Fikirde Birlik Platformu öncülüğündeki LGBTİ+ karşıtlarının İstanbul Saraçhane Parkı’ndaki mitingine İsmailağa Cemaati, Vatan Partisi, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) ve 150 STK katıldı.
Saraçhane’de toplanan kalabalıkta ağırlıklı olarak kadınlar göze çarpıyordu. Göz hizamdam baktığımda eyleme 5 bin civarı kişi katıldı diyebilirim. Az da olsa gençler vardı ancak önemli çoğunluk eylemi etraflarından duyan 50-80 yaş arası kişilerden oluşuyordu.
Eylem, “Bizim hedefimiz LGBTİ kişilere nefret söylemi oluşturmak değil. Biz sadece bize bunun dayatılmasına karşıyız” konuşmasıyla başladı.
Alana ilk baktığımda, aylar önce Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesindekine benzer bir profilin olduğunu fark ettim. Fatih Çarşamba’dan bu eylem için inen bir kalabalık vardı. Eyleme katılanların çoğunluğunun İsmailağa cemaati mensubu olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
Herhangi bir eylemde aslında gençlerin daha yoğun olduğunu görürüz. Bu eylem diğerlerinden farklı olarak yaşlı insanlardan oluşuyordu. Eyleme gidiş ve dönüş güzergahımda metro-metrobüs kullandım. Gözlemim, eyleme katılanların İstanbul’un farklı noktalarından gelerek buluşan insanlardan oluşmadığı.
Eylemde dikkatimi çeken başka bir husus da pankartlar oldu. Taşınan döviz örneklerinden birkaç tanesi şöyle:
Mabel Matiz gibi sanatçıların eyleme sosyal medya üzerinden tepki gösterdiğini kalabalıklar arasında gezerken duydum. Bir kadın sinirli bir şekilde şu cümleyi kurdu: “Onlar eylem yapabilsin, biz yapamayalım? Saçma sapan şeyler söylemiş Mabel Matiz.”
Konuştuğum insanlar LGBTİ+ konusunun Avrupa’nın bir dayatması olduğunda hemfikir.
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı da yürüyüşü düzenleyen Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nu kutlayarak şunları söyledi:
“LGBT hareketi bir insan hakları hareketi değildir. Batı merkezli bir ideolojik, kültürel saldırının karşısında duranları sindirmek için bir sopa olarak kullanılıyor. LGBT yürüyüşlerine bakın, orada insan haklarını mumla arasanız bulamazsınız.
“20-30 kişilik örgütlere 22 milyon dolar verildiğini İçişleri Bakanlığı açıkladı. Bu neden verilir? Bunu da ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri veriyor. PKK’ya silah veren ve kundaktaki çocuğun kanını elinde taşıyan katil devletlerin insan haklarını savunarak yardımda bulunduğu düşünülebilir mi?
“Bu yürüyüş en ön cephede insanlığı savunma yürüyüşüdür. Herkesi bu güvenle davet ediyoruz.”