İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi ve siyasi yasak getiren TCK’nın 53. maddesini uyguladı. İmamoğlu’nun hukuki durumu istinaf sürecini takiben Yargıtay’ın kararı onamasından ya da reddetmesinden sonra kesinleşecek. Birinci derece mahkemesinin kararının belli olmasından sonra Ekrem İmamoğlu halka Saraçhane’de, belediye binası önünde toplanma çağrısı yaptı. Toplanan kalabalığa hitap eden İmamoğlu, ertesi gün (15 Aralık) Altılı Masa’nın liderlerinin katılacağı yeni bir miting düzenleneceğini ilan etti.
Perşembe günkü mitinge Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve hastalığı nedeniyle katılamayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yerine Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir katıldı.
Mitingden bir gün önce (14 Aralık) İmamoğlu’nun otobüs konuşmasında yanında olan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş bu sefer yoktu.
Milletin İradesi Mitingine katılan İstanbullulara neden burada olduklarını sorduğumda sıklıkla şöyle cümleler duydum:
‘’Ekrem İmamoğlu’nun yalnız olmadığını herkese göstermek için geldik’’, ‘’Önce 6 yaşındaki küçük çocuklarla evlenen kişilere ceza versinler, İmamoğlu’ndan neden korkuyorlar? Asıl bu kalabalıktan korksunlar korkacaklarsa’’, ‘’Muhalefetin cumhurbaşkanı adayını kimse sahipsiz sanmasın’’, ‘’Artık bıktık, ben de iktidara oy verdim ama bu kadarı fazla. Bu adam ne yapmış? Göstersinler bize, kanıtlasınlar suçu varsa. Haksızlığa uğrayan birine herkesin sahip çıkması lazım’’, ‘’Bu cezanın zamanı şüphe uyandırıcı benim için‘’, ‘’Kötü bir işe karışmış olsa duyardık hepimiz herhalde?’’
Hem başörtülü-çarşaflı, hem piercingli-renkli saçlı kadınlar
Miting alanına genel bir bakış attığınızda hem başörtülü-çarşaflı, hem de piercingli-renkli saçlı genç kadınlar görmek mümkündü. Atatürk ve Ekrem İmamoğlu görselli bayraklar, ‘’Her şey çok güzel olacak’’, ‘’İzindeyiz Atam’’ yazılı bantlar ve İYİ Parti flamaları dikkat çekiyordu.
Üniversiteli gençler, ev kadınları, lise öğrencileri, işçiler… Miting alanında her sosyoekonomik gruptan insan gördüm. Sevgilisiyle gelenler, tek gelen yaşlı teyzeler genelde alanın daha dış kısmında kalmıştı. Alanda, İYİ Parti flamaları da dikkat çeken başka bir detaydı.
Sarıyer’den gelen yarı başörtülü diyebileceğimiz 65-70 yaşlarında bir teyzenin anlattıkları:
‘’Çok seviyorum Ekrem başkanı. Onun için geldim. Bir kere tanıştık ben ve oğlum sonra hep sevdim, bütün mitinglerine geldim. Yarın gelin dese yine gelirim. Çünkü bu yönetimden bıktık. Keşke sadece ekonomik olarak kötü olsaydık. 7 yaşında bir torunum var, ona bakınca 6 yaşında evlendirilen kızı hatırlıyorum, bakamıyorum torunumun gözlerine. Bu kadar zalimlik, bu kadar cahillik yeter artık, biraz da o kız için geldim buraya. Ona ilk sahip çıkan Ekrem başkandı. Ben ne siyasetçiler gördüm, ne hükümetler gördüm. Bunun gibisini görmedim. 20 yıl oldu. Karun gibi oldu gitmiyor. Yeter, gitsin. İmamoğlu gelsin. Yiyecekse de o yesin paramızı.’’
Miting alanının dışında duran 45-55 yaşları arasında iki erkek… Biraz konuşunca Cumhur İttifakı’na yakın kararsız seçmen oldukları teşhisini koyuyorum. İşten çıktıktan sonra, kalabalığı görmek için gelmişler. Ne düşündüklerini soruyorum.
‘’Ekrem İmamoğlu’nu seviyorum ya da sevmiyorum diye bir şey söyleyemem ama bu ceza neden verildi anlamadım. Çok araştırmadım da. Kötü bir işe karışmış olmuş olsa duyardık hepimiz herhalde? Bir suçu, günahı varsa öğrenelim. Siz daha iyi bilirsiniz ama yüz kızartıcı, kötü bir işi olsaydı duyardık diye tahmin ediyorum.
‘’Ben bu yasaklama kararının neden şimdi olduğunu merak ediyorum. Neden bir ay önce değil, şimdi? Seçimlere az kaldı. Bu yüzden mi? Bu soruya benim de bir cevabım yok ama bu zamanlama normal değil gibi geliyor. İmamoğlu’nun sevmediğim, gıcık olduğum çok işi var: Ben taksiciyim, bizim durağın olduğu caddeyi komple mahvetti. Oy vermiş biriyim ama pişman da olmuş biriyim. E sevmesek de bu yasak haksız bir şeyse tabii kötü. Sonuçta ben de şu an desteklemem diyorum ama son seçimde oy verdim. Oy verdiğim birinin icraatını beğenmedim diye hapse atılsın isteyemem. Varsa bir suçu o ayrı ama bilemeyiz. Bu cezanın zamanı şüphe uyandırıcı benim için.‘’
45 yaşlarında, miting alanının dışında HDP’li bir seçmen, erkek. Ona da Ali Babacan’ın Demirtaş hakkındaki sözlerini soruyorum:
‘’Mitinge gelip gelmemek arasında kaldım. Kızım burada, onu getirdim arkadaşlarıyla. Onlar daha ilerdeler. Arada kalmamın nedeni, bana her şeyin belirsiz gelmesi. Evet, İmamoğlu’na haksız ve hukuksuz bir ceza verildi ve ben buradayım, ama burada olmamı gerçekten ister mi CHP’liler? Emin değilim. Bana her şey çok belirsiz geliyor. Aday olursa oy vermeyi düşündüğüm biri aslında ama bu ortama baktığımda her şeyin belirsiz olduğunu görüyorum. Altılı Masa liderlerinin konuşmalarını dinledim, herkes farklı bir şey söylüyor. Yine de iyidir burada hep beraber olmak, birlik çağrısı yapmak. Ama güven verdi mi bu miting diye sorduysanız, açık konuşayım vermedi. Ali Babacan’ın söyledikleri güzeldi ama ben Erdoğan’ın Bahçeli’ye son anda çelme takacağını düşünüyorum. İstenmeyen ya da yarım ağızla istenen HDP’yi çok başka yerde görebiliriz. Demirtaş oy ver derse ve Erdoğan bizim şartlarımıza uyarsa oy veririm. Aynısı Altılı Masa için de geçerli. Öcalan’ın artık dediğini dinleyen kimse kalmadı ama Demirtaş söylerse ve Erdoğan aklıma yatan işler yaparsa ben oy veririm. Bunu hiçbir zaman Erdoğan’a oy vermemiş bir adam olarak söylüyorum.’’
Liderlerin konuşma yaptığı dilimde miting alanının ortalarındaydım daha çok. Buradaki topluluk gençlerden ve hayli çok sayıda yaşlıdan oluşuyordu.
İmamoğlu’nun konuşmasının başlamasını alkışlarla beklediler. Özellikle DEVA Partisi lideri Ali Babacan ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’in sırasında miting alanındakilerin konuşmayı dikkatle dinlediklerini ve bazı yerlerde alkışladıklarını gördüm. Ali Babacan’ın Canan Kaftancıoğlu ve Selahattin Demirtaş hakkındaki sözleri büyük bir alkış ve heyecanla karşılandı. ‘’Helal olsun’’ diyerek alkışlayan genç bir kadın:
‘’Babacan’dan beklediğim bir hareketti. İmamoğlu ile birlikte Demirtaş ve diğer Kürt siyasetçilere yapılan haksızlığın karşısındayım. Onlar için de buradayım.’’
Akşener’in konuşması sırasında kalabalığın heyecanı epey yüksekti. O konuşurken arasında olduğum grup ‘Cumhurbaşkanı İmamoğlu’ sloganları atıyordu. Bu sloganı atarken, İmamoğlu’nun kendilerine bakıp rahatsız bir ifadeyle kafa salladıklarını konuşuyorlardı.
Başka bir yaşlı kadın ise ‘’Kurban olayım aday ol, kurban olayım’’ diye bağırıyordu.
Ona da neden Ekrem İmamoğlu’nun aday olmasını istediğini sordum:
‘’Umudumuz o. Başka kim var? Hepimizin morale, iyi olmaya ihtiyacı var artık. Aday olsun, kurtulalım.’’ Altılı Masa’nın parti temsilcileri ve teşkilatları mitingi İBB binasının içinde takip ettiler. Partilerin genel başkan yardımcılarının hemen hemen hepsi oradaydı. İçeride bulunan bir televizyondan liderlerin konuşmasını takip ediyorlardı.
Görebildiğim kadarıyla mitinge en iyi -CHP dışında- İYİ Parti ve DEVA Partisi teşkilatları hazırlanmıştı.
