşkuyla karşılanan DEM Parti İBB adayları, araçlarından inmelerinden konuşma yapacakları seçim ofisinin önündeki birkaç metreyi sarılanlar, fotoğraf çektirenler arasında 10 dakikada aldı.
Burada da coşkulu bir kitlenin önünde sık sık sloganlarla kesilen kısa birer konuşma yapan Beştaş ile Çepni, ardından büyük bir halaya dahil oldu. Havai fişekler atıldı.
Çepni: “Mevcut katılım ve coşku bizi tatmin ediyor”
Seçim faaliyetinin sonunda İBB adayları sorularımızı yanıtladı.
Çepni’yle seçim kampanyası hakkında konuştuk.
DEM Parti’nin İstanbul’da seçime “asılmadığı” eleştirileri devam ediyor. Bizim takip ettiğimiz bugünkü kampanya faaliyetiniz özelinde konuşursak, öğle sıralarındaki 1,5 saat kadar bir pazar ziyaretinden sonraki çalışma kendi tabanınız dışında çok temas kurabileceğiniz bir şekilde devam etmedi. DEM tabanı dışında çok geniş bir temas kurmadığınız eleştirilerine kapı açabilecek bir tablo değil mi?
Siz de takip ettiniz esnaf ziyareti, pazar ziyareti dışında büro açılışlarımız da zaten mitinge dönüşüyor. Diğer günlerde daha yoğun da olabiliyor esnaf ziyareti programlarımız, insanlarla biraraya geliyoruz.
Esas sorun çalışmalarımız ana akım medyada yer bulmuyor. “Asılmıyorlar” yorumlarını yapanlar da Serbestiyet’in yaptığı gibi çalışmalarımızı takip etsinler ve bunları yayınlasınlar. Halkımızı da yanıltmasınlar.
Seçime asılıyoruz, İstanbul’da iddialıyız. Hem ilçelerde hem de Büyükşehir’de kararlıyız.
Bugün halk buluşması yaptığınız Sultanbeyli, çok yoğun Kürt nüfusun olduğu bir yer. Oradaki Kürt seçmende AK Parti de yıllardır önemli bir tercih, bu sefer HÜDA PAR da bir alternatif olabilir. Bugünkü halk buluşmasına katılım 400-500 kişi kadar tahminen. Beklenenin altında kalmış olabilir mi?
Olabilir, tabii ki çok daha büyük potansiyelimiz var. Ama tüm partiler için genel olarak da İstanbul’daki seçim atmosferi daha önceki seçimlerle kıyaslandığında zayıf. Ama bizim çalışmalarımıza katılım hem nicelik olarak hem de coşku olarak çok daha fazla.
Bir de özgür şartlarda çalışabilsek elbette çok daha büyük kalabalıklar toplayabiliriz. Daha rahat çalışsak ve imkanlarımız eşit olabilse gözleminiz de daha farklı olabilirdi. Ancak mevcut katılım ve coşku bizi tatmin ediyor diyebilirim.
Bugün de tanık olduğumuz bazı “Oyları bölmeniz AK Parti’nin işine yarıyor” tepkileri oldu. Onlar için ne diyorsunuz?
Eğer mesele oy bölmekse, kimse bizim oylarımızı bölmesin. En güçlü adayız, en doğru tercihiz. Bölmek söz konusu değil. Muhalefet bizi desteklesin.
“Habertürk’e çıkmamdan sonra sanki normal olan sansürmüş gibi tepkiler gösterildi. Benden bir saat sonra İmamoğlu’nun çıktığının farkında değiller”
Beştaş da iki gün önce katıldığı Habertürk yayınıyla ilgili tartışmalar hakkında sorularımızı yanıtladı.
Habertürk yayınına katılmanız çok tartışıldı. Habertürk’ün daha önce “HDP’lileri almayacağız” açıklaması vardı. 14 Mayıs seçimlerinden önce bu boykot bir kere delinmişti. Şimdi siz bir yayına katıldınız. Kanaldan mı davet geldi siz mi talepte bulunmuştunuz?
Biz hiçbir kanala talepte bulunmuyoruz. Kanallar ya da gazeteler kendileri talep ediyor. Onlardan geldi.
Habertürk’e çıkmanızla ilgili tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bununla ilgili söylemek istediğim bir iki şey var. Habertürk’e çıkmamdan sonra bir kısım medyada sanki sansür normalmiş, çıkmamız anormalmiş gibi tartışmalar yürütüldü. Çok talihsiz paylaşımlar gördüm. “Hani boykot vardı niye çıkartıyorsunuz” gibi tepkiler gördüm.
AKP’nin 2016’dan sonra bize karşı uygulattığı sansürü demek ki normal kabul ediyorlarmış. Normal olan bu değil. Normal olan her partinin her düşüncenin bütün kanallarda kendine yer bulmasıdır.
“Hani DEM Parti’ye boykot vardı” deyip de İmamoğlu’nu destekleyenler, benden bir saat sonra İmamoğlu’nun da aynı ekrana çıktığının da farkında değil gibi görünüyorlar. “CHP çıkabilir, DEM Parti çıkamaz” mı demek istiyorlar. “Zafer Partisi çıkabilir DEM Parti çıkamaz” mı demek istiyorlar. Bu yaklaşım AKP’nin sansür politikasını besler. Bu kabul edilemez, herkesin buna karşı durması gerekiyor.
“Erdoğan, DEM Parti’nin görünür olmasını mı istedi” türü değerlendirmeler de yapıldı.
Tam da bunu söylemek istiyorum işte. “Erdoğan’la ilgisi var mı yok mu?” kısmı benim tartışacağım bir mesele değil. Ben partimizin adayıyım, milletvekiliyim. Neticede bizim konuşmalarımız bir şekilde yayılıyor, vatandaşa ulaşıyor. Neticede sosyal medya diye bir olgu var ve herkes kendi medyasını yaratmış durumda.
Neden DEM Parti olunca, “Erdoğan mı istedi tartışması” yapılıyor mesele bu. Neden tartışmanın odağında sadece DEM Parti oluyor.
Erdoğan’la gerçekten ilgisi olabileceğini düşünüyor musunuz?
Hayır öyle bir şey olamaz.