Ana SayfaHaberlerKayıp kent Pompeii'deki yeni kazılarda, 'kara oda'da nefes kesici eserler bulundu

Kayıp kent Pompeii’deki yeni kazılarda, ‘kara oda’da nefes kesici eserler bulundu

Milattan sonra 79 yılında Vezüv Dağı'ndaki volkanik patlamayla birlikte küller altında kalan Pompeii kentinde yapılan yeni bir kazıda, nefes kesen sanat eserleri bulundu.

Arkeologlar, keşfedilen duvar resimlerinin Pompeii’de bulunanların en iyileri olduğunu söylüyor.

Büyük bir ziyafet salonunun yüksek siyah duvarlarında Truvalı Helen gibi antik Yunan figürleri tasvir ediliyor.

Salonun neredeyse tamamen sağlam kalmış mozaik tabanında, bir milyondan fazla parça yer alıyor.

kara oda

Kayıp kentin üçte biri hâlâ volkanik kalıntılardan temizlenmedi. Şu anda devam eden son dönemin en büyük kazısı, Pompeii’nin Roma İmparatorluğu halkı ve kültürüne dair başlıca pencere olma özelliğini pekiştiriyor.

BBC’ye özel olarak gösterilen “kara oda”nın renginin, güneş battıktan sonra yapılan ziyafetlerde kullanılan lambaların isini örtmek için seçildiği sanılıyor.

Böylece lambalardan yükselen titrek ışıkla birlikte, fresklerin âdetâ canlanmış olacağı düşünülüyor.

grafik

Özellikle iki fresk dikkat çekici.

Birinde Tanrı Apollo, rahibe Cassandra’yı baştan çıkarmaya çalışırken görülüyor. Efsaneye göre Cassandra’nın Apollo’yu reddetmesi, kehanetlerine imsenin inanmamasına yola açacak.

Bunun trajik sonucu ise ikinci freskte gösteriliyor. Burada Troya prensi Paris, Sparta kraliçesi güzel Helen’i baştan çıkarıp kaçırıyor. Cassandra ise bu birlikteliğin Troya Savaşı’na neden olup hepsinin sonunu getireceğini görüyor ve söylüyor. Ama kulak asan olmuyor.

fresk

Kara oda, 12 aydır devam eden yeni kazılarda bulunan son hazine. “Bölge 9” diye bilinen büyük bir mesken ve ticaret alanın üzerinden, Vezüv’ün neredeyse 2 bin yıl önce püskürttüğü küller temizleniyor.

19. yüzyılın sonunda yapılan kazılarda, bir köşede bir çamaşırhane bulunmuştu. Son kazıda da toptan satış yapan bir fırın ve kara odanın bulunduğu büyük bir ev ortaya çıkartıldı.

grafik

Araştırma ekibi, bu üçünün tesisat, geçitler ve sahipleri anlamında birbirine bağlı olduğundan emin.

Muhtemel sahibin adının baş harfleri “ARV”yi birçok yerde görmek mümkün. Harfler duvarlarda ve hatta fırıncının değirmen taşlarında bile seçilebiliyor.

Arkeolog Dr. Stephanie Hay “ARV’nin kim olduğunu biliyoruz: Aulus Rustius Verus” diyor.

“Pompeii’deki diğer siyasal propagandalardan tanıyoruz. Politikacı. Süper zengin. Fırının ve çamaşırhanenin arkasındaki lüks evin sahibinin o olabileceğini düşünüyoruz.

salon

Net olansa, Vezüv patladığında tüm bu mülklerin onarımdan geçiyor olması. Kurtulmaya çalışan işçiler, düzgünce dizilmiş kiremitler ve hâlâ kireç harcıyla dolu kovaları geride bırakmış. Malaları ve kazmaları da duruyor. Ancak ahşap sapları çoktan çürümüş.

Dr. Alessandro Russo kazıyı yöneten arkeologlardan biri. Bize bir odada bulunan freski göstermek istiyor. Patlama sırasında dağılan freskin parçaları yap-boz gibi büyük bir masanın üzerinde dizili.

Duvar parçalarına biraz su sıkıyor ve böylece freskin detayları ve canlı renkleri ortaya çıkıyor.

Antik Mısırlı karakterlerle dolu manzaralar, yiyecekler, çiçekler ve tiyatro maskelerini görebiliyorsunuz.

grafik

Russo “Bu benim bu kazıda en sevdiğim buluşlardan biri, çünkü karmaşık ve nadir. Üst sınıftan bir birey için yapılmış yüksek kaliteli işler” diyor.

Ancak evdeki freskler zarif diye tanımlanabilirken, fırında bulunanlar Roma İmparatorluğu’ndaki yaşamın daha acımasız bir boyutunu, köleliği yansıtıyor.

Fırında çalışanların çok kötü koşullarda yaşadığı, değirmen taşlarını döndüren eşeklerle birlikte kaldıkları açık. Sadece bir pencere var ve o da kaçmalarını önlemek için demirlenmiş.

Kazıdaki nadir iskeletler de fırında bulunmuş. İki yetişkin ve bir çocuk düşen taşların altında kalmış. Mahsur kalan ve yanardağ patlamasından kaçamayan köleler oldukları sanılıyor.

fresk
lamba
fresk
- Advertisment -